BAŞLANGIÇ

154 10 12
                                    

"Bazen bir rüya bir başlangıçtır. Bazı başlangıçlar ise yeniliktir bazıları ise...mucizedir."

_____________________________________

Oldum olası kurt adamlara ilgim vardı. Onlarla ilgili ne kadar kitap varsa okudum.Bir ara büyücü ve cadılara da merak sarmıştım.

Özellikle merak ettiğim şey mühürdü. Kurtlarda ki mühür olayı çok iyiydi. Birbirlerine hep sadık kalıyorlardı.

Kendilerine ait kokuları vardı. Bu bile bana göre süper birşeydi. Nereye gitsem beni bulacak ve her zaman bana sadık olacak bir eş..

Sizce de çok güzel değil mi?

Her neyse..

Yine günlük rutinimi yapmak için uyandım,daha doğrusu eziyet çekmek için uyandım,ablam üniversitede olduğu için artık işlerin çoğu bana kalmıştı.

Lise sonda olduğum için çok stresli bir yıl benim için, kardeşim lise birde olduğu için hala 'ergenlikten' çıkmadığını düşündüğünden dolayı annem onunla uğraşmamak için kurban olarak beni seçti.

Tam lavaboya girecekken kardeşimle çarpıştım "önüne baksana abla kolum koptu resmen" drama queen konuştu "git başımdan berra" dedim ve elimi yüzümü yıkamak için lavaboya girdim aynadan kendimi inceledim.

Bu aralar çok dalgındım.. Aklım hala gördüğüm rüyadaydı...

"Elaaa artık uyan her gün o yatağa yapışıyorsun"

Annemin klasik sözünü de duyduktan sonra fazla oyalanmadan lavabodan çıktım mutfağa doğru ilerledim.

"Sana da günaydın anne" dedim. Acaba rüyamı anlatsa mıydım? Büyük ihtimalle beni umursamayacaktı ve üniversite stresi diyip geçiştirecekti ama içimde tutmaktan iyidir diye düşündüm. Tezgaha yaslandım ve anneme döndüm,

"Anne bugün yine rüya gördüm ama bu çok garipti.."dedim. Annem bana dönüp sıkkın bir yüz ifadesiyle "yine nasıl bir saçma rüya gördün" tahmin ettiğim gibi beni umursamadı ama ben yine de devam ettim.

"Anne rüyamda ilkokul arkadaşım Ertaşı gördüm sende oradaydın ve bana elini uzatıyordun ama Ertaş engel oluyordu. Ayrıca arkanda bir kurt vardı"dedim ve annem "Büyük ihtimalle sonunda seni kocaya vericem" diyip güldü.

Tam anneme 'ben evlenmeyeceğim' diyecekken mutfağa kardeşim Berra ve babam girdi.

"Anne işte o biraz imkansız ablam dışarıya çıkmadıkça hiçbir koca bulamaz" diyip masaya oturdu Berra, o sırada babam"bırakın kızı ne zaman evlenmek isterse evlenir şu konuları açıp durmayın demedim mi sevda" dedi.

Annem "kızın kaç yaşına geldi işte üniversiteye geçecek ablası gibi bir kısmet bulsun kendine okulu bitince de evlenir ablası gibi" diyip hemen savunma moduna geçti.

Ah,size ailemi ve Ertaşı tanıtmayı unuttum. Annem,beni evlendirip onun deyimiyle 'saçma rüyalarımdan' daha doğrusu benden kurtulmak istiyor.

Kardeşim Berra ise evlenip eşyalarıma çökmek istiyor zaten aramız pek iyi değil.

Babam ise evliliği bu kadar önemli görmüyor eğitim hayatımı daha önemli bir mevzu olarak görüyor,bu yüzden bütün eğitim hayatım boyunca psikolojik olarak çöktüm.

Ve Ertaş.., o benim ilkokul aşkım evet biraz klasik ama aramızda normal bir 'ilkokul aşkı' yoktu. Birbirimizi tokatlar, boğar ve sakatlardık. Hatta size bir anımı anlatayım.

11 yıl önce

Küçük kız ağlayarak öğretmeninin yanına gider.

"Öğretmenim Ertaş bana karışıp duruyor,onun yüzünden en sevdiğim ayakkabım yırtıldı." Daha şiddetli ağlayarak öğretmenine sarılır.

"Güzel kızım tamam ağlama işte anneni arayacağım o sana yeni ayakkabı getirir anlaştık mı?"

Küçük kız düşünür ve aklına bir şeytanlık gelir.

"Anlaştık öğretmenim annemi arayın bana yeni ayakkabı getirsin" der ve öğretmeni annesini arar ve küçük kız annesini beklerken planını düşünür.

"Annecim niye dikkatli olmuyorsun ya ayağına birşey olsaydı, arkadaşların ile oynarken daha dikkatli ol tamam mı bebeğim"der küçük kızın annesi,

"Tamam annecim dikkatli olacağım hadi ayakkabımı giydir arkadaşlarımla oynamak istiyorumm"der ve ayakkabısını giydiği gibi koşar küçük kız, Ertaşı gördüğü gibi çocuğun üstüne atlar ve onu boğmaya çalışır.

"Ne yapıyorsun sen kızım deli misin bıraksana beni!!"

"Hayır senin yüzünden en sevdiğim ayakkabım yırtıldı görürsün sen!" Öğretmeni onları görür ve koşar küçük kızı çocuktan ayırmaya çalışır...

Müdürün odası

"Çocuklar daha 2. Sınıfsınız neden anlaşamıyorsunuz daha bu yaşta öğretmeninizi bıktırdınız!"

"Öğretmenim o benim en sevdiğim ayakkabımı yırttı ondan önce de kalemliğimi çöpe attı,resmimi bozdu,kalemimi kır-"

"O da benim ayakkabıma bastı öğretmenim ondan önce de kalemliğimi çizdi, boyalarımı yere düşürdü, kafamı ısır-" öğretmenleri "Tamam susun çocuklar yeter! Ailenize bu seferlik anlatmayacağım ama lütfen anlaşmaya çalışın daha çocuksunuz oyun oynamak yerine kavga ediyorsunuz siz!!"

"Özür dilerim öğretmenim.."

"Özür dilerim öğretmenim.."

İki çocukta özür diler ancak o olay kapanmaz ve kavgaları devam eder taa ki küçük kız ve ailesi İstanbula taşınana kadar.

~

İşte size anlatmak istediğim buydu biz asla birbirimiz ile normal iletişim kuramadık ama bir yandan da birbirimizden hoşlanıyorduk.

4. Sınıfta babamın işi yüzünden İstanbula taşındık 3 yıl orada yaşadık ve ben 7. Sınıf olduğumda yine babamın işi için geri döndük, döndük ama ilkokul ortamımdaki herkes dağılmıştı.

Bir kaç kez Ertaşı bulmaya çalıştım ama çabalarım boşaydı, en sonunda pes ettim ve hayatıma devam ettim.

Bu arada ismi Ertaş değil eskiden sınıfımızda iki tane Muhammed olduğu için ona soyadıyla hitap ederdik, bundan dolayı Ertaş diye dilimde de takılı kaldı.

&

İlk kitabımm umarım beğenirsiniz belki silerim pek içime sinmedi ama içimde kalmasın dedim yayınladım hahshshdhdh neyse öpüyorum sizii

OY VERMEYİ UNUTMAYINN

OY VERMEYİ UNUTMAYINN

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
ERTAŞWhere stories live. Discover now