𝐛𝐞

13 6 9
                                    

okulun panosuna asılan listeye bakıyordu chifuyu.

deneme sonuç listesi.

listenin yanlış olduğunu düşündü ama doğru olduğu oldukça aşikârdı. hiçbir şey söylemeden yavaş adımlarla listenin yanından ayrılmış ve okul çıkışı olduğu için de -inui'yi bile beklemeden- sessiz sedasız eve gitmişti.

kapıyı açıp içeri girdi, odasına geçip çantasını duvarın kenarına bıraktı. oldukça yorgun hissediyordu kendini. yatağına uzanırken telefonu bilmem kaçıncı kez çalıyordu.

ısrarla arayan inui'ye bir mesajla yanıt vermişti.

eve geldim.

telefonu komodinin üzerine bırakıp uzandığı yerden tavanı izlemeye başlamıştı. bir süre sadece ne yaptığını düşündü.

"ortaokuldan beri ne yapsam her şey aynı." demişti. bu sözler onun aklındaki düşüncelerin bir kısmını gösteriyordu.

"neden yerimde sayıyorum acaba?* gözlerini kırpıştırmış ve gözünde biriken yaşların düşmesine izin vermişti. "artık ne yapacağımı bilmiyorum."

chifuyu okul hayatına başladığından beri ailesi tarafından hep en iyisi olmaya zorlanmış bir çocuktu. ailesi her zaman o karnedeki tam notu görmek istemişti.

küçük chifuyu ilkokuldayken arkadaşıyla beraber sürekli resim çizerdi. arkadaşı ondan iyi çizse de o da zamanla deneyerek geliştirmişti kendini. arkadaşının annesi çocuğunun resimlerini alıp kendi çalıştığı odasındaki masanın arkasındaki panoya asar ve ordan çıkarmazdı. chifuyu bunu gördüğünde bundan çok etkilenmişti.

belki de panoya asılmasını değil de sadece kendisine destek verilmesini istemişti. ama karşılaştığı tepki sadece bir hiç olmuştu.

chifuyu çizdiği resmin havada uçan kağıt parçalarını hatırladı ve burukça gülümsedi. o zamanlardan kalma, artık kafasına yerleşmiş mükemmelliyetçi düşünceyi istese de atamıyordu.

ilkokuldan sonra ortaokulda daha fazla artan bu baskılar chifuyu'yu fazlasıyla zorlamıştı. sürekli birileri ile karşılaştırılmış, tam not dışında aldığı bütün notlarda işittiği azar ona eziyet gibi gelmişti. gerçi, eziyet de değil miydi zaten?

liseye geçtiğinde bu durum azalmıştı. artık ailesi eskisi kadar baskı kurmaz olmuştu üstünde.

ama chifuyu ilerleyen zamanlarda anlamıştı ki bu durumdan kurtulduğu falan yoktu.

farkında olmadan ailesinin yıllarca kendisine çektirdiği o eziyeti kendi kendine yapmaya başladığını farketmişti. istemeden de olsa kendisini başkalarıyla karşılaştırmaya başlamıştı, özellikle de onların dersleriyle.

önemli olanın diğerlerini geçmekten ziyade kendini daha ileri taşımak olduğunu bilse de bu sadece bilmesi ile kalıyordu, icraate geçiremiyordu. kendisini en iyi olmak zorunda hissediyordu.

belki de diğerlerinin ondan en büyük farkı buydu.

tabi bu durum büyük stresleri de beraberinde getirmişti. chifuyu daha önce hiç stresten kilo verdiğini hatırlamıyordu.

çevresinden defalarca aynı sözleri duysa da, bir türlü değiştirememişti bu durumu. "mükemmel olmak zorunda değilim. en iyi olmama da gerek yok." bunları kendine söylese de psikolojine yerleşmiş olan düşünce bir türlü bu sözlere ikna olmuyordu.

"en iyi olmak istemiyorum. zaten hep benden daha iyi birileri vardı."

evet. bu dünyada hep ondan daha iyileri vardı.

𝒄𝒊𝒏𝒏𝒂𝒎𝒐𝒏 𝒈𝒊𝒓𝒍 || bajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin