3.6

253 8 0
                                    

"Dediğim gibi tuzlu ve Yağlı yiyeceklerden uzak durun" Karşımda beni ilgi ile dinleyen hanımefendi. Meslek hayatımdaki Üçüncü ve bugünki son hastamdı. Evet belki bir günde üç hasta çok azdı ama yeni başladığım için yavaş yavaş hastaların artırılacagı söylenmişti

Doğrusu işime gelirdi. Hanımefendi iyi günler dilerip odadan çıktında Gelir gelmez minik bitkiler ve Fotoğraf çerçeveri ile süslediğim masamda ki saate baktım. Mesaim bitmişti. Üstümdeki beyaz önlüğü Üstümden istemeye i istemeye çikardım. Bu kombin ve Beyaz doktor önlüğü ile çok güzel olmuştum.

Ceyda ablanın sözüne uyup bej Kumaş paltolon ile Yine ayni renk bir askılı üst giymiştim. Ve kadının mesleğinin hakkını verdiğini tekrar anlamıştım.

Askılığa Özenle önlüğümü asip çantami boynuma astım ve Odadan çıktım. Hastane kokusunu genelde kimse sevmezdi ama ben çok seviyordum. Bence verdiği his çok güzeldi.

Bembeyaz Hastanede topuklu ayakabılarımıj minik tıktıklari ile İlerlerken yıllardır verdiğim her emeğin karşılığını aldığımı hissediyordum. Hastaneden çıkıp Celalin olduğunu bildiğim otapark girdimde Yanılmadımı anladım. Siyah arabasına yaslanmış Artık çok sevdiğini bildiğim siyah Güneş gözlükleri ve Beyaz kol kaslarını Saran tişörtu ile direk Kalbime temas ediyordu.

Yanına doğru ilerledimde beni fark etmiş. Başan sona süzmüştü. Yanına geldiğimde Gözlüğünü karizmatik bir hareket ile çıkarıp Bir eline belime sarmıştı.

"Nasıl geçti" diye sordu. belimdeki eli Yavaş haraketler ile belimde haraker ediyorken

"Fena sarılmaz sadece üç hasta baktım. İlk hastam Otuzlu yaşlarda bir kadındı yılladir obezite ile mücadele veriyormuş. Öyle çaresiz konuştuki ona sözlerim ile Umut olabilmişimdir umarım. İkinci hastam Ellili yaşlarda bir Adamdı. Kronik rahatsızlıklarında dolayı kilosu sorun oluşturduğu için gelmişti. Çok tatlı tontondu ona bey dedimde ne beyi ya Amca de sen bana kızım demişti  Son hastam ise Kırklı yaşlarda bir kadındı. O sadece daha sağlıklı bir hayat için gelmişti." Ona tüm hastalarımi anlattığımda o beni ilgi ile dinlemişti.

"Bu günün şerefine sizi Yemeğe götürebilirim o zaman diyetisyenlik hanım" dedinde gülüp yanağını öpmüştüm.

"Götürebilirsiniz Muhtar bey ama baştan söylerim eğer beni kebapçıya filan götürürsen Tek başına yersin" dedim.

" Merak etme istedin gibi sağlıklı yemek yapan bir yere gidicez" diyip eli ile yolcu koltuğunu işaret etti. Ben yolcu koltuğuna kurulurken oda Sürücü koltuna geçmişti.

Araba haraket ettiğinde Celal bir şey demem gerek kalmadan telefonunu elime vermişti. Bu haraketini güldüm müzik dinlemeden yolculuk yapamadımı anlamıştı.

Sezen aksunun Kaçın kurası şarkısıni açıp Celali gösteren gösteren şarkıya eşlik ettim.

Araba Şehrin merkezinde işlek bir sokakta durunca birlikte arabadan indik. Celale elimi tutarak beni bir Restorantan içeriye soktunda etrafı incelemeye başladım.

Kahverengi ağırlıktaki Mekanın Çok Şık ve samimi bir havası vardı. Celal beni küçük tabloların olduğu duvar kenarındaki bir masaya oturtunda. O'da Karşıma geçmişti.

"Güzel mekan" dedim Davardaki kahverengi At tablosunu incelerken.

"Yıllardır annem ile babam bizi buraya getirirdi. Bende seni getirmek istedim" dedi

Ben cevap veremeden bir garson Gelip siparişimizi sordunda Celal bana güven demiş ve Garsona ikimiz için Tavuk ızgara, bulgur Pilavı ve Salatadan oluşan bir menu sipariş vermişti. Yanına da iki ayran istemişti.

Celale güvenerek Siparişlerimizi beklemeye başladım. Sağlıksız bir şey söylemedinden emindim. Gazabımdan korkuyor olmalıydı.

Garson siparişlerimizi getirdimde karşımdaki görüntüden memnundum. Birlikle yemeklerimizi yemeye başladımızda Lezzetilerini çok beğenmiştim.

"Beğendin mi" diye sordu Celal kafasını yemeğinden kaldırarak

Ağzıma bir parça tavuk atıp Başımı salladim. "Çok güzeller"

Gülümserek "afiyet olsun "dedi ve yemeğe devam etti.

İkimizde aç olduğumuz için sesiz geçen yemeğin sonunda Celal Garsona iki çay Ve Tatlı sipariş vermişti ve tekrar bana güven demişti.

Bu sefer garson önümüze çaylarımizı ve Muhallebilerimizi bıraktında gülmüştüm.

Eskiden çiftlerin muhallebi yemeye gittini duymuştum. Hatta annemle babamda o çiftlerden biriydi. Annem ara sıra muhallebicide babamın bir adamın ona baktığı için dövdüğünde bahsederdi.

"Annem Babamla muhallebi yedikleri günleri sürekli anlatır. Bende bizimde böyle bir anımız olsun istedim" dedi.

"Çok güzel düşünüyorsun " dedim. Kaşığımla üstüne tarçın dökülen Mahallebiden bir kaşık alırken.

"Düşünememi sağlayan nedenim o kadar güzel ki Ona layık olmaya çalışıyorum " demesi ile zaten Son zamanlarda normalden çıkmiş olan kalbimin atışını dahada bozuyordu.

"Çokda güzel konuşuyorsun Ama şöyle bir sıkıntı var muhtar bey " elimi kalbimin üstüne yasladım. " Bu kalbin bir sınır var " dedim

Hiç umursamadan zalim zalim güldü.

"Zalimsin" dedim. Elimi kalbimden indirip tatlımı yemeye devam ederken

"Bunu sen mi söylüyorsun küçük hanım asıl Zalim sizsiniz "

"Üstüme iyilik sağlık" dedim tesüfle "ne zalimliğimi gördünüz "

''Aynaya bakın sizde görürsünüz benim gördügümu" dedi benim kalbimi tekledi. Ama bence kalbim halinden memnundu.

"Göremiyorum anlatır mısınız" diye sordum. Onun gözünden kendimi görmek istiyordum.

"Bembeyaz bir tene ışil ışil parlayan Gür kirpiklerle süslenmiş gözler düşünün. Bu gözler öyle güzellerki her geçen duyguyu bir sanat eserini dönüşüyorlar. Gözlerini izlemekten bazen kendimi alamıyorum " dedi tamda gözlerimin içini bakarak

"Celal kalbime zarasın " diye fısıldadım ama duymuş olmalıki güldü.

"Sen daha büyük zararsın güzelim ödeşiyoruz say" tatlılarımizi yedik. Ve restorandan kalktık. Celal beni eve bıraktında Arabadan yanağına bir öpücük bırakıp kaçmıştım.

Muhtar Bey | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin