Hayat cidden hiç istediğim gibi ilerlemiyordu. Ben nereye gidersem gideyim önüme engeller çıkartıyordu. Bedenim yorgunluktan kendini taşıyamayacak hale gelmişti ama ben hala içimde bir umut ile yaşamaya çalışıyordum. Acı bir gerçekti ki ben ne kadar mutlu olmak istesem de olmuyordu.
Evet , şimdi görev tam başlıyordu. Her ne kadar hastaneden çıkıp gelsem de hala ayaktaydım. Sanırım biri ben buraya gelene kadar takip etmiş olabilirdi ve büyük ihtimalle öyle de olmuştu. Hemen yakınımdaki arabanın arkasına geçtim. Herkes çatışma halindeydi. Neyseki Karargah merkezden uzaktaydı. Hemen belimdeki silahımi aldım, ilk başta kontrol ettim. Herşey yerli yerindeydi. Haydi Bismilahirrahmanirrahim başlıyoruz. Sağıma ve soluma bakıp soldaki adamı hedef alıp alnının ortasından vurdum. Sürü gibilerdi. Ardı ardısi kesilmiyordu. EvelAllah bu işinde üstesinden gelirdik. Arka tarafa baktım. Duvarın dibinde Menekşe vardı ve o da ağacın oradaki şerefsizi hedef almıştı. Adamı tam da kalbinden vurmuştu. Aferim benim aslanlarıma. Neyse işimize dönelim. Tam karargaha geçecekken camdan kimin adamıysa artık içeriye girmeye çalışıyordu. Şimdi sıçtım ağzına şerefsiz it. Hemen arabanın arkasından çıkıp sessiz adımlarla adama doğru ilerledim. Vay salak geldiğimi de hissetmedi. Arkadan adamı çektim ve karnına doğru ayağımla sert bir vurdum. İki büklüm olmuştu. Adamın üzerine eğildim ve yüzüne yumrukları indirdim. Salak bağırıyordu bir işe de yaramıyordu ki bu çatışma kim duyabilir . Adamın tuttuğum gibi kaldırdım.
" Bana bak lan it. " Adam zar zor gözünü açarak gülerek ağzını yaydı. Bir çalacağım o zaman böyle karşımda ağzını yaya yaya gülebilecek miydi? Yüzüne kafa attım. Kemik sesi gelmişti.
" Bak Komitan beni delirtme bırak beni. " Bir de bırakmami bekliyordu. Çok beklerdi. Bir tane daha indirdim yüzüne.
" Ahh lan yüzüm gitti. " Bu sefer gülme sırası bendeydi.
"Noldu lan karizman mı çizildi? "
" Bir kurtulayım seni öldüreceğim Komitan"
" Yaw he he " Diye geçiştirdim. Bizzat kendi ellerimle bu iti gebertecektim. Arkamdan birinin geldiğini hissettim. Bir it daha. Adamı sağlam yakasından tutup arkamı döndüm ve aramızda 2-3 adım mesafelik varken alnının ortasından vurdum.
" Lan adam gitti. Bu adamları da halbuki en iyisi diye almıştım. Boş çıktılar. "
" Aynı senin gibi. Birazdan sende gideceksin merak etme " Adam tam ağzını açacakken kafasına arkadan silahla vurdum. Bingo bayıldı. Etrafımızdaki sesler yavaş yavaş azalıyordu. Etrafa göz gezdirince 5-6 kişinin kaldığını gördüm. Arka cebimden telefonu çıkarttım ve Sinan'i aradım. Büyük ihtimalle o da çatışmadaydi. 2. Çalışta aramayı yanıtladı.
" Efendim Komutanım. "
" Olduğunuz konum temiz mi? "
" 2-3 kişi kaldılar. Ben ve Asil buradayız. Birazdan bunlarında işi biter. "
"Tamam. Sanırım ele başı olanı yakaladım. It oğlu it karargaha girmeye çalışıyordu. Sorgu odasına gideceğim. Beni koruyun. Geldiğim tarafa bakın buraya bakan itler varmı diye? "
" Tamam Komutanım. Ne yönündesiniz. Ona göre birkaç kişiyi de yollayacağım. "
"Tamam,, karargahın arka kapisindayiz. Buraya bir kaç kişiyi yolla bekliyorum. "
" Emredersiniz Komutanım. " Telefonu kapattım. Bugün bu itler kimmiş öğreneceğiz. Sacid'in adamlariydi. Çünkü boynunda onları simgeleyen bir yılan dövmesi vardı . Bunu yaptığımiz araştırmalar sonucu öğrenmiştik. 5 dk sonra yanıma Menekşe ve Bora gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABİRENT
Gizem / GerilimYaralı bedenim bu düzeni kaldıramıyordu. Geçmişin kuşattığı anılar hâlâ peşimdeydi. Bir çıkmaza doğru gidiyordum. Her dakika her saniye ölüm etrafımdaydi. Pes edecek zamanım yoktu. Bu kabusta ilerliyordum. Etraf kan revan içindeydi ve ben bu Labiren...