Beomgyu'nun Soobin ve Yeonjun ile konuşmasının üzerinden iki gün geçmişti. Yeonjun her gün onu arayıp nasıl olduğu ile ilgili sorular soruyordu. Beomgyu kendinden çok Yeonjun için endişeleniyordu. Beomgyu'dan daha daha stresliydi. Hyungunun onu bu kadar düşünmesi Beomgyu'yu mutlu ediyordu.
Şirkette sıradan bir gündü. Bayan Park ile babasının daha önce çalıştığı şirketleri inceliyorlardı. Beomgyu kağıtlardaki çoğu ismi bilmiyordu. Sadece birkaç tananesi tanıdık geliyordu. Bayan Park arşivden daha çok dosya alıp inceleyeceğini söyleyerek Beomgyu'nun ofisinden çıktı.
Beomgyu masanın üzerindeki bilgisayarını açtı. Şu anda yapabileceği tek şey araştırmaya devam etmekti. Internetteki güvenilir sitelerin bazı koreli şirketler hakkındaki makalelerini okuyordu. Okumaya çok odaklanmışken bir anada birisi kapıyı çalma gereği duymadan içeri girdi. Bunu yapabilecek tek kişinin Yeonjun olduğunu düşündü. Gülümseyerek kafasını kapıya doğru çevirdi. Gülümsemesi gördüğü yüz yüzünden yavaşça düştü.
"Beomgyu ben geldim, Kwon amcan." dedi gülümseyerek içeri giren yaşlı beta.
Beomgyu gülümsemeyi denedi ama başaramadı. Yaşlı beta hala aynıydı. Görünüş olarak yaşlanmıştı ama arsızlığı ve utanmazlığı aynıydı. Nasıl kapıyı çalmadan içeri girebilirdi? O da diğer herkes gibi normal bir insandı. Nezaket kurallarına uymalıydı.
"Sizi beklemiyordum Bay Kwon." dedi Beomgyu randevusuz gelmesini onaylamayarak.
"Hadi ama sadece seni kısa bir süreliğine görmeye geldim. Çok fazla zamanını almayacağım. Sadece seninle biraz sohbet etmeye geldim." dedi gülümseyerek koltuklardan birine oturdu.
Kwon Dongwon. Babasının eski bir arkadaşıydı. Öyleydi. Çünkü Beomgyu'nun babası ile şirketlerini birleştirmek istemişti. Beomgyu'nun babası ise kabul etmemişti. Bu yüzden arkadaşlıkları neredeyse bitmişti. Beomguyunun Bay Kwon ile ilgili çok fazla anısı yoktu bazen ailesi ile evlerine gelir birlikte yemek yerlerdi. Her zaman bu adamda onu kötü hissettiren bir şeyler vardı. Şu anda olduğu gibi.
"Ne hakkında sohbet etmek için geldiniz Bay Kwon." dedi Beomgyu ciddi bir şekilde.
"Aslında nasıl olduğunu görmeye geldim. Son zamanlarda yaşadıklarını gazatelerde gördüm. Senin gibi narin ve zayıf bir omega için yaşananlar çok zor olmalı. Seni en son babanın cenazesinde görmüştüm. Şu anda nasıl olduğunu görmeye geldim." dedi Kwon endişeli bir ifadeyle.
"Oldukça iyiyim Bay Kwon. Bütün zorlukların altından kalkmayı yavaş yavaş başarıyorum. Sizi babamın cenazesinde gördüğümü hatırlamıyorum." dedi Beomgyu. Kendisine narin ve zayıf denilmesi hiç hoşuna gitmemişti.
"Tabii ki oradaydım en yakın arkadaşımın cenazesine katılamasaydım kendimi asla affetmezdim. Biliyorsun baban ile çok iyi anlaşıyorduk onu çok severdim. Kaza yaptığını öğrendiğimizde kahrolduk. Eğer yapabileceğimiz bir şey olsaydı muhakkak yardım etmek isterdik ama ne yazık ki hiç zamanı kalmamıştı." dedi Kwon.
Beomgyu oturduğu yerde doğruldu ve bir kez öksürdü. Söyleyeceği herhangi bir şey varsa söylemesi için Kwon'a doğru bakmaya devam etti.
"Bu arada buraya Kyunwoo ile gelecektim ama ne yazık ki acil bir işi çıktı. Seni hörmeyi istiyordu ama gelemedi. Daha sonra seni ziyaret edeceğini söylememi istedi." dedi Kwon gülümseyerek.
Kyunwoo'nun ismi geçinçe Beomgyu dondu. Ismini duymayalı çok uzun zaman olmuştu. Genç alfanın yüz hatları Beomgyu'nun zihninde canlandı. Kalın kaşları ve çekik gözleri ona çok ayrı bir hava katıyordu. Dudakları çok kalın değildi ama oldukça kırmızıydı. Yanakları ekmek gibi dolgundu ona oldukça tatlı bir hava katıyordu. O Beomgyu'nun ilk öpücüğüydü. Beomgyu kafasını hafifçe salladı ve düşüncülerinden kurtuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerindeki Evren | TaeGyu
FanfictionBeomgyu zor durumdaydı ve bir mucizeye ihtiyacı vardı. Tek isteği sonsuz evrende bir yıldız olarak kaybolmaktı. Daha sonra Kang Taehyun geldi. Sonsuz evreni ve yıldızları yanında getirdi. Veya Taehyun, Kang Group'un CEO'su olabilmek için evlenmek zo...