Ayyyyyy heyecandan öleceğim resmennnnnn. Eminim ki bu kurguma bayılacaksınız. En azından diğer kurgumdan daha çok sevileceğine eminim. Aslında doğrusu onun ilk bölümleri biraz garip olmuş daha düzenlemediğim için ama bu kurgumda öyle bir şey olmayacak. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hazırlayıp sizlere sunacağım. O yüzden sizde yanımda olun olur muuuuuuu?
Başlama tarihlerini de buraya alayım o zaman.
Medya= Çağrı Karaç
Bölüm Şarkıları= Yalnız Kuş/ Göksel
Biri vardı/ Pera (Kesinlikle şarkılarla beraber okuyun)
Hadi başlayalım o zamannnn
...
18 Haziran Yıl 2014
Heyecanla pencereden dışarıya bakıyordu küçük Miray. Çok mutluydu çünkü annesi ona söz vermişti dün gece. Ne zamandır onla konuşmayan annesi onla dün gece çok uzun cümleler kurmuş onu sevdiğini söylemişti. Uyumadan önce saçlarını okşamış sonra öpmüştü defalarca. Ağlamıştı ama mutluluktan ağlıyorum demişti Miray'a.
Miray küçücük elleriyle üzerindeki eteği düzeltti. Çok güzel giydirmişti bugün annesi onu. Çünkü bugün onların kurtuluş günüydü. Onlar bugün özgür oluyorlardı. Aynen bu şekilde söylemişti annesi ona. Miray anlamamıştı ama sormamıştı da. Annesi mutluysa ne yapacakları önemli değildi. Annesinin mutlu olması her şeyden önemliydi onun için.
Ama yine korkuyordu. Neden korktuğunu bile bilmiyordu ama korkuyordu işte. En çokta canavardan korkuyordu. Evet canavar babasıydı ve o en büyük korkusuydu. Hem sadece o da değil annesi de çok korkuyordu canavardan. Hep kendisinin önüne geçiyor canavardan koruyordu onu ama canı acıyordu işte. Hem kan akıyordu yüzünden. Hatta dün gece de dudağı kanamıştı annesinin.
Ne o sormuştu ne de annesi söylemişti ama ikisi de biliyordu sebebinin canavar olduğunu. Bunu bilmeleri için birbirlerine bakmaları yeterliydi çünkü...
Küçük Miray her ne kadar annesi ben gelene kadar gelme dese de kendine engel olamadan odadan çıktı. Canavar sabahları evde değildi. O yüzden rahatça sarayda dolaşabilirdi. Evet burası saraydı. En azından annesi öyle demişti. Kendisi prenses annesi ise kraliçe yani prensesin annesiydi. Burası canavar olmayınca sarayımız, canavar olduğunda ise zindanımızdı. Annesi öyle öğretmişti çünkü. Tabii bunları sadece onu babasından korumak için uydurduğu yalanlar olduğunu bilmiyordu.
Yerde sürünen eteğiyle gülümsemesini durduramadı. Gerçekten bir prenses gibi olmuştu. Annesi kafasına taç bile takmıştı. Yavaşça koridorda yürüyüp annesinin yatak odasının önüne kadar geldi. Kıkırdarken gülmesini tutmaya çalışarak kapıyı tıklattı.
"Anne- Ayy kraliçem gelebilir miyim artık?"
7 yaşında olmasına rağmen mükemmel bir şekilde konuşuyordu. Küçücük elleri bakır rengi saçlarına gidip omuzlarından geriye doğru attı. Aslında açık olmasını sevmiyordu. Canavar saçını çektiğinde açık olursa daha çok acıyordu çünkü ama annesine ne kadar ısrar etse de annesi kabul etmemiş prensesimin saçı açık kalacak demişti.
Annesi cevap vermezken kapı açıldı. Annesi de aynen onun gibi bembeyaz bir prenses elbisesi giymiş, özlene hazırlamıştı. Annesi her zaman onla bu oyunu oynardı ama son zamanlarda oynamamışlardı. Miray da buna çok üzülüyor ama annesine söylemeye çekiniyordu. Çünkü annesi son zamanlarda sanki annesi gibi değildi garipti işte. Çok garip...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmesen Olmaz mı?
RomanceBaş karakterimiz Miray 4 yaşında kaçırılır ve Başar ailesine verilir. 17 yaşına kadar onları gerçek ailesi zanneden Miray'ın hayatı altüst olur. En çok etkilendiği olay ise gerçek zannettiği annesinin kendi gözleri önünde intihar etmesi ve babasının...