(Jimin)
Suga'yı aramaya devam ediyordum. Onu nasıl çağıracağımı düşünüyordum. En son ki atışmamız zaten olmayan aramızı daha da bozmuştu. Bir şekilde gönlünü almalıydım.
Nihayet Suga'yı bulmuştum. Yemekhaneye doğru gidiyordu. Peşinden gelmiş ve gergin olan ortama katılmıştım.
Jm: Suga, sen neden gelmedin?
Bana baktı ama cevap vermeden gözlerinin yönünü karşısına çevirip ilerlemeye devam etti. Elimi, bir anda gelen mükemmel cesaretimle omzuna koydum.
Jm: Hadi ama-
Y: Beni rahat bırak.
Bunun olacağını bildiğim için pek bana etkisi olmamıştı. Elimi omzundan çektim. Bu sefer önüne geçip onu durdurdum.
Jm: Sudan mı korkuyorsun Suga?
Y: Evet Jimin, sudan korkuyorum. Hatta ne yapalım biliyor musun? Bunu bütün dünyaya duyuralım!
Bu dediğiyle ne tür bir manyakla uğraştığımı anlamıştım.
Jm: SUGA, BIKTIM ARTIK BU SALAK HALLERİNDEN. SENİ ELLİ KERE UYARMAMA RAĞMEN HER ZAMAN GEREKSİZ TAVIR YAPTIN. NEDEN? BEN SANA BİR ŞEY Mİ YAPTIM? YAPTIYSAM SÖYLE.
Y: Hayır Jimin. Zamanında beni kandıranlar yaptı.
Bu bağırmamı sakin karşılaması beni şaşırtmıştı. Bunu dedikten sonra gözlerini yere çekip bana bakmaması da ilk kez olan bir şeydi.
Jm: Ne yaptılar sana? Bunu beraber düzeltmek istiyorum çünkü. Eğer biz yapamazsak arkanda üç kişi daha var.
Y: Öyle diyorsun ama ben nasıl güveneceğim?
Jm: Habire bu soruyu sorup kafanı karıştırmayarak. İnsan beyni böyledir Suga, ona hangi yönü verirsen o yönde ilerler. Eğer güven için şüphe edip habire kendine bunu soruyorsan zaten güvenemezsin. Zaten güvende budur, karşıdaki kişiden şüphe duymadan ona kendini rahat bırakmak.
Bana bakmıştı. Gözlerini tekrar kaçırmak istiyordu ama bunu yapacak gücü de bulamıyordu.
Jm: Evet çok fazla kavga ettik, didiştik ama bu senin benim arkadaşım olduğunu değiştirmez. Bunlar düzelecek şeyler çünkü sen şuanda kendinle savaşıyosun. Savaşlar kanla biter ama bir süre sonra etrafında gülücükler uçuşur. Hadi, artık yıkalım şu duvarları.
Gözleri dolmaya başladığında beklemediğim anda kollarını belime sarıp başını boynuma yaslamıştı. Şoktan ne tepki vereceğimi bilemezken ellerim havada kalmıştı. Yaşları boynumdan dökülmeye başladığında havadaki ellerimi sırtına yasladım.
Y: Ben sudan korkuyorum. Her baktığımda boğuluyorum.
Tebessüm edip gözlerimi kapadım. Bir elimi sırtından çekip saçına koymuş ve okşamaya başlamıştım. Bunu yapmamla bana daha çok sarılmıştı.
Jm: O zaman bu korkunu yenelim. Ayrıca, az sonra bütün havuz dolacak ve bize yer kalmayacak. Hadi.
______
(Jk)
Sonunda Suga gelmişti. Bir gariplik vardı. Jimin ile Suga gelirken gülerek ve eğlenerek geliyorlardı. Evet hâlâ didişiyorlardı ama bu seferkinde şiddetle alakası yoktu. Taehyung dahil herkes şok içinde onları izliyordu.
Zaman hızlıca akıp gitmişti. Havuz dolmaya başlamıştı bile. Ay güneşi kovalarken nihayet akşam üstü olmuştu. Sudan çıkmıştık. Rüzgar bedenimize öyle bir vurmuştu ki, gece partiye gitme planı iptal olabilirdi.
Kimse üşümekten birbirine bakmıyor, havluları alıp odalara dağılıyordu. Nihayet odaya varmıştık. Taehyung ve ben soğuktan nefesimiz titrerken ısınmaya çalışıyorduk. O hızlıca yorganın içine girmiş ve yatağın bütün ısısını almaya başlamıştı. Isındığı, nefesinin düzeldiğinden belliydi. Ben ölsem de onun yanında yatmayacağım için kendi çabalarımla ısınmaya çalışıyordum.
Havlu üstümü kapatıyordu. Giydiğim tişörtün üstüme yapıştığını yeni fark ettiğimde asıl üşüdüğümün kaynağını bulmuştum. Havluyu kenara attım. Odada yalnız olduğumu sanarak tişörtü hızlıca çıkarmış, giymek için başka bir kıyafet arıyordum dolaptan. Bulup giymiştim. Altıma baktığım sırada Taehyung'un ıslık sesini duymuştum.
T: Sen ne zamandan beridir spora gidiyorsun?
Jk: Bir süredir.
Dedim utanarak lavaboya kaçarken. Altıma çoktan eşofman ve iç çamaşırı almıştım. Girdiğim tuvaletin kapısını kitledim ve altımı da giyinmeye başladım. Isınmaya başladığımda kafam yeni yeni kendine gelmeye başlamıştı. Giyinir giyinmez lavabodan çıkıp sinirle ona baktım.
Jk: Sen ıslak ıslak yatağa mı yattın!?
T: Aa...
Jk: Ya ama bugün ben yatacaktım orada!
T: Ne olacak aa? Zaten partiye gideceğiz o zamana kadar kurur.
Jk: Belki gidemeyeceğiz. Belki hastalıktan gebereceğiz ve ben o yatağa yattığımda soğuktan daha çok donacağım? Offf... BEYİNSİZ!
T: Jungkook.
Jk: Hayır yani, neden başkasının odasında kalmadım? NEDEN YANİ?
T: Jungkook.
Jk: NE VAR?
T: Dolapta yedek nevresim var.
Sakinleşmeye başlamıştım.
Jk: Ha... doğru evet.
Elini alnına koyup beni aptal gibi (y: gibi?) gösterirken yorganı kafasına kadar çekmişti.
Jk: Bari üstünü değiştir, yoksa kıçından iğneyi yersin artık.
Yorganı kaldırmış ve altına bakmıştı. Yorganı üstünden çekip ayağa kalktı. Gözlerimi kapattım çünkü şortu ıslak ve bedenine yapışmış diye düşünmüştüm.
Jk: Ben Jimin'in yanına gidip geliyorum.
Onun cevabını beklemeden hızla odadan çıkıp Jimin'in yanına gitmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do Not Disturb Me -TaeKook- [TAMAMLANDI]
General FictionJungkook ile kavgalı olan Taehyung, sarhoşken yanlışlıkla ona mesaj atar... -SemeTae (her an değişebilir) -Texting+düzyazı -Fazlaca küfür vardır. Elimden geldiğince sizi eğlendirmeye çalıştım, umarım faydalı olmuştur. Buarada, hikayede arada parant...