Herşey o geceden sonra başladı. Hayatım artık eskisi gibi olmayacaktı,biliyordum. İçimde sadece tek bir duygu vardı:İNTİKAM.
OLAY GECESİNDEN 3 HAFTA ÖNCE:
Sabah saat dokuzdu. Kapı çaldı. Kapıyı açtım. Önümde 3 tane adam vardı. İkisinin üzerinde siyah takım elbise vardı,hemen ortalarında ise lacivert takım elbiseli adam. "Merhaba hanımefendi. Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim. Duru Korkmaz bu evdemi oturuyor acaba?" dedi lacivert takım elbiseli adam. " Buyurun benim" dediğimde içeri geçmek için izin aldı. Kafamı sallayarak onayladım. İçeri sadece lacivert takım elbiseli adam geçtiğinde,diğer ikisinin onun korumaları olduğunu anladım. Oturduğumuzda,adam direkt başladı " Tekrardan merhaba Duru hanım. Kusuruma bakmayın lütfen,biraz acelem varda. Ben Ali Arslan. Beni buraya Şimşek Holdingin sahibi Aziz Şimşek gönderdi. Kendisi sizin başarılarınızdan haberdar. Ve sizide aramızda görmekten memnun olucağını iletmemi istedi. Sizde dilerseniz,yarın akşamki uçakla Ankaraya gideceğiz. Ankarada üç tane eviniz,istediğiniz marka arabalarınız olucaktır. Ve maaş konusunda anlaşacağımıza eminim. Sizin sadece birkaç evrak imzalamanız gerek. Lütfen,yarın akşama kadar kararınızı benimle paylaşırsanız,sevinirim. Kartımı bırakacağım." dedi ve evraklarla,kartını masaya bıraktı.
Şaşkınlıkla ona bakarken bir anda kapıya doğru ilerledi. Bende ona eşlik ettim. Kapıdan çıktığında " Görüşürüz. Kararınızı bekliyor olacağım." dedi ve gülümsedi. Bende aynı şekilde gülümsedim. Ama hala şaşkınlığımı gizleyemiyordum. O gittikten sonra kapıyı kapattım. "Kim gelmiş,sarı civcivim?" diyen Hediye abla,duştan yeni çıkmıştı. Ona olanları anlattım. Sonra ondan nasihat istedim. Onun nasihatlarını daima dinlerdim. Ailemden geriye kalan tek kişi oydu. " Seninle qurur duyuyorum. Eminim babanda aramızda olsaydı seninle qurur duyardı. Başarılı olduğunu biliyorum ve her zaman senin arkandayım bunu sakın unutma tamam mı, güzelim benim? Ve sen ne karar verirsen ver,senin yanında olacağım." dedi ve sonra bana içten bir şekilde sarıldı. Bende ona sarılıp,sıcak bir gülümseme gönderdim. " Teşekkürler,Hediye sultannn" diyerek onun tombul yanaklarından sıktım.
Hediye abla eskiden bizim evde hizmetçilik yapardı. Babamda evimiz büyük olduğu için ona ve kocasına bir oda verdi. Onu çok eskiden tanıyordum. Kocası da eskiden bizim bahçivanımızdı ama sonra öldü. Çocukları yoktu o yüzden beni her zaman kendi çocuğu gibi görürdü. Annemle,babam öldükten sonra da bana çok iyi bakar,saçlarımı okşar,anne gibi şefkat gösterirdi. Bende ona çok bağlıydım. Ona bakınca sanki annemi görürdüm. Annemi özlediğim an gidip ona sarılırdım. Benim için çok değerliydi.
Hediye abla mutfakta mısırları patlatıyordu. Bende evi içecekleri hazırlıyordum. Birazdan kızlar gelecek,ve hepimiz film izleyecektik. Kapı çaldı. "Ben bakarımmm" dedim ve kapıyı açtığımda Eceyi gördüm. Ece sakin,güleryüz,utangaç,yardımsever ve iyi kalpli birisidir. Yüzmeyi,kitap okumayı,film izlemeyi,müzik dinlemeyi,piano çalmayı çok sever.Kahverengi saçları ve gözleri vardı. Bu aralar biraz zayıflamıştı. Zaten onunla tanışma hikayemizde oldukça ilginçti. Ece bana sarılıp içeri geçti ve Hediye ablaya yardım etti.
Kapı yine çaldı. Kapıyı yine ben açtım. Ada gelir gelmez bana sarılıp,sulu sulu öptü. Ve sonrasında mutfağa doğru ilerledi. Ada komik,neşeli,duygusal,güleryüz,yardımsever birisidir. Basketbolu,müzik dinlemeyi,kitap okumayı,sporu,beni gıcık etmeyi çok sever. Birde yaprak sarma ve baklava. Bende o seviyor diye bugün yaprak sarma ve baklava yapmaya karar vermiştim onun için. Her şey hazır olduktan sonra,filmi izlemeye başlamıştık. Film çok komikti. Hatta Adanın neredeyse gülmekten çenesi çıkacak diye çok korkmuştum. Film bittikten sonra Ada Eceye bakarak "Bugün bir teklif aldık" dedi neşeyle. Şaşkınlıkla ona baktığımda,bana dönüp "Şimşek Holdingin sahibi Ece ve benimle çalışmak istediğini ve yarın akşam Ankaraya uçacağımızı söyledi. Eceyledi yolda konuşurken öğrendim,onada aynı teklif yapılmış." dediğinde kaşlarım havalandı,şaşkınlıkla ona bakıp "Bana da." dedim. "Bu harika olucak. Üçümüzde aynı yerde çalışacağız ve komşu olacağız." dedi Ece sessizliğini bozarak. Bu beni daha da şaşırtmıştı,ama bir yandan da çok mutluydum. İlk kez onlarla aynı iş yerini paylaşıp,komşu olacaktık. Üçümüz şimdi ayrı iş yerlerindeydik. Ve son zamanlarda birlikte çok az zaman geçiriyorduk.
Akşam olmuş,yatağımda öylece tavana bakıp düşünüyordum. Kızlar çoktan gitmişti. Hediye abla kendi odasında dinleniyordu. Teklif hakkında düşünüyordum. Sanırım kabul edecek, babamdan,annemden hatıra kalan eşyalarımıda yanıma alacaktım. Sabah kendi iş yerimden istifa edecektim. Bu oldukça üzücü bir durumdu. Çok büyük olmasada güzel bir şirkette çalışıyordum. Güzel kariyerim,iş arkadaşlarım olmuştu. Maaşımda idare ediyordu. Patronumda bana çok güveniyor ve başarılarımla qurur duyuyordu. Vedaları hiç sevmiyorum zaten. Ama şimdi iş yerime sonra bu eve,ve iş arkadaşlarıma veda edecektim. Bu çok zordu benim içim. Alarmı kurduktan sonra uyumaya başladım. Ve sabah alarmın sesine uyandım. Kıyafetlerimi giyip,kahvaltı ettikten sonra iş yerime geçtim. Masama oturdum. Son kez. Sonra Ali beye haber verdim. Teklifi kabul ettiyimi söyledim ona. Ve sonrasında patronumu bütün bunlardan haberdar etmek için odasına doğru gittim. Kapıyı çaldım. "Gell" dediğinde hızlıca kapıyı açıp,içeri geçtim. "Duru, nasılsın?Buyur,geç otur." dedi patronum Kemal Ünal. Oturup ona olanları anlattım. Sanki bu olanları önceden biliyormuş gibi geldi. Belkide Ali Arslan ona bunu söylemişti bile. "Biliyorum kızım. Ali bey bu olanları banaanlattı. Evet senin gibi başarılı birisini kaybettiğim için üzgünüm ama bu senin için en iyisi olucaktır. Bundan hiç şüphem yok. Eminim gittiğin yerdede her zaman başarılı olucaksın. Kapım sana her zaman açık olucaktır. Bunu bilmeni isterim." dedi gülümseyerek. Gülümseyişinin ardında keder vardı biliyordum. Onu az çok tanırdım. Üzülsede belli etmezdi,bu konuda oldukça iyidi. Ona teşekkür edip,odadan çıktım ve odamdaki eşyaları toparladım. Sonra iş arkadaşlarımla ve Kemal beyle vedalaştım. Oradan direkt airporta geçtim. Hediye abla,Ece,Ada hepsi oradaydı,beni bekliyordu. Sanırım trafik yüzünden biraz geçikmiştim. Nihayet,onlara yetişe bildim. Uçak kalktı. Yolculuk başladı. Hayatımı kabusa çeviren o yolculuk başladı. En başında benimle çalışmak için niye Ankaradan Erzuruma geldiklerini,Eceyle Adanın bana yakın olduklarını bildikleri için onlarada aynı teklifi yapıp,beni ikna etmeye çalıştıklarını anlamam gerekirdi. Bu savaşta ya kazanıp huzuru bulacak yada kendimin ve sevdiklerimin ölümünü izleyip cehennemi yaşayacaktım.