Odaya geri gitmiştik. Zaten yemeklerimiz bitmişti.
T: Burada makine de yok, bu portakal suyu izi bir hafta duracak mı böyle!
Jk: Ya tamam yanlışlıkla oldu. Hem sende içtiğimi görmüyor muydun aaa! İnsan bi bakar napıyor şuan, acaba bir bok yiyecek mi diye. Ayıp yani.
T: Hâlâ kendini savunuyorsun ya!
Tişörtünü bir anda çıkarmıştı. Hemen arkamı dönüp gözlerimi kapadım.
T: Sanki sende yok.
Jk: İnsan haber verir!
T: Kes.
Jk: Efendim?
T: Pardon Jeon Jungkook hazretleri.
Üstünü değiştirmesini beklerken etrafa bakınıyordum. Kollarımı bağlamıştım. Bu son zamanlarda Tae ile biraz yakınlaşıyormuş gibi hissediyordum. Servisten indikten sonra arkadaşlarımın yanına gitmemiş ve Jimin hariç kimseye mesaj atmamıştım.
Jk: Taehyung, düşündüm de arkadaşlarıma vakit ayırmalıyım bence...
T: A evet çok haklısın! Bende dinlenmiş olurum.
Jk: Ama senin hâlâ yanımda kalman şartıyla.
T: ... neyse. Giyindim.
Jk: Güvenemedim.
Omzumdan tutup beni kendine çevirmişti.
Jk: Giyinmişsin.
T: Hadi be!
Dedi benimle dalga geçerek. Mimikleri tekrar benden nefret ederkenki hâle dönmüştü. Hâlâ bana bakıyordu. Kapıya çok yakın durmuş olacak ki, kapıyı açarken kafasına vurmuştu. Gözlerini sıkıca kapatıp başını okşamıştı. Gülmemi tutamayarak kahkahaya atmaya başlamıştım.
T: Gülmee!
Jk: Ayyy durduramıyorum!
Diyerek gülmeye devam etmiştim. Kapıyı düzgünce açıp dışarı çıkmıştı. Bende onu takip ederek arkasından geliyordum kahkaha atarken.
________
(Jk'un grubu)
H: Şıllıklar, bu Jungkook değil mi, eminiz?
Bütün grup durmuş dikkatlice Jungkook ve Taehyung'a bakıyordu. Taehyung sinirli şekilde ilerliyor, başını ovuyordu. Jungkook ise karnını tutarak kahkahalarını dışarıda yankılandırıyordu.
Rm: Nolmuş lan bunlara?
Jm: Tae hizmet etmeye başladığında beridir bizimle pek vakit geçirmiyor fark ettiniz mi?
H: Aa evet.
Yoongi Jimin'e bakmıştı. Jimin'de bunu fark ederek ona bakmıştı. Göz göze geldiklerinde, gözlerini kaçırmış ve tekrardan Taehyung ile Jungkook'a bakmışlardı.
Grup koşturarak Jungkook'un yanına gelmişti.
Jm: Naber Jungo?
Jk: Ayyy, iyiyim görmüyor musunuz!
T: Bu kadar komik bir şey değildi.
Jk: Ama hatırladıkça gülesim daha çok geliyor!
H: Noldu ki?
Jk: B, bu salak kapıyı açarken kapıyı kafasına vurdu!
Taehyung gözünü devirmiş derin nefes vermişti. Hoseok'un gülmeye başlamasıyla bir kahkaha akışı olmuştu. Herkesin güldüğünü gören Taehyung az da olsa sırıtmış sonra ciddileşmişti.
T: Hadi gidelim.
Jk: Şş, bizim grupta bile değilsin ne bu emirler? Sadece hizmetçisin. Neyse hadi gidelim.
(Jk)
Grupça lunaparkın olduğu yere gidiyorduk
Varır varmaz etrafa bakakalmıştık. Oy birliği ile seçmeye karar vermiştik. Çünkü biri başka, diğeri başka bir şey diyordu. Eh tabii oy birliğide işe yaramamıştı çünkü herkes farklı ve bir tanesine oy vermişti.
Jk: O zaman taş, kağıt, makas?
Jm: o uzun sürer.
Jk: Doğru...
T: Tamam ben kafamda numaralndıracağım hepsini ve sizde 5'e kadar bir sayı söyleyeceksiniz. Hepinizin farklı seçmemesi lazım ama.
Grupça ilk defa Taehyung'u onaylamıştık çünkü başka şans yoktu. Taehyung kafasında gruplandırdığında hepimiz bir sayı söylemiştik. En çok oy 3'e yani Tae'nin dediğine göre hız trenine gitmişti. Benim istediğim çıktığı için sevinçten yükseğe zıplamıştım.
Jk: Hadi gidelim!
Onları göndermeye çalışırken Taehyung'a istemsiz bakmıştım. Sanki tebessüm eder gibi olmuştu fakat etmiyordu.
Jk: Sende gel.
Demiştim samimi gibi olarak. Tek kaşını kaldırmış sonra kafasındaki sesleri umursamadan kabul etmişti.
Hepimiz hız trenine gitmiştik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do Not Disturb Me -TaeKook- [TAMAMLANDI]
General FictionJungkook ile kavgalı olan Taehyung, sarhoşken yanlışlıkla ona mesaj atar... -SemeTae (her an değişebilir) -Texting+düzyazı -Fazlaca küfür vardır. Elimden geldiğince sizi eğlendirmeye çalıştım, umarım faydalı olmuştur. Buarada, hikayede arada parant...