Bölüm: 14

4 2 0
                                    

Dinlenilen şarkı: Remembrance
O olmadan geçen gün sayısı: 19 gün
Mezuniyete kalan gün sayısı: 5 gün
O olmadan geçen yıl sayısı: Henüz bilinmiyor, erkenden hayatıma son bulabilirim. Hem de mezuniyet gününde...

Acının arttığı sayı: sayılamıyor.
Kendine olan öfkenin arttığı sayı: sayılamıyor.
Uykusuz geçen günler: Sayılmadı.
Kilo: 59
Arkadaşlardan yenilen azar sayısı: asla sayılamaz.

Defterin son sayfasına yazılan yazılar...

Arabanın camına vuran yağmur damlalarını izliyorum. Son bir kez camı açıyor ve yüzüme gelen ıslaklığı hissediyorum, mis gibi kokan havayı içime çekiyorum. O gün partide giydiğim ve asla ütülemediğim, yıkamadığım takımı giymiştim. Bugün mezuniyete gidiyorum. Kim bilir ölümümün haberini nasıl alacaktı? Hiçbir fikrim yok. Hiç kimsenin haberide yok.

Sonunda varmışım o mükemmel yere. Benim için mükemmel değil, insanlar için mükemmel olan yere.

Asıl acının bana neler yapabileceğini şimdi anlamıştım. Herkesin çektiği dayanılmaz acı bu muydu? Yaşadığı bu hasret...

Hava kararıyordu. İçtiğim içki kadehlerini saymadım. Son bir kadehi içiyorum. Herkesin mutluluğunu, çiftler için müzik çaldığında izliyorum. Son bir kez sırıtıyorum. Balkona çıkıyorum, arkamdaki kapıyı kapatıyorum. Kadeh bardağını balkonun kenarına bırakıyorum. Parmaklığın üstündeki uzun tahta parçasına çıkıyorum. Ayağımı ortalayarak düşmek için hazırlık yapıyorum. Karanlık denize bakıyorum. Derin ve karanlık olan bu mavi denize. Gözlerimi kapıyorum arka saçlarıma esen meltemle. Kendimi rüzgara bırakırken hafif sarhoşluğumla karanlığıma dalıyorum. Hafif gülümserken kendimi hazırlıyorum. Kendimi o boşluğa bırakıyorum.

________

Jungkook aç gözlerini, diye sürekli tekrarlanan cümleler yankılanıyordu kafamda. Bulanıktı ama gittikçe netleşiyordu. Gözlerimi istemsiz araladığımda karşımdaki yüzü seçemiyordum. Alnıma yumuşak bir sıcaklık deyip gitmişti. Gördüklerim netleşmeye başladığında, karşımdakinin Taehyung olduğunu görmüştüm. İçimdeki heyecan artmıştı.

Jk: T, Tae?

Dedim yetersiz çıkan sesimle. Gülümsemişti.

T: Sen delisin. Gerçekten delisin.

Etrafa baktığımda hastanedeydim. Önceden bayılıp hastaneye gittiğimde Tae yüzündedi ama o yoktu. Şimdi tekrardan onun yüzünden gitmiştim ama yanımdaydı. Yatağımın yanındaki sandalyede oturuyor beni izliyordu.

Jk: Sen beni nasıl buldun? Mezuniyette yoktun.

T: Vardım. Seni arıyordum. Sana bir özür borcum olduğu için seni arıyordum. Daha sonra balkon aşağısında herkesin çığlık attığını duyup gittim. Sen aşağıya atlamıştın fakat birinin üstüne düşmüştün. Şuan o da yan odada. Neyseki iyi. Daha doğrusu, neyseki sen iyisin. Seni hayata geri döndürmek istediğim ve borcum olduğu için geldim. Rahatsız etmeden gideceğim. Ben sana duygularımı reddedip eziyet çektirdim ama sen, benim sana hizmet ettiğimi söyleyip asla eziyet çektirmedin. En eğlendiğim zamanlar oldu. Beni hiç kandırmadın. Bu yüzden, önceden sana yaptığım onca işkence için çok ama çok özür diliyorum. Affetmek zorunda değilsin, sadece bunları bilmeni istedim.

Hâlâ bileğimde olmasına şaşırdığım bilekliğe baktım. Taehyung'a uzatıp bilekliği çıkarmasını ve kendisine takmasını söyledim.

Jk: Seni affettim. Bu senin bilekliğin.

Gözleri dolmuştu.

T: Ben bunu takmak istemiyorum. Zamanında bana o çocuk vermişti.

Jk: Ama şimdi ben veriyorum. Al tak.

Bileğimden çıkaracağı sırada durmuştu.

T: Bu benden sana hediye olsun Jungkook. Bunu değer verdiğim kişiye vermek bana daha iyi hissettirir.

İkimizde kıkırdıyorduk.

Jk: Yaklaş.

Dediğim gibi yaklaşmıştı. Dudaklarımı dudaklarına bastırmış ve kendimi ona bırakmıştım. Şok içinde ne yapacağını bilemiyordu ve tam bu anı içine sindireceği sırada geri çekilmiştim. Pembeleşmiş dudakları aralanmış şekilde şok içinde bana bakarken ben ona sırıtıyordum.

T: Ama rahatsız olmuyo muydun...

Jk: Artık olmuyorum. Duygularımı anladım Taehyung. Ben sana aşığım.

Şuan yaşadıklarını sindirmeye her çalıştığında daha çok şok oluyordu.

T: Sakıncası yoksa eğer, öpebilir miyim?

Jk: İzin almana gerek yok.

Dudaklarımız tekrar buluşmuştu. Bir elindeki parmaklarını parmaklarım arasına geçirmiş ve boşta kalan baş parmağı ile elimin üstünü okşamıştı. İçimizdeki bu huzur kat ve kat artıyordu.

Do Not Disturb Me -TaeKook- [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin