10

55 7 12
                                    

Bağırışım ile tüm çadırlarda bir hareketlilik olmuştu, çadırın içinden ilk çıkan kişi ise Minho hocaydı. Elindeki bıçağı görmemezlikten gelicem.

"Ne oldu!?"

Hemen yanıma gelerek beni arkasına almıştı.

"Ağaçta birşey geziyor hocam..."

"Hiç biriniz çadırlardan çıkmayın!"

Minho hoca ağaca biraz yaklaşarak yukarı bakmıştı, sonra ise ağaca tırmanmaya başlamıştı.

"Hocam gitmeyin!"

Kahraman olucam diye gebersinde göreyim.

Minho hoca ağaca tırmanmış bir kalın dala oturmuştu, bedenini dallar yüzünden göremiyordum.

Gülme sesi duyduğumda ise anlamsızca ağaca yaklaştım, Minho hocanın kucağında bir sincap vardı!?

Tanrım... Utancımdan gebermek istiyorum...

Minho hoca sincaba dikkat ederek ağaçtan inmiş tek kolunda duran ağzına birsürü fındık sıkıştırmış olan sincabı bana göstermişti.

"Bak seni buldum, yemek yerken hep böyle görünüyorsun ayrıca çocuklar çıkabilirsiniz! Gece gece neden uyandığınızı öğrenirsiniz."

"Ya hocam ne yapayım korktum..."

Sınıf arkadaşlarım çadırdan çıkmış benimle dalga geçiyorlardı.

"Oha Jisung klonlanmış!"

"Jisung ne ara doğurdun?"

"Jisung'un karşında ayna falan mı var?"

Gibi şeyler diyorlardı, üzülmüyordum. Beni sincaba benzetmelerine kızıyordum.

"Ya sincap değilim ben! Hadi uyuyun!"

Minho hocanın kolundaki sincabın başını okşamış ardından çadırıma girmiştim.

Felix ise hâlâ uyuyordu, o sincap olsa bile korkmuştum. Bu yüzden dışarıda hâlâ sincap seven Minho hocanın yanına gidip kulağına fısıldadım.

"Hocam... Ben korkuyorumda... Belki bir büyüğüm yanımda kalırsa rahatça uyuyabilirim... Ben uyuyana kadar yanımda bekler misiniz?"

Minho hoca ilk biraz düşünmüş ardından ise sincabı kolundan indirerek bıçağı çadıra koyup benim çadırıma girmişti.

Bende uyku tulumumun içine girip uyumaya çalıştım, bir süre sonra saçlarımda hissettiğim el ile yavaştan mayışmaya başlamıştım.

---

Felix'in beni dürtmesi ile uyanarak etrafa bakındım, biraz geç uyanmış olmalıydım.

"Kanka saat 5 ve herkes şuan kendine verilen görevi yapıyor, hadi kalk odun toplayalım."

Dün çok yorgun olmuş olacağım ki çok geç uyanmıştım, Felix çadırdan çıktıktan sonra pijamalarımı değiştirip çadırdan çıktım.

Yeji'nin kız grubu bir köşeye geçmiş kendi kendilerine ateş yakmışlardı. Soobin'in takımı ise ortalıklardaki çöpleri topluyordu.

Wooyoung'un ve Jennie'nin takımıda çalı çırpı gibi şeyler topluyordu.

"Bizim görevimiz ne?"

"Mangalda yardımcı olmak, hadi gel!"

"Off bi dur elimi yüzümü yıkayayım, güneş kremi süreyim."

"Güneş çok yok, ama elini yüzünü yıkayabilirsin."

Şişedeki suyu elime dökmeye başladığında bende elimde suyu biriktirip yüzümü yıkıyordum.

"Teşekkürler."

Felix şişeyi kendi uyku tulumunun içine atıp yanıma geldi.

"Arkadaşlar birbirlerinin yüzünü yıkamasına yardım etmek için vardır."

"Demek bu yüzden sabahları bize geliyorsun!"

"Haftada iki kez sadece."

Gülerken kolumu Felix'in omzuna atıp mangal yellemekten geberen  Minho hocamın -beter olsun göt- yanına gitmiştik.

"Yardım edilecek birşey var mı hocam?"

"Felix sen git Hyunjin hocanla patlıcan, domates közle. Jisung sende mangalı yelle, ben Chan hocanıza yardım etmeye gidicem."

Başımızla onayladık, Minho hocanın elindekini alarak mangalı yellemeye başlamıştım.

Felix ise patlıcan közlüyordu, her parmağını yaktığında Hyunjin hoca birisi bakıyormu diye bakıyor ardından Felix'in parmaklarını öpüyordu.

Saçlarımı ellerimle taradığım için hâlâ biraz kabarıktı, umarım güzel duruyordur diye düşünürken saçlarımda hissettiğim el ile duraksadım.

"Yoruldun mu?"

"Ah hayır yorulmadım hocam, ayrıca umarım elinizi yıkamışsınızdır."

"Yıkadım merak etme, eğer yorulduysan ben devam edeyim?"

"Hayır cidden yorulmadım."

"Peki o zaman bana bir kaç dakika ver."

Yellemeyi bırakarak bir kaç adım uzaklaştım, etleri koyduğu demirin üst kısmını açtı.

Elindeki kocaman tabağa pişmiş etleri koymaya başlamış ardından ise çiğ etleri koymuş ve demiri kapatmıştı.

---

Yeji'nin kız grubu yaktıkları ateşten bize oralet yapmıştı, yemeğimizi yedikten sonra oralet içmiştik.

Hava kararmış yine bir ateşin etrafında odunların üstüne oturuyorken bir anda aklıma gelen şey ile Minho hocaya döndüm.

"Hocam, birşey sorucam ama yanlış anlamayın."

"Peki, sor bakalım."

"Otobüsteyken telefonumu karıştırdınız mı? Çünkü hem şarkı kapatılmıştı hemde fotoğraf çekinilmişti. Merakımdan soruyorum, yanlış anlamayın."

"Hayır telefonunu karıştırmadım, şarkıyı kapattıktan sonra ekranı kapattım sonra bir kaç anı kalsın diye fotoğraf çektim. Rahatsız olduysan birdaha cidden dokunmam."

"Hayır sadece merakımdan sordum, bir kaç özel şeyim vardıda o yüzden..."

Özel şey; Nude ve hocalarımızdan intikam aldığımız grup.

"Peki ama bence şifre koy, birisi telefonunu alırsa çok kötü şeyler olabilir."

Başımla onayladım, annem bazen babam yüzünden telefonumu kontrol etmiş gibi davrandığı için şifre koymuyordum.

"Yarın saat 10da yola çıkacağız! Erken uyanmayı ve eşyalarınızı toplamayı unutmayın."

Chan hyung bulaşık yıkarken seslenmiş bizde onu onaylamıştık.

Devam edecek...

Hocam Beni Bi Sal! || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin