Bir boşluktaydım.
Gitsem yol bitmez,
Ses versem alan olmaz.
Sen benim kapı mı bulabilir misin?
Ses versem,alabilen olabilir misin?
İlerlesem elimden tutup çekecek ve beni bu sonsuz,uçsuz bucaksız yerden alabilecek misin?_________________________
-Asena'nın açısından-
Sabah gün ışığının gözlerimi doldurması ile bilincim ve gözlerimi örten göz kapaklarım açılmıştı.
Zihnimde ucu bucağı olmayan derin bir boşluk vardı,kalbimdeki tüm hisler ve insani duygular silinmişti,ruhumda enerjiye dair tek bir şey yoktu.
Peki,bu insani şeyler yoksa ben ne idim?
Dün amansız yere kriz geçirmiştim,doğru.Peki sonra ne oldu ki?Ne olacak?Senin gibi güçsüz birisinin travmalarını, geçmişini,korkularını ve kaygılarını atlatamaması yüzünden yayın kapatıldı,herkese rezil oldun,arkadaşlarını endişelendirdin,millete saçma sapan malzeme verdin,kendini ve arkadaşlarını küçük düşürdün,kendini salak saçma bir şekilde yordun.Daha merak ettiğin bir şey var mı,Asena?
Ben yine başarmıştım,yük olmayı.Bir bu konuda usta idim sanırım.Zaten bu konuda ailem haklı olmasa ben bu krizi atlatmış olurdum,değil mi?Demek ki ailem beni uğursuz birisi olarak görmekte haklı idi.Belki de hiç var olmamalıydım ama kader işte,Allah bir başkasını değil,beni aileme verdi.
Sonuç;Bir ailenin yıkımı idim.Kulaklarımda barınan uğultulu sesler zamanla terk etti kulaklarımı.Bu sırada uğultulu seslerin yerini devre alan içerden gelen sesler oldu.
Evde senden başka kim olabilir ki Asena?Senin daha seni kabul eden bir ailen bile yok,bir de evinde bir başkası mı olacak?Güldürme beni,olsa olsa hırsız olur.
İçimde ki ruhumun Azrail'ini dinlemeden sakince doğruldum.Başım şiddetli bir sarsıntıya maruz kalmıştı,daha ayaklarım yere bile deymemişti oysa ki.
Gözlerimin karıncalanıp kararmaya başlaması,başımın şiddetli bir ağrı ile dönmesi beni yatağa geri bağlamaya çalışıyordu ama olmayacaktı,bağlanmayacaktım.Eğer bağlanırsam,kalkamazdım.Sol elimle yataktan,sağ elimle de komidinden destek alıp doğruldum.Yürümeye başladığımda ki oluşan kaslarım da ve kemiklerim de bulunan ağrı beni yerden yere vuruyordu resmen.Odamdan çıkıp salona doğru adımladım,gözlerim fıldır fıldır etrafı taradıkça aklıma dün yaşadıklarım hayal meyal geliyordu ama öyle net bir şekilde "kesinlikle böyle oldu!" Diyebileceğim bir hatırlama olmuyordu.
Salona girdiğimde bakışlarım amerikan tarzında ki mutfağa gitti.Mutfağımı Tuğkan,Aygün,Fulya,Cordi ve Mert istila etmiş,yetmemiş bir de kahvaltı hazırlayalım derken savaş vermeye başlamışlardı.
En sonunda Tuğkan'ın beni fark etmesi ile yanıma koşması bir olmuştu.
Tuğkan;"Asena iyi misin?!Madem kalktın kardeşim niye seslenmiyorsun,daha dün akşam ağır kriz geçirmişsin.Gel,otur şöyle biz sana kahvaltı hazırlarız.Bak öyle bir sucuklu yumurta yapacağım ki parmaklarını yiyeceksin,bu mutfakta ki beceriksiz bebeler pek bir şey yapamaz da sen bana güven."
Tuğkan beni koltuğa oturtmuş,mimiklerini de heyecanla kontrol edip benim de enerjim yerine gelsin diye enerjik bir şekilde konuşuyordu.En sonunda bana göz kırpması ile onun bu tatlı uğraşına gülümsemeden edememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈 ̶K ̶Ö ̶R ̶E ̶B ̶E ̶𝐈 ̶ ✨ Mert Yazıcıoğlu✨
FanfictionHayatımızda her zaman ufak tefek olaylar olurdu.Kendine hayran bırakan insan beyni ise bu olaylarda önemli olanları önemsiz olanlardan kurtarıyor ve ait olduğu yere depoluyordu,önemsiz olan anılar ise ait olduğu o sonsuzlukta kaybolup gidiyordu... ...