Chapter 7

16 4 0
                                    

Keyifli okumalar

_____;_____

POV: Wooyoung

   Ne kadar denediyse de San'ın dudaklarının tadını aklından atamadı.

Ne yaptım ben böyle?

   San'ın peşinden aralarında biraz mesafe bırakarak yurda doğru ilerlerken yol boyu kendine kızdı. San'ın sırıtışını yakaladığındaysa kendini suçlu hissetmeden edemedi. Homofobik değildi ama kendini düz diye tanıtıp oda arkadaşını öpmek pek de hoş değildi. Bir adamı öpmek de bir sorun değildi asıl sorun öptüğü kişinin San olmasıydı. Ama o an San'ın güzel yüzü karşısındayken adeta kıyıya vurmuş bir balık gibi hareket yeteneği kaybolmuştu. Kalbi ağzında atarken korku ve anlamlandıramadığı bir başka duygu ortaya çıktı ve San çenesini öptüğünde şüphesiz hissettiği hayal kırıklığı o duyguya bir anlam yükledi - beklenti. Düşünmeyi bir kenara bırakıp da San'ın elini tutup onu kendine çekmesi ve dümdüz bir adamken bir erkeği öpmesiyse tamamen dürtüseldi.

    San'ı öpmek çözemediği bir takım duygularının hengamesini de getirdi. Wooyoung belki asla fark edemeyecek fakat San düpedüz manyetik bir etkiye sahipti ve dudakları en başında ona çekilmesine neden olan en büyüleyici şeydi. Uzun bir süredir farkında olmadan istediği şeye dokunabilmekse elektrik çarpmış gibi hissttirmişti.

   Eğer biri, özellikle Yeosang, soracak olursa diyeceği şey de hazırdı:
"Sarhoştum."
Gel gelelim ki Wooyoung bunun bir bahane olduğunu ve sarhoş ama kendinde olan halinin bu anı çok da işe yaramayan aklına kazıyacağından da emindi. O anı, o kişinin bir kadın veya herhangi biri değil de San olduğunu ve onu öpmeyi seçmiş olduğunu.

    San'ın kendi dudaklarına tam uyan yumuşak dudaklarını düşünürken vücudunu ateş basmasını engelleyemedi ve o ateş San'ın kolları arasına da yakışacağı hissi de yanı eklenince arttı.

"Woo?"

    Gelen seslenişle Wooyoung düşüncelerinden bir çırpıda kurtuldu. Hâlâ daha San'ın kendisini bu şekilde çağırmasına alışamamıştı ve alt karnında bir kasıl hissetti,bu his hoşnutsuzluktan uzaktı. Aslında seslenilene kadar odaya vardıklarını bile fark etmemişti.

"E-efendim?" hâlâ değilken yanıtladı.

"Benimle yatabilir misin?"

   Zihni bu cümleyi hemen işleme alamadı.

Benimle yatabilir misin?

   Acaba alkolün etkisi bu soruyu da hisleriyle yanıt vermesini sağlayacak kadar mıdır sorusu Wooyoung'ın aklında bir döndü. Oda arkadaşının neyi vardı böyle?

"Affedersin ne?" gergince sorabildi.

"Ah, bekle. Kastettiğim uyumaktı. Cinsel bir şey yok." sakince açıkladı "içince kendimi daha da yalnız hissediyorum ve bir insanın dolunuşuna ihtiyacım oluyor. Bu geceki partnerimi de bir nevi ekince ve çok değerli Kuma da bunu bana sağlayamayacağından...."

    Wooyoung, kibarca ayıcığının kafasını sevip heyecanını bastırmaya çalışan San'a baktı. Bir partnerine sorar gibi tepkisiz olmalıydı ki (kaldı ki partnerlerine sorması bile gerekmiyordur) böyle yapınca Wooyoung'ı ne kadar umutlandırdığının farkında bile değildi.

"Hayır."

    Cevap üzerine San daha da üstelemeden mutsuz olduğunu belirten bir ses çıkarıp kendini yatağına attı ve Kuma'ya sıkıca sarıldı. Bunun üzerine Wooyoung titrek bir nefes verdi. Oda arkadaşını (erkek) öpmek yeterince fenaydı ve bir de üzerine sarılıp aynı yatakta uyusalardı Yeosang'ın yüzüne bakamazdı. Son kalan mantığına sıkı sıkı tutunmaya kararlıydı.

__________

  Wooyoung'ı ertesi günkü İngilizce dersinde Yeosang ekşimiş bir ifadeyle karşıladı.

"Açıklayabilirim" diye başladı Wooyoung "sarhoştum."

"Evet muhtemelen bu yüzden gerçek rengini ortaya koydun." dedi Yeosang yargılayarak "biseksüel misin yoksa... Choi San olduğundan mı?"

    Soruyla Wooyoung'ın beynindeki uyuşukluk uçtu gitti ve beyninin arka taraflarıyla kalbinin derinliklerinde bilinmeyen bir şey tetiklendi, gerekli koşul sağlandığında yüzeye çıkacak gibiydi fakat hemen bastırıldı.

"Hiçbiri. Düzüm."

   Ödevleri geri teslim edildiğinde Wooyoung şok içindeydi. Notu "A" olarak kağıdın köşesine yazılmıştı. Derslerde kötüydü İngilizcede ise umutsuz. Nota kıkırdamadan edemedi ve hızla arka taraftaki San'a döndü. Kapıdı yüzündeki büyük sırıtışla salladı ve San kibar bir gülümsemeyle karşılık verdi.

   Belki de İngilizce dersini daha da ciddiye almalıydı. Ve belki de San'ın yardımıyla umutsuz bir öğrenci o kadar da umutsuz değildir diye düşündü. Heyecanı göğsünde büyümeye decam ederken profesör:

"Jung Wooyoung lütfen rehberlik servisine."

_____;_____

💜💜
RiriHan

perhaps,you | woosan [Tr Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin