Annesi beni, Mia'nın kazadan sonra iyileşme sürecini yaşadığı, çocukluğunu geçirdiği odaya götürdü. Kapıyı açmadan önce annesine "Mia ile konuşmamız lazım" dedim. Sesimdeki hafif öfkeyi sezerek, patlama alanının dışına çıkmak için kapıyı arkasından aceleyle kapadı.
Odaya girer girmez Mia'ya ayrılma nedenimizin onu artık hiçbir zaman sevemeyecek olmama baglama cüretini nereden bulduğunu sordum. Gerçeğin bu olduğunu söyledi. Ben de gerçek bu olsa da bunun sebebinin kendisinin yalancı, aldatan, hilekar, önüne gelenle yatan – kalan boşlukları siz de doldurabilirsiniz – olduğunu ve kendi rolünü hasır altı etmeye çalıştığını söyledim.
Bana daha önce özür dilemeye çalıştığını ama benim onu dinlemek istemediğimi söyledi. Ben de patlayarak özür dilemenin ne işe yarayacağını sordum. Özür dilemesi ne verdiği hasarı geri alabilecekti ne de bundan sonra olacak hasarı engelleyebilecekti.
Mia'nın yaptıkları için gerçekten üzgün olduğuna inanmıyordum. Ona iki masum çocuğu, beni kötü biri olarak gösterecek şekilde nasıl manipüle edebildiğini sordum. Benim ne zaman evliliği mahveden kötü adam olduğumu sordum.
Mia ona ikinci bir şans vermediğimi söyleyince, doğru söylemem gerekirse onu durdurup ne kadar ağrı kesici aldığını ya da içki içip içmediğini sordum. Ciğeri beşpara etmez bir yalancının ikinci bir şansı, merhameti veya saygıyı hak ettiğini, düşünmesi için tek mantıklı açıklama buydu. Hayır. Bütün bunları, kendi davranışları yüzünden kaybetti. Artık karımın kim olduğunu bile bilmiyorum. Sanki Caligula'nın hayaleti ya da Charlie Sheen tarafından ele geçirilmiş gibi, benim güzel ve ahlaklı karım, ruhsuz bir fahişeye döndü ve benim sağlığımın da etkilenmemesi, Tanrının bir mucizesi.
Mia'ya, hayatındaki her şeyi, ucuz heyecanlar için mahvettiğine değip değmediğini sordum. Bunları sadece ucuz heyecan için yapmadığını söyleyince ona, daha önce duygusal bir şey olmadığını söylediğini hatırlattım. Yaptıklarının çoğunun, özellikle de ilk başlarda, onaylanma ile alakalı olduğunu, peşinden koşulmasının hoşuna gittiğini söyledi. Hayatının geri kalanında nasıl algılanacağını ve yaptıklarının sonuçlarını düşünürsek, kendisinin peşinden koşulduğunu nasıl düşünebildiğini sorduğumda sinirlendi.
Sonuçta Mia ile birkaç saat konuştuk. Michael doğduktan sonra depresyona girmişti. Bana bu dönemde, bir kadına benden daha fazla destek olabilecek bir kocanın olmadığını söyledi. Ben de bu nedenle bana hayatımızın o mutlu döneminde, bu kadar acımasız bir şekilde nasıl ihanet edebildiğini sordum. O dönemde kendisini yok etmek isteyecek kadar kaygı içine gömüldüğünü söyledi. Kalbinde bana ve Michael'e karşı sevgi varmış ama bir nedenden dolayı depresif ve boş hissediyormuş.
Bu dönemde depresyon nedeniyle, normalden 6 ay fazla süre işten uzak kalmıştı. Ona paranın satin alabileceği en iyi therapist ve doktorları tutmuştum. Bu dönemde neden oldukları ve onun için yaptıklarım dolayısıyla kendisini suçlu hissettiğini itiraf etti. Tüm aileyi benim sırtlamış olmam onu ezmeye başlamış. Her ne kadar o dönemde neredeyse hiç yükü olmamasına ve hep istemesine ragmen, anne olmasının iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamaya başlamış.
O dönemde hem gerçek hayatta hem de internette tüm arkadaşlarından kopmuştu. Bana beni sevdiğini söyleyip özür dilemişti. Ben de özür dileyecek bir şey olmadığını, tek istediğimin onun bir an önce iyileşmesi olduğunu söylemiştim. Belki de kısa süre sonra yapmaya başlayacağı şeyler için özür diliyordu.
Rebecca eve ilk gelmeye başladığında, onu görmek beni çok mutlu etmişti. Becca Mia'nın tüm karşı koymasına ragmen sonunda eve gelebilecek kadar ısrarcı ama Mia'nın açılmasını sağlayacak kadar da nazikti. Bundan sonra gece dışarı çıkma gibi bir şeyin olabilmesi bile aylar aldı. O zaman Mia'yı Starbucks'a götürmek bile büyük bir zaferdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapkın Aldatma
RomanceBu hikaye, 2 çocuklu sadık, iyi bir baba olan kocanın, karısını başka bir adamla basmasıyla beraber ortaya çıkan korkunç yalan, aldatma ve sapkınlık sarmalının, mahvolan hayatını yeniden toparlarken, artık eski karısı olan kadına nasıl beklenmediği...