Bakışmamız çok uzun sürmüştü. Gerçekten utanıyordum. Ona baktığımda hayatım renkleniyordu. Tam on dakika bakıştıktan sonra dışarıdan gelen tıkırtılar ile bakışmamız bozuldu. Korkmaya başlamıştım:
-Eric noluyor?
-Bilmiyorum Rayla ama Daniel uyandı
-Nereden biliyorsun?
-Çünkü sesin kaynağı senin odadan geliyordu.
-Hay ananın gözlük numarası! Penceremi açık bırakmıştım!
-Sanırım bunlar polisler!
-NEEEE
Eliyle ağzımı kapadı:
-Bağırma buraya gelicekler! Hançerini al ve Mia'nın odasına koş çünkü Mia başkan yardımcısı.
-Tamam.
Birkaç gıcırtı çıkarsamda yakalanmadan hançerimi alıp Mia'nın odasına gittim:
-Mia çabuk uyan!
-Noldu Rayla?
-Polisler evi bastı ve Daniel beni *ldürecek!
-Hay ebesinin doğum gününü yiyim ben onun! O zaten grubun başkanı falanda değil bendim!
-Nee
-Bak şuan anlatılacak bir zaman değil ilk önce polisleri halledelim çabuk olmalıyız!
yanımıza Lily geldi:
-Noluyor? Bu seste ne?
-Polisler evimizi bastı!
-Olamaz!
-Herkes silahlarını alsın!
-tamam.
-tamam.
Ben hemen Eric'in yanına koştum çünkü herşeyi ona şuan anlatmalıydım:
-Eric!
-Canım bağırma
-Ben senin canın değilim!
-Ay pardon.
Gene yüzü kızarmıştı. Saçıyla oynuyordu:
-Tamam bak Rayla Bodrum'da bir sığınak var ve oranın şifresini sadece Lily biliyor. O sığınağa gitmeliyiz!
-Tamam Eric.
Hep beraber Bodrum'a indik. İçeride içeriyi aydınlatacak bir gaz lambası ve birkaç konserve vardı.
Hint dizisinden zombi filmine döndük.
Neyse burası hâla karanlık olduğu ve kanlı olduğu için korkuyordum. Mia konuşmaya başladı:
-Arkadaşlar size bir şey söylemeliyim ki Daniel aslında bir mafya!
-Neee
-Evet ve beni tehdit edip duruyor.
-Neden bize söylemedin?
-Tamam aklımda bir plan var.
-Nedir?
-Daniel'ı mafya görevinden alacağız.ve tamamen bizim gibi k*til olucak.
-Mafyalarda k*til olmuyomu zaten? Dediğimde Bodrum'a inen birkaç ayak sesi duydum. Lily hemen gaz lambasını kapattı ve sessiz olmamızı söyledi. Mia'nın arkasında insan gibi birşey belirdi ve istemsizce Eric'e sarıldım. Eric'de bana sarıldı.
Bu hissi hep yaşamak istiyorum.
Mia gene bizi yakıştırmaya başladı ama birisi de kapıyı tekmeliyordu bu yüzden susma kararı aldı ama artık çok geçti. Lily arkalara doğru lambayı alıp koşmaya başladı. Hepimiz onun peşinden gittik. Bir merdiven vardı ve kaçtık. Karşımızda Daniel duruyordu:
-Rayla.
-Efendim?
-Seni *ldürmeye çalıştığım için özür dilerim.
-Sorun değil. Ama Daniel sana bir şey söylemeliyim...
-Nedir?
-Mia'nın dediğine göre sen mafya'ymışsın.
-Sen bunu nereden biliyorsun?
-Mia söyledi dedim ya!
-He devam
-İşte lütfen sadece k*til ol lütfen mafya gruplarında harcanmanı istemiyoruz.
-Zaten bende ayrılacağımı söylemeye gelmiştim...
-Daniel
-Efendim Eric?
-Seni bayılttığım için özür dilerim.
-Sorun değil ee Eric sen acaba Rayla'ya bir şey söylemek ister misin?
-Ne söylicem ben Rayla'ya?
Daniel Eric'in kulağına bir şeyler fısıldadı. Eric:
-Haayırrr sakın
-Söylicem!
-Hayır yaa söyleme!
-Söylerim vallaha
-Yav söylemeeee
-Söylüyo...
Eric Daniel'ın ağzını kapadı. Sadece "Ry Eri S Se Seio" kelimelerini duydum.
Kelimede değil ama neyse
Lily bağırdı:
-Yav çocuk söyleme diyo neyi söylüyorsun?
Bir anda herkes birbirine küfretmeye başladı:
-ALLAH SENİN BELANI VERSİN!
-****** GİT ****** ÇOCUĞU!
-EBENDİR O Y*****!
-BEN SENMİYİM G*TÜNÜ *******!
-****** ÇOCUĞU HAKSIZ OLAN SENSİN G*T!
-B*KUNU ******LER SENİN
-SENİNKİNE YAPSINLAR S****!
-YA SUSUN YETER! FARKINDA OLMAYABİLİRSİNİZ AMA BURADA KADINLAR VAR!
-KES BE SEN KARIŞMA!
-YETER!
Bağırabildiğim kadar bağırmıştım. Yere çöküp ağlamaya başladım.
Kendimden tiksiniyordum
Eric yanıma çöktü:
-Rayla... Söylediğim küfürler için çok özür dilerim.
-Bana değil ona özür dilemen gerek ve onun da sana özür dilemesi gerek.
İkiside birbirinden özür diledi. Ama benim hâla hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı.
Siren sesleri geliyordu!
Var gücümle koşmaya başladım. Herkes benim peşimden geldi. Bir bahçeye 2'ye ayrılmıştık. Eric ile ben bir grupta Lily, Mia ve Daniel bir gruptaydı.
Sanki özellikle korkulu beşli benim Eric'le yalnız kalmamı istiyordu.
Bir bahçenin içine girdik. Orada saklanmamızla polisleri kışkırttık. Derin bir oh çektik:
-Gittiler.
-Evet.
-Şey Eric sana bir şey sorucam
-Tabii ki sorabilirsin
-Daniel senin kulağına ne fısıldadı?
-Eeee şeeeeyyyyy, yüzü kızarmıştı.
-Nee yaa nolur söyle yoksa gece rahat uyuyamam
-Bunu sana söyleyemem Rayla.
-Lütfeeeen
-Hayır dedim!
-Nooooluuuuurrr
-Olmaaaz!
-Ya yalvarırım?
-Üzgünüm Rayla. Söyleyemem ortam müsait değil.
-Ortam müsait söyle!
-Hayır diyorum sana! Vereceğin cevabı biliyorum ve bunu senden duymak içimi acıtır.
-Nolur Eric yaaaa?
-Olmaz diyorum!
Biz böyle kavga ederken polislerden birisi sanırım bizi gördü. Hemen farkettim ve Eric'i elinden tutup dörtnala koşmaya başladık. Eric neredeyse beni geçecekti. Koşarken ayağım kocaman bir taşa takıldı ve yere çakıldım. Eric beni kucağına aldı ve böyle koşmaya başladı:
-Yorulmuyor musun?
-Hayır tabiiki çok hafifsin neredeyse kelebek kadar hafifsin hemde.
Yüzüm kızardı. İstemsizce gülümsedim. Ama görmesin diye yüzümü kapadım.
İçimde kelebekler uçuştuğu için kelebek kadar hafifimdir belki.
Polisleri atlattığımızda Eric beni yere indirdi. Yanımda 3 tane yara bandı ve bir tane peçete vardı. Eric peçeteyle bacağımı sildi. Sonra da bir tane daha peçete alıp bacağıma sardı ve yara bantlarıyla peçeteyi sabitledi. Yara bandını yapıştırırken canım acıdı ve "Eric dur!" Diye öne eğildim. Eric ile kafa kafaya tokuşunca birbirimize baktık. Öyle bir bakıyor ki bana gözü parlıyordu.
Sanırım benimde parlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 MYŞ
Mystery / ThrillerLily: -Polisler kapıda ve her yer kan! Daniel sanırım Lily'i kullanacak bir bakış attı ve bana doğru baktı: -Rayla çabuk bıçağı Lily'e ver ve kaçalım buradan! -Lily'i bırakamayız! -O zaman bir fikrin var mı? -Var Eric madem her yer kan @lü taklidi y...