Chapter 5:

18 6 0
                                    

POV: San

İlk Yunho şimdi de bu mu yani? Ne gün ama.

Buraya gelmek yerine Kuma ile uyumadığına pişmandı.

San adamın yüzünü incelediğinde öfkeden kızarmış yüzü ve titreyen dudakları dikkatini çekti. Normalde insanların yüzlerini ve adlarını kolay kolay unutmazdı ama bu adamın kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Nasıl yardım edebilirim?" sordu sakince.

"Sen, seni sikik herif! En yakın arkadaşımı gey yaptın sen! Ne sorunun var? Kendin gibi homolarla takılsana!" adam ciğerlerini yırtarcasına bağırıyor ve müziğin sesini resmen bastırıyordu.

San, bu adamı veya en yakın arkadaşını tanımıyordu. Ama bildiği bir şey vardı o da karşısındakinin rızası olmadan bir şey yapmazdı. Ayrıca eşcinsel olmayanların peşinden koştuğunu da hatırlamıyordu. Neden denizde daha çok varken riske atsındı ki?

Keyifle kıkırdadı. "Kıskanmış gibisin. Sadece arkadaşın olarak gördüğünden emin misin?"

Daha kızgın görünemez diye düşünülecek adamın yüzü komple kızardı ve boynundaki damarları iyice belirdi.

Ve turnayı gözünden vurmuştu, San'ın yüzündeki sırıtış daha da genişledi.

Üstünlüğü almış olmasına karşın, San, yeni bir saldırıya hazır değildi. Dengesini kaybetti ve sırtı yerle buluştu. Yerde oturur pozisyona geldiğinde adam çoktan San'ın yakalarını sıkıca kavramıştı. Çevredeki izleyenlerin üzerinde yarı endişeli yarı keyif alır bir ifade vardı. İşlerin kontrolden çıktığı anlaşılıyordu, bir kaç kız ağızlarından ufak çığlıklar kaçırdılar.

"SE-SENİ! HER ERKEĞİN SENİN GİBİ GÖT VE SİK MERAKLISI İĞRENÇ VARLIKLAR OLDUKLARINI DÜŞÜNME. İNSANLIĞIN KARA LEKESİ!"

Adam bağırdıkça tükürükleri San'ın yüzüne sıçrıyordu ve kafasına taktığı tek şey de buydu. Aslında sert sözlere sinirlenmesi gerekirdi fakat senelerce homofobik söylemlere ve hakaretlere o kadar maruz kalmıştı ki canı yanmıyordu artık.

Belki de adamın öfkesinin geçmesi için bir-iki yumruk yemeliydi. İç geçirdi. Kaderini kabullenip kendini rahat bıraktığında başka biri daha olaya dahil oldu.

"O siktiğimin ellerini hemen çek." diye hırladı.

Adam yakalarını sıkı sıkı tutarken gözlerini sesin geldiği yöne çevirdi, Wooyoung'dan başkası değildi seslenen.

"Ya çekmezsem?" Wooyoung'ı tahrik etmek amacıyla San'ı yakalarından tutup asıldı.

San, Wooyoung'ın kanının beynine hücum ettiğini adama geçirdiği yumrukla daha iyi fark etti. Yuvarlanıp giden adama bakarak bir ıslık öttürdü San.

"İğrenç egonun büyüklüğü küçük sikini telafi etmez." dedi Wooyoung tükürürcesine, kalabalıktan tebrikler yükseliyordu.

Utanılacak konuma düşen adam Wooyoung'a doğru bir hamle daha yapacakken gelen sesle yerinde çakılı kaldı.

"DURUN!"

Herkes sese doğru dönerken bazıları Kim Hongjoong'a yol açtı. Hongjoong adamın önünde dikildi. 

"Evimde böyle siktiriboktan davranışlar tolere edilmez. DEFOL. HEMEN. Bir daha da geleyim deme."

Hongjoong'un sert sesi kavgaya yer bırakmazken etraftakilerin de rahatsız olduklarını belli eden tavırları adama başka seçenek bırakmadı. Yine de gitmeden gözlerini San ve Wooyoung'ın üzerinde dolaştırmayı ihmal etmedi.

"Sağ ol Wooyoung." San, giden adamın peşinden bakan ve hala öfkesini dizginleyemeyen Wooyoung'ın omzunu sıvazladı.

"Sana bir daha elini sürmeye kalkarsa onu gebertirim." dedi öfkeyle "Neden sinirli değilsin sen? Neden sana böyle davranmasına izin verdin?"

San gözlerini kırpıştırdı ve basitçe "Alıştım." dedi, sanki her şeyi boş vermiş gibi bir hali vardı.

Cevabıyla Wooyoung'ın öfkesi yeniden alevlendi. "Ne demek alıştım? Böyle bir şeye alışamazsın ki. Hak etmiyorsun bunu."

Bu sözlerle San'ın kalbinde sıcacık bir his parıldadı. Gerçekten de o şeylerle tek başına o kadar çok başetmişti ki alışmıştı. Ama birinin saf duygularıyla onu savunması  bu alıştıkları arasında yoktu.

"Sağ ol Woo." diye tekrarladı diğerinin adını sevgiyle söylerken.

Wooyoung en başta takma adını San'ın ağzından ilk defa duyuca şaşırdı. Belki de iki aylık oda arkadaşları için fazla samimi gelmişti ama bir şey demedi.

------;------

Sevgilerle...

RirenHan

perhaps,you | woosan [Tr Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin