Bölüm: 5

7 1 0
                                    

(Jungkook)

Jm: Buarada Jungo, kaç gündür sormayı unutuyorum da o elmacık kemiğindeki küçük morluk neden var? Yoksa bir yere mi vurdun?

Jk: Ha o mu? Tae ben o iftirayı attıktan sonra tuvalette yumruk attı. Neyse ki artık aşağıya inmeye gayret göstermiyorum, en üst kattayım.

Jm: Vay şerefsiz. Neyse şimdi ayaklarında sürünecek.

Jk: Evet. Buarada, dün hesabıma bakmış. Nasıl bulduysa...

Jm: Vay be! Bu sıralar Tae'den hiç beklemediğimiz hareketler ortaya çıkıyor. Önceden sana iki adım attırmazdı.

Jk: Bende şaşırıyorum doğrusu. Eh sonunda gerçek instagram hesabımı gördü.

İkimizde kıkırdamıştık.

Jk: Aslında o sevgili konusunda Taehyung'a teşekkür etmeliyim. Beni o sapıktan kurtardı.

Jm: Evet yanlışlıkla bir işe yaradı. Dur, sapık mı?

Jk: Ayrıldıktan sonra karşıma çıkıp sözde attığım mesajlardan bahsetmişti. Sonrada tecavüze kalkıştı.

Jimin ilerlememi kesmek için önüme geçip durmuştu. Bana gözleri kısık bakıyordu.

Jm: Neden şimdi söylüyorsun?

Jk: O sıralar ağzımı açamıyordum ki. Üzüldüğüm şeylerden biri buydu zaten. Birincisi ilk sevgilim olması ikincisi de tecavüze kalkışması. Bir de üçüncüsü var o da Taehyung.

Bir elini yanağıma koyup okşamaya başlamıştı. Grup kurulmadan önce sadece ben ve Jimin vardık ve kardeş gibiydik. O yüzden de onu ayrı seviyordum.

Jk: Biliyor musun Jimin, hep bir kardeşim olmasını istemiştim. Sen bu boşluğu kapıyorsun. Neyse hadi çekil de servisi kaçırmayalım. 1 haftalık tatil boşa gidecek.

Jm: Ay doğru!

Yanağımdan öpüp yanıma geçti ve bir kolunu enseme attı. Otomatik olarak eğilmiştim. Bende bir elimi arkadan omzuna koymuştum. Bu şekilde ilerliyorduk.

Onun boyuyla bu kadar çok dalga geçiyorduk çünkü asıl sevdiğimiz şeylerden biri onun boyuydu. Bu onu bebeğimiz gibi gösteriyordu.

...

Sonunda servise yerleşmiştik. Jimin ile ben yan yana, Hoseok ve Namjoon önümüzde ve Yoongi ise tek başına onların önünde oturuyordu. Bilerek böyle istemişti çünkü uyumak istiyordu. Bazen bu çocuğun zaman kavramının farklı olduğuna inanıyordum. Geceyi sabah, sabahı gece olarak algılıyordu bence.

Servisin dolmasını bekliyorduk. Asıl beklemediğimiz şey ise, servise Taehyung'un binmesiydi. Bu kadar tesadüf artık fazla gelmeye başlamıştı. Ya bu kaderimizdi ya da Taehyung bunu bilerek yapıyordu. Ayrıca eğer dün gece rüzgar eserken buz gibi bir içecek içmişse birkaç gün evde kalması gerekirdi. Hiç de hasta gibi durmuyordu.

Jimin ile ağzımız 5 karış açılmış birbirimize bakıyorduk.

Jk: Seni pis yalancı.

Fısıltıyla konuşmama rağmen dediğimi duymuş olacak ki bana bakmıştı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Gözlerini kaçırıp öksürmeye başlamıştı. Servisin dışına çıkmak için koştururken hâlâ öksürüyordu.

Jk: SENİ VARYA PARÇA PARÇA AYIRACAĞIM! SADECE BEKLE!

Taehyung servisten inmiş başka servislere ilerlemişti. İçimdeki öfke kafama kadar çıkmıştı.

H: Neye bu kadar sinirlendin lan?

Diyerek arkasını dönmüştü.

Jk: Beni kandırdı. Dün hastayım diye gelmedi ve bütün işleri ben yaptım. Planımı mahvediyo...

Rm: Bebek gibisin.

H: Çok taşşaklı ama bebek.

Jk: Hoseok.

Hoseok önüne dönmüş düzgünce oturmuştu. Boğazını temizleyip dışarıyı izlemeye başlamıştı. Yerimden bacaklarım desteğiyle hafif ayağa kalkmış ve Hoseok'un saçını çekmiştim. Bana bakıp elini elime vurmaya başlamıştı. Elimi çekip oturduğumda ise koltuğa vuruyordu. Bana yetişmeye çalışıyordu. Bu hâline kıkırdarken şoför gelmiş bizi uyarmıştı.

_______________

Yol boyunca uyumuş, uyanmış, gruba bulaşmış, yemek yemiş ve tekrar uyumuştum. En sonunda otele varmıştık. Bu saatte lunapark kapalı olduğu için mecbur otelde kalacak ve dinlenecektik. Zaten asıl tatilimiz yarın başlayacaktı.

Herkes yavaş yavaş otel odalarına yerleşiyordu. Biz grubumuzla tekrar kümesten çıkan tavuklar gibi bambaşka yerlere dağılmıştık.

Odanın kartını almış ve kapıyı açmıştım. Kapıyı kapatıp kartımı duvardaki yerine koymuştum. Fakat, iki tane yeri olan kutunun bir tanesi doluydu, başkasının kartı vardı. Bir süre kartlara baktım ve oda arkadaşımın kimin olacağını düşünmeye başladım. Biraz ilerledikten sonra yatakta uzanan ve telefona bakan Taehyung'u görmüştüm.

Jk: Seni orospu çocuğu.

Taehyung ilk başta şok içinde ekrana kilitlenmiş ve daha sonra bana bakmıştı. Zaten üstünü kapattığı örtüyü daha çok kendine çekmişti. Sırtımdaki çantayı kenara fırlatıp Taehyung'un üstüne zıplamıştım. Benden uzaklaşmaya çalışırken ellerini tutup göğsünde çapraz şekilde tutmuştum. Şuan açıkta olan tek yeri kafası ve kollarıydı, gerisi yorganla kapanmıştı.

T: Ah sikeyim! Çıplağım Jungkook!

Tam suratını dağıtmaya başlayacakken, öfkeyle dediği bu cümle karşısında kızardığımı hissetmiştim.

Jk: N, ne?

T: Çıplağım.

Jk: ONU ANLADIM, neden?

Kulağıma kadar gitmişti bu kızarıklık. Hem sinirden hemde utançtan kızarıyordum.

T: Ben ellerimi alayım da.

Jk: Hayır şimdi söylüyorsun.

T: Odama kız gelir belki diye.

Jk: Sen sevgilinden yeni ayrılmadın mı it?!

T: Salak şaka yapıyorum. Öyle bi şey istesem zaten yapamam hocalar var. Odada tek olacağımı düşünüp soyundum işte hazır yatak soğuk bide.

Jk: Hmmm... Tamam neyse, onu geçiyorum.

T: Yalnız elini çeker misin yoksa üstüne ben atlayacağım bu sefer ve bütün bedenimi görmek istemezsin.

Ellerimi çekip hızlıca yorganı tutmuş ve Taehyung'un omzuna kadar çekmiştim. Yorganı iki yanından sıkıca tutarak onu hareketsiz bırakmıştım.

T: Ah peki, temastan iyidir.

Jk: Sen hastayım dedin ve dün tüm işlerimi bana kakaladın.

T: Öyle mi yapmışım?

Jk: Aynen öyle yapmışsın!

T: Vay be, az piç değilmişim bende be.

Jk: Şimdi dün bana kitlediğin onca işin cezasını bugün burada ödeyeceksin. Hatta ne bugünü, otelde olduğumuz süre zarfı içerisinde!

T: 1 HAFTA MI? YUH!

Jk: Evet.

Gözlerini sıkıca kapatıp ağlar gibi yaparak. Bu sırada ise, hığğ, diye bir ses çıkarıyordu. Sesini kısık gibi çıkarırken,

T: Sikeyim böyle hayatın içine...

Diyerek mırıldanmaya başlamıştı. Fısıltıyla sure okur gibi devam ederken en sonunda sözlerini bitirmiş, durmuştu.

Jk: Bitti mi?

Bana baktı.

T: Evet. Şimdi bırak beni, sıcak!

Onu bırakmıştım. Bugün yol yorgunu olduğumuz için ona görev yaptırmayacaktım ama sonraki gün ağzına sıçacaktım...

Do Not Disturb Me -TaeKook- [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin