2. BÖLÜM : YENİDEN SAVAŞMAK

49 10 2
                                    

Arkadaşlar ilk kitabım oldugu için yazım hatalarım olabilir. Zamanla hepsini düzelteceğim. Lütfen yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayin. Yorumlarınız benim için çok önemli.

HAKKARİ/ (06.07.2024)

Neredeyse her günümü karargahta geçiriyordum. Beni evde bekleyecek kimsem bile yoktu. Boşuna hayal kurmaya gerek yoktu. Nasılsa öyle. Aklımdan geçirmiyor değildim. Bir gün beni de evde bekleyecek bir ailem olacak mıydı ? Hep bu sorunun cevabını merak etmişimdir. Bu boş hayallerle kendimi kandırıyordum. Beklentisi olmayan bir hayal peşindeyim. Kendimi umursamiyordum. Artık hayatı akışına yaşıyordum. Ama önce vatanım ağır basıyordu. O soysuz itleri gebertmemiz lazımdı. Yoksa anca rahat bir şekilde nefes alabilirdim. Son dönemde iyice çıkmaza batıyordum. Herşey daha da beter bil hal alıyordu. Zaten başım hiç dertten ayrılmıyordu. Resmen iki arkadaş olmuştuk. Dert ve ben. Birbirimizden hiç kopamıyorduk. Artık aramızda bir bağ oluşmuştu. Geriye dönüp baktığımda ise gerçekten çok saf bir kızdım. Herşeye inanan bir ahmaktım. Ama zamanla düzeltecektim ve düzelmeye devam ediyordum. Keşke çocukluğumda her çocuk gibi düzgün geçseydi. Ama acılarım bana daha da güç kattı. O yüzden şanslıyım. Kendi içinde durduramadığım yılların öfke ve kini vardı. Her geçen gün ateş gibi harlanıyorduharlanıyordu ve  sönmeyecekti de. Ama bir yandan hayatıma iyi yönden de bakıyordum. Bir Timim vardı ve aile gibi olmuştuk. Ve bu ailemin yedi üyesi vardı. Hepsi birbirinden disiplinli ,  güzel, çevik ve cesur bir Timin YÜZBAŞISIYDIM. Gerek  zekası ile gerekse operasyonlarda ki başarılarıyla kendilerini gösteriyorlardı. Hepsi benim küçük bir çocuğum gibiydi. Aynı acıyı paylaştığım biri vardı. Timimdeki ÜSTEĞMEN BORA ARSLANDI. Onu çok iyi anlıyordum. Bazen gözlerimizle anlaşırdık. Önemli olan ise birbirimizi anlıyor olmamızdı. Abla kardeş gibiydik. Bir derdi olduğunda yanıma gelirdi. Sessiz ve sakin bir kişiliğe sahipti. Ailelerimizden yana yüzümüz gülmemişti. Ama gene bir şekilde yüzümüzü güldürebiliyorduk. Saate baktığımda 18.30'du. Hemen elimdeki dosyayı alıp Sarp'ın yanına gittim. Sarp'ta Timimdendi. Teknolojiyle arası iyi olduğu için bütün baktığım operasyonlarla ilgili bilgileri Sarp'a veriyordum. Bir nevi güvenlikten de sorumluydu. Tabii Tim içinde. Odanın önüne geldiğimde kapısı tıklattım. "Gir" Sesini duyduktan sonra içeriye girdim. "Sarp" Dedim. Dosyalara daldığı için beni duymuyordu. "Sarp" Diye adını daha baskın bir şekilde söylediğimde anca kendine gelebilmişti. Hemen ayağa kalkıp " Kusura bakmayın Komutanım. Dalmışım. "    " Belli belli. Sıkıntı yok . Bu yeni dosyaya da bak. Eksik varsa tamamla ve birazcık ara ver. Bu gidişle gideni geleni
duymazsın. "      " Doğru diyorsunuz Komutanim. Ben ara verim . Bu arada Sacid operasyonu ile ilgili birkaç bilgiye de ulaştım. "      " Bak bu dediğin iyi oldu. O zaman detayları Tim ile konuşuruz. Akşam size atacağım konuma gelin. Sakın geç kalmayın. "       " Tamam Komutanim. Başka bir isteğiniz var mi ? "       " Yok Sarp hadi kolay gelsin. Dinlen ama."       " Tamam Komutanim. " Bu çocukta her şeye tamam diyordu. Bunu da bir elden geçirelim. Dayağı haketti. Timimizin geleneğiydigeleneğiydi eğer bir kelimeyi fazla kullanıyorsak dövme hakkımız vardıvardı ve Sarp'ın kafasına şimdi dank etmişti.  " Komutanım ya valla aklımdan çıkmısti. "      " Oğlum bir ağzının ortasına çakacaktım. Kendimi zor tuttum. "   " Valla Komutanim bir daha söylemem. Hem elinizde ağır Maşallah. " Şimdi de şebeklik yapıyordu. Şimdi elime düştün Sarp Efendi.  " Komutanım bu seferlik saymamış olalım. "    " Bakarız. Hadi ben çıkıyorum. "       " Tam- şey Komutanım .  Olur siz çıkın. "      " Tamam be oğlum şaka yaptım. "      " Valla Komutanım yüreğime iniyordu. Zaten kafam allak bullak . "      " Tamam be koçum rahat ol. " Diyip odadan çıktım. Bizim Timin şebeğiydi. Her bok bunun altından çıkıyordu. Şaka da üstüne yoktu. Neyse işime dönmem lazımdı. Zaten saat 20.00'da geleceklerdi. Benim evimin konumunu atmıştım. Yarım saat sonra işlerim bitiyordu. 1 saate kadar da  sanırım bir şeyler hazırlardım. Hazırlayabilirsem .( Şüpheli) En basitinden makarna ve salata yapardım. Zaten tek  bunları biliyordum. ( Hamarat!!!) Bir de dışarıdan tatlı söylerdim. Sanırım bizim 4 aç ayı ve 3 çiçek doyabilirdi. Sanırım. O en sonki operasyonla olan bilgileri çok merak ediyordum. Acaba niye bekliyordum ki . Tek baksam nolur tek basmasam nolur .  Gerçi tek baksam emire itaatsizlik olurdu. En iyisi zamanında açmak. Tabii ne zaman açabilirsem. Son günlerde karargahta hazırlıklar yapılıyordu. Sanırım bu hafta gelecek olan Tim içindi. Ne gerek vardı ki yeni Time. Sanki biz yetmiyorduk. Ama bunu sorgulamak bana düşmezdi. Ama merak etmiştim. Yarbay'ın demek ki bir bildiği vardı. O yüzden çenemi kapalı tutmalıydım. Ne yapsam ne etsem de bu çenemi kapalı tutamıyordum. Lap diye agzimdakileri söylüyordum. Ama doğruydu, azar işitsem de bu huyumu birazcık seviyordum. ( BİRAZCIK!!!) Sanırım yarım saatimi düşüncelerimle geçirmiştim. Hatta ne ara odama da gelmiştim. Saatin 19.00 olduğunu fark edip üzerime ceketimi giyip arabanın anahtarını ve telefonumu alıp çıktım. Tabii odamın kapısını kilitlemeyi de unutmadım. Gene de buraya güven olmazdı. Dediğim gibi içimizde bir it vardı. Aslında bu it hakkında birkaç tahminim vardı. Bunu da kısa sürede Yarbay'a söyleyecektim. Umarım o düşündüğüm kişidir. Karargahın bahçesine çıktım. Oradaki Subaylara ve Astsubaylara selam verip arabaya doğru ilerledim.

LABİRENT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin