39. Bölüm

70 1 2
                                    

Görünce akan terler avuçlarımdan,

Kayarken izledim şehri parmak uçlarımda

Bi' serseri gibisin hala pahalı pabuçlarınla

Yapmak istiyorum bu gece seni suçlarımdan biri.

*

: Suçlarımdan Biri - Güneş

Yeni bir pazartesiye uyanmıştım. Gözlerim güneş ışığından dolayı mecburi açılırken saatime baktım. 06.23.

Daha çok erkendi fakat güne erken başlamak her zaman iyidir. Evet Alice Potter bile bazen böyle düşünerek uykusundan vazgeçebiliyor.

Çabucak yataktan kalkıp işlerimi hallettikten sonra odada gereksiz birkaç tur attım. Sonrasında Profesör McGonagall'ın ödev olarak verdiği çalışmayı yapmaya çalıştım. Abim ve Ron kadar başarısız olmasamda, ben de mükemmel sayılmazdım fakat çaba gösteriyordum.

Çalışmaktan sıkılınca yatağıma geri döndüm ve oturdum. Aniden komodinin üstünde garip bir şişe fark edince garipsedim ve yavaşça uzanıp şişeyi elime aldım.

Aniden o tanıdık kokuyu alınca bu Draco'nun parfümü diye düşündüm. Peki ama burada ne işi vardı? Draco'nun parfümü bizim odamızda ve benim komodinimde neden duruyordu? Anlam veremedim.

Kalkıp parfüm şişesini sahibine teslim etmek için odadan çıktım. Taa okulun 7. Katından zindanlara kadar inmem gerekmişti. Draco'nun bana verdiği Ortak Salon şifresini söyleyip Draco'nun odasının olduğu yere gittim. Muhtemelen uyuyordu, aslında onu bunun için uyandırmak istemezdim fakat Hermione odamda Draco'nun parfümünü görürse abime söyleyip söylemeyeceğinden emin değildim...

Kapıyı tıklattım. Açılmasını beklerken hala bu parfümün odama nasıl geldiğini düşünüyordum.

Derken kapı açıldı. Tahmin ettiğim gibi, Draco benim kapıyı tıklatmamla yeni uyanmıştı. Dağınık sarı saçları, açılmamaya yeltenen gri gözleri ve hafif kırışmış kıyafetiyle Draco Malfoy, yeni kalkmışken bile mükemmel görünüyordu.

Merlin, diye geçirdim içimden. Bir insan daha yeni, hemen 5 saniye önce uyanmasına rağmen mi bu kadar yakışıklı olurdu?

Beni görünce gülümsemişti.

Alice: Şey, günaydın. Bu saatte uyandırmak istemezdim ama nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde parfümün benim odamda kalmış. Az önce buldum. Onu geri vermeye geldim.

Draco: Benim parfümüm mü? İyide, benim parfümümün senin odanda ne işi var?

Alice: Ben de onu anlamaya çalışıyorum işte, sen yanlışlıkla unutmuşsundur diye düşünmüştüm.

Draco: Sanmıyorum.

Draco arkasını dönüp parfümlerinin olduğu yere baktı ve anlamaz gözlerle bana döndü.

Draco: Eksikte göremiyorum aslında. Sen versene şu şişeyi bana.

Dediğini yaptım ve eline şişeyi verdim. Bir süre kokladı ve bana döndü.

Draco: Alice, bu benim parfümüm değil ki. Senin parfümün bu.

Alice: Ne nasıl?

Ben şizofreni miyim ki şişeden kendi kokumu değil Draco'nun kokusunu alıyorum?

Şişeyi Draco'dan geri aldım ve tekrar kokladım. Tekrar, tekrar ve tekrar. Yanlıyorumdur diye tekrar kokladım fakat değişen bir şey yoktu. Bu Draco'nun parfümüydü.

𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin