Rüya

32 1 0
                                    

Yavuz Kızıl, yorgun argın bir vaziyette evine gelmişti. Yalnız kaldığı evinde kendine bir kahve yapmıştı. Yorgunluğunu alır düşüncesiyle. Çünkü uyumak istemiyordu. İstememesinin sebebi her gece gördüğü rüyaydı. Artık tedirgin oluyordu. Birisi ona bir şey anlatmaya çalışıyordu sanki. Belki de öyle bir şey yoktu. Korkuyordu, çok korkuyordu. Yavaş yavaş gözleri kapanıyor ama uyumamak için direniyordu. En sonunda dayanamadı ve gözlerini kapatıp uykuya daldı...

Yine o rüyayı görmeye başladı. Rüyasında O'na, ağzı yüzü çirkin, paltosu kirli, hafif kambur ve dişleri sapsarı olan bir adam sürekli;"Gel buraya Kızıl Buka gel, Asmalı parka gel !" deyip kayboluyor, ondan sonra bir daha görünüp yine aynı kelimeleri virgülüne kadar söylüyordu. Yavuz, kan-ter içinde uykusundan uyanmıştı. Burnu kanıyordı. Hemen gidip kendisine müdahale etti. Yavuz bundan 2 sene evvel orduda sıhhiyeciydi. Gözünün önünde en sevdiği arkadaşını şehit vermişti. Bunu kendisine yediremediği için ordu görevinden istifa etti. İçi içini yiyordu. Hep kafasında bir ses vardı; "Murat'ı kurtarabilirdin, Murat'ı kurtarabilirdin..."

Eski Bir SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin