your logic or your feelings?

201 20 33
                                    

Herkes cesedin başına toplanmıştı. Ben olduğum yerde duruyor, asamla ışık sağlıyordum.

Draco da asasını getirmişti ve gidip ışığı doğrudan cesedin üstüne tuttu.

Astoria'nın çığlığı tüm salonda yankılandı.

: Daphne! Kardeşim! Hayır!

Gözlerimi sıkıca yumdum. Astoria'nın kardeşi ölmüştü. Empati yapmaktan kendimi alamadım. Ya Draco'ya bir şey olsaydı...

Bir şeyler yapmam gerektiğinin farkındaydım. Sesimi duyurabilmek için bağırdım.

: Hemen gidip bir profesöre haber veriyorum.

Pansy kalabalığı yararak yanıma geldi. İşaret parmağını sallıyordu. Oldukça sinirli görünüyordu.

: Profesörlere haber verirsek ne olur biliyor musun!? Hepimizi bu okuldan atarlar!

Parmağını kaldırdığı elini aşağı ittirdim. Geri adım atmaya niyetim yoktu.

: Kafayı mı yediniz siz!? Birisi öldürüldü! Profesörlerin illa ki haberi olacak. Ben erken haberlerinin olması taraftarıyım, çünkü bir katille daha fazla aynı salonda kalmak istemiyorum!

Beni onaylayan sesler duyuyordum. Ortak salondan çıkmak için kapıya yöneldim.

Draco'nun arkamdan seslendiğini duydum.

: Ruh Emicilere dikkat et, olabildiğince hızlı dön!

Kafa salladım ve taş kapıdan çıktım. En yakın oda Snape'in odasıydı ki zaten Slytherin onun sorumluluğunda olduğu için şu an gidilecek en doğru kişi oydu.

Odasına varmak üzereydim ki arkamdan bir çatırtı duydum. Asamı kaldırıp arkama döndüm.

Hiçbir şey yoktu. O sesi yapan Ruh emici ya da her neyse gitmişti. Yine de kendimi rahatlamış hissetmiyordum.

Kapıyı çaldım. Açılması çok uzun sürmedi. Snape yine o siyah cübbesiyle karşımdaydı. Yatağa da mı o cüppeyle yatıyordu? Uyuduğundan bile şüpheliydim.

Beni karşısında görmeyi beklemediği belliydi.

: Burada ne arıyorsun Malfoy?

Nasıl söylemem gerektiğini bilmiyordum. En kolayı olduğu gibi anlatmaktı.

: Bakın profesör... Biz bir parti veriyorduk...

Kaşlarını çattı.

: Parti mi? Delirdiniz mi siz?

Buna bu kadar sinirlendiyse şimdi diyeceğimi duyduğunda ne yapacağını görmek bile istemiyordum.

: Aslında profesör... Her şey sorunsuz gidiyordu sonra ışıklar kesildi ve... baktığımızda biri öldürülmüştü.

: Ahmaklar.

Dedi ve hızlıca ortak salona doğru yürümeye başladı. Arkasından koşturmam gerekiyordu.

Kapının açılmasını beklemeden asasıyla açtı ve içeri daldı. Herkes hala oradaydı. Snape Daphne'nin başına çömeldi.

: Nasıl oldu bu? Kimse görmedi mi?

Astoria ağlayarak cevapladı.

: Işıklar kapanmıştı.

Snape Daphne'yi kontrol ettikten sonra birden ayağa fırladı. Gözleri etrafta birini arıyordu. Bağırdı.

Unknown Number // Mattheo Riddle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin