Mihrimah kitabının yan karakterleri Pınar ve Mahir için yazılmış bir kitaptır. Ona göre okuyun.
Gözlerime bir defa bile bakmayan adamın yanında olmak kendime yapabileceğim en büyük kötülüktü. O akşam her şeyin üstüne sine çeker gibiydi sanki.
O gece konağa gelen köyün hocası dini nikahımız kıymıştı. Mehir olarak bir şey kabul etmek istemedim lakin Mahir ağırlığımca altını bana uygun görmüştü. Nikahımız kıyıldığı andan itibaren yanımdan ayrılan adamın yüzünü ne zaman göreceğim belli değildi.
O gittiği vakit Şerife teyze bana elini uzatmıştı. Yaşlıydı epeyce ama belli de olmuyordu pek."Gelinliğin hayırlı olsun kızım..." dediğin de yüzünden geçen hüznü görmemek imkansız idi. Avucuma beşi bir yerde altın koydu. "Düğün edemedik" derken hayli mahçup olmuştu bana anlıyordum bakışlarından. "Bari diğerlerini eksiksiz yapalım." "Mühim değil..." derken fısıltım o kadar aciz çıkmıştı ki anlatamam.
Bu kapıya gelmeden önce yaşadıklarım çok ağırdı ama en ağırı Mahir'in karısı olmamdı. Her şeyi bile isteye kabul ettiğim bu yolcukla kimseye alınmaya hakkım dahi yoktu.
"Mühim olmaz mı hiç" dediğin de elimden tuttuğu gibi yandan duran sedire oturttu beni. Yeşil gözlerinden geçen o hüzün içime oturdu. Yaşı altmışa yakın olan bu kadın eğilen başımı kaldırdı. "Eğme başını sen benim bu vakitten sonra gelinimsin. Kimseye karşı eğme başını olur mu? Beni de bi anan olarak eyi belle" dediğin de bir şey diyemedim. "Ayten'e ne ettim ise sana da onu edecem bil..." dediğin de kulaklarıma bir ses geldi.
Kısa bir süre sonra gün yüzüne çıkan Zeynep ve onun kucağına aldığı Ahraz bebekti. Şerife teyze hemen ayaklandı ve torununu kızının kucağından aldı.
"Ana Ahraz seni istiyo herhal" diyerek yanımıza gelen Zeynep bakışlarını bir defa olsun benden tarafa çevirmemişti beni bu konakta istemediği belliydi. Zeynep'i severdim. Köylük yer olunca çeşme başında yahut düğünlerde beraber oynar şarkılar söyler hatta muhabbetler ederdik. Mihrimah da yanımızda olurdu. Ona hak veriyordum. Yengesi Ayten'e ayrı bir düşkündü ve onu ablası yerine koyduğunu hep söylerdi.
Lakin böyle olması ona da acıAhraz ağlamaya başladığını an ne yapacağımı şaşırdım. Şerife teyze de kucağında onu yatıştırmaya çalışıyordu. Saçları henüz yeni yeni belli oluyordu. Esmer teniyle babasına benziyordu. Dudaklarımdan bir yutkunma asıl oldu.
"Ne yaptıysam nafile olmadı el kadar masum susmak bilmedi kızım" diye dert yandı Şerife teyze bana "Aç desen değel. Kaç süt anası getirttim bu kapıya amma banamısın demedi... Geceleri uyumak bilmiyo kim bilir ne derdi var yavrunun" dediğinde Şerife teyzenin yanına doğru ilerledim. Ahraz'ı omzuna koydu son çare de.
"Ben alabilirim" derken Şerife teyze yüzüne bana döndürdü. Ahraz'ı kucağıma doğru uzattı. Ahraz ağlamaya devam ediyordu hatta gözünden bile yaş gelmişti. Kim bilir ne derdi var diye düşündüm ama onun tek derdi anası olduğuna kanaat getirdim.
Onun kokusunu arıyordu. Kucağıma alıp göğsüme yatırdığım da ağlaması duraksamaya başladı ve göğsüme daha çok sokuldu. Ben ne olduğunu anlamadan elleriyle ince entarimi tuttuğunda bir hıçkırık daha koptu dudaklarından. Aradığını bulamamış olacak ki yeniden bir feryad etti ama
kısa bir süre içinde yatışmaya başladı. Gözleri kapandı ve kendini huzurlu bir uykunun kollarına attı."Ana Ahraz'ı neden ona verdin" diyen Zeynep ile bakışlarımı ona çevirdim. Öfke dolu bakıyordu ki suratıma. "O onun anası olacak Zeynep bunu eyi belle" dediğin de kızını kolundan tuttuğu gibi ilerletmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarası Saklım
RomansMihrimah kitabında geçen yan karakterler olan Pınar ve Mahir için yazılmıştır.