Hayatımın en büyük belası olarak bu anı unutmayacaktım. Emir beş dakikadır arabada benim onunla kalmam için beni ne kadar sevdiğinden bahsediyor ama ben inanmıyorum
" Şimdi sen beni yolda gördün ve aşık oldun öylemi?" dedim sinirlerim bozuk ama sana dalabilirim kahkahası atarak.
" Evet bebeğim neden inanmıyorsun" dedi
" Ya kardeşim git ya ne saçma bir şey olduğunun farkında mısın?" dedim ciddiyetle
" Neden inanmıyorsun seviyorum seni" dedi
Dalga geçiyorsun anlıyorum emirciğim
" sen inanır mısın"
" Neye?" diye sorunca daha da sinirlenerek araba koltuğunda emire doğru dönerek
" 'neye mi?' mi?"
" Salak mısın oğlum sen?" dedim sinirle
Dalga geçiyor resmen
" Ben sana bu şekilde desem inanır mısın?"
" evet inanırım" dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek"
" ya bi siktir git ya"
çıldıracağım ya
arabayı kenara çekerek emniyet kemerini çözdü bende emniyet kemerini çözerek aşağı indim. Arabanın önüne gelince emire doğru iyice yaklaştım.
" dalga mı geçiyorsun?"
" Hayır dalga geçmiyorum" arkamıza bir araba durdu ve içindekiler inerek bize yaklaştı kıvırcık saçlı çocuk emire yaklaşarak
" Abi ne oluyor niye durduk" dedi emir ona dönerek
" Ali onu sevdiğime inanmıyor" dedi .
" ne demek inanmıyor" ali yani kıvırcık bana dönerek
" sen benim emirimin aşkına inanmıyor musun yenge" dedi dumura uğramış gibi suratla . Sonra arkasına dönerek
" Duydun mu levent "dedi levent bize yaklaşarak benim bir kaç adım ötemde durdu
" Seni inandırmayan şey nedir?" dedi sakın bir sesle
şükürler olsun biri bu soruyu sordu
" Her şey !" diye bağırdım birden. üçü de bana bakıyordu
" bu nasıl bir "sinirden cümlenin devamını getiremedim. emir kolumu tutarak
" Hayatım seviyorum neden inan mı yorsun ?"dedi üzgün bir sesle büyük bir kahkaha attım sinir bozukluğuyla
" ya sen salak mısın?" dedim bağırarak emirin eli kolumu yavaşça sıkmaya başladı sanırım emircik sinirlendi. kolumu sertçe asıldım ve emirin eli boşluğa düştü
" sakin olun" dedi kıvırcık. Tam o anda sırtıma bir ağrı girdi ve acıyla bağırdım acıdan yere dizlerimin üstüne düştüm . Sırtımın ortasına bıçak saplanmış gibi hissettim.,
"Ahh!" diye bağırdım sırtıma saplanan bıçağı çeviriyorlardı sanki acıdan arkaya doğru eğilmeye başladım eş zamanlı olarak çığlık atıyordum. Emir anında diz çökerek beni kucağına aldı kulağıma sesler geliyordu ama anlamıyordum. Ağzıma gelen birikintiyi dışarı doğru tükürdüm, kulaklarım uğulduyordu gözüm her şeyi bulanık görüyordu. Ağzıma dolmaya başlayan sıvıyı tekrar tükürdüm. artık ne yaptığımın farkında değildim. Göz kapaklarım yavaş yavaş örtüldü ve ben acıların ortasına atıldım.
Beğendiyseniz yıldızınızı alırım güzellikler yorum yapmayı unutmayın satır aralarına bekleri ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yap Ve Yık
Romance" bu kız güzel iş görür" dedi ece sarı saçlarını geriye atarak . Arabadan gelen kalın erkeksi ses "onu kendime saklıyorum " dedi. Bu durum karşısında hiç bir fikri olmayan ben arabaya doğru bakıyordum arabanın içinde sarı saçlı, mavi gözlü, altılı b...