Selamm. Yine gecikmeyle geldim ama geldim :)
Kusura bakmayın!
Lütfen düşüncelerinizi yorumlarda bildirmeyi unutmayın!5.Bölüm: "Soğuk Saraylara Yolculuk"
"Her bir genç İmparator Başkenti istediği gibi değiştirmekte özgürdür. Bu ona İmparatorluğun sunduğu küçük bir hediyedir."
Birinci İmparator Fredrik Omut ve İlk Konsey'in yazdığı "Omut kanunları ve kaideleri" kitabından.
Alnımı kırıştırarak bana inanamayan bir ifadeyle bakan Raskol'e baktım. Masadaki konuşmalardan bihaberdim, ancak verilen kararı elbette duymuştum. Bu karar benim için cezadan çok bir ödül gibiydi. Eğer istediğim şehirse, tam da zulmün göbeğine sürgün edilecektim. Sürgün edileceğim saray, Xinjiang'da olursa oradaki Türklerle de görüşebilirdim. Bundan hemen babama bahsetmeliydim. Belki de söylediği göreve oradan başlamalıydık.
Raskol, tutuşunu boşaltınca elindeki elim yanıma doğru kaydı. Az önce söylediklerime kırılmış gibi görünüyordu. Yüzünü masadakilere döndü. Çene hatları kasılarak daha da belirginleşmişti. Çok sinirli olmalıydı. Resmiyette İmparator'du ama Konsey, her kararında ona eşlik ederek yetkisini elinden alıyordu. Bir de üstüne başına benim gibi bir bela gelmişti. İşini zorlaştıracak büyük bir problemdim ben.
"İmparatoriçemi sürgün ediyorsanız, ben de peşi sıra giderim. Düğün gününe kadar onunla birlikte Xinjiang sarayında kalacağım," dedi Raskol, sesinde çelikten bir kararlılık.
Sol elini kaldırıp masanın kendi önündeki kısmına yumruğunu bastırdı. O an orta parmağına giydiği mühürlü yüzüğü fark ettim. Masaya kendi imzasını atarak kararı onaylamıştı. Zaten onaylamaktan başka bir seçimi yoktu. Oy ağırlığı şimdilik ona ait değildi. Ben elimi çektikten sonra büyük masanın üstünde kırmızı ve siyah renkte oynayan şeffaf halkalar durdu. Masa birden tamamen koyu kırmızı renge büründü. Yüzüğü bastırdığı yerde siyah renkte yuvarlak bir figür oluştu. Yumruğunu kaldırdığında merakla eğilip baktım. Yuvarlak, sarmaşıklarla sarılmış bir çerçeve, ortasında kıvrımlı harflerle Latince "Omut" yazısı ve altında da
"R. O." harfleri.Dudaklarımı büzerek doğruldum. Raskol, konuştuğumda kendisi de koltuğundan uzaklaşarak benim koltuğuma yaklaşmıştı.
"Aynısından benim de olmazsa seninkini kendime alırım ona göre," dedim oldukça ciddi bir şekilde. Bana uzattığı elini tuttum. Az önce bıraktığımda bir daha tutmaz diye düşünmüştüm. Elimi yeniden avucunun arasına bırakmamla sıkıca sardı. Arkamda duran koltuğu uzaklaştırarak bana yol açtı. Ben kapıya doğru ilerlerken elimi avucunun arasında, havada tutmaya devam ederek Konsey'e bu toplantı için son sözlerini söyledi.
"Bronologum bir süreliğine teknolojiden uzak durmamı söyledi. Bu aralar çok kullandığım için ağır kafa karışıklıklarım oluyordu. Bu sürgünden bir dinlenme süreci gibi istifade edeceğim. Artık bana ihtiyacınız olduğunda Xinjiang sarayına, ayaklarıma kadar gelirsiniz!"
Öyle bir şey olmadığını, kendisinden böyle bir sebep uydurduğunu düşündüm niyeyse. Uzaktan bakınca onu bana benzetiyordum. Benim gibi ona baş eğmeyen insanların burnundan getiriyor muydu? Bilmiyorum. Ama intikamını alttan alta aldığı kesindi.
Beraber toplantı odasından çıktık. Raskol'ün peşimden Çin sarayına geleceği gerçeğini, metal kapılar ardımızdan bir fısıltıyla kapandığında idrak ettim. Sürgünüme ortak olmuştu. Dünden bu yana ilk defa kaşlarımı çattım. İsteğine itirazcıydım.
"Benimle gelmeni istemiyorum!" dedim adımlarımı durdururken.
Derin bir nefes alarak huysuzca omzunun üstünden bir bakış attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omut. TURAN'ın Kızı
RomanceOmut'un Yedinci İmparatoru hastalanmıştı, sağlığı günden güne kötüye gidiyordu. Geride bıraktığı varisi tahta çıkmalıydı. Ve çıkması için İmparatoriçesine ihtiyacı vardı. İmparatoriçe daha beşikteyken belirlenmişti. Daha el kadar bebekken halkının c...