Varil

42 9 31
                                    

Hyunjin

Hâlâ oturmuş bekliyorduk. Felix'in DNA sonuçlarını getirmesi uzun sürmüştü.
"Neden korkuyor acaba?"
Dedi Minho. Korkması umrumda değildi sonuçta yolu hapisti.
"Bence sorguyu uzatmaya çalışıyor. Hapise girmek istemediği için korkuyorum diye zırlıyor. Bana bıraksanız yarın gönderirim onu hapise."
Chan ağzını açıp birşey diyeceği sırada kapı açıldı ve elinde kağıtlarla Felix girdi. Hepimiz bu sonuçları merak ediyorduk.

Felix tüm kurbanların fotoğrafalrını panoya astı ve elindeki kağıtlara baktı.
"Kim Hyuna, Kang Hayoon ve Lee Jian'ın tırnakları arasında Jeongin'in DNA'sı var. Ayrıca Jeongin'in üstündeki kanları tüm kurbanlar ile karşılaştırdım. Kıyafetlerin üstünde tüm kurbanlara ait kan var. Annesinin kanı da üstünde. Ama bir şey dikkatimi çekti. Jeongin 12 kişi öldürmüştü annesi ile birlikte 13 ama kıyafetlerinde 14 tane farklı DNA'ya rastladım. Bu dosyada olan kimsenin DNA'sı ile uyuşmuyor."

Changbin ayağa kalktı.
"Yani bir kişiyi daha öldürmüş ve bizim bundan haberimiz yok."

Kendimi tutmak istiyordum ama bu çok zordu. Ayağa fırlayıp sorgu odasında bizi bekleyen katilin yanına geldim. Yakalarından tutup ayağa kaldırdım ve bir yumruğu yüzü ile buluşturdum.
"Orospu diğerinin nerede olduğunu söyle çabuk. Diğer ceset nerede!?"
Chan arkamdan tutup beni uzaklaştırıdı. O katil velet de her zamanki gibi ağlamaya başladı. Odadan çıkınca Chan kendisinin halledeceğini söyleyip beni cam odaya attı. O herifin yüzünü ellerinle paramparça etmek istiyorum.

Chan sinirle Jeongin'in önündeki sandalyeyi çekip oturdu.
"Diğer ceset nerede!"
"Anlamadım?"
"Bilmezden gelme. 12 kişiyi öldürdün. Üstündeki cekette annen ile birlikte 14 kişinin DNA'sı var. Birisi ortada yok nerede o ceset?!"
Jeongin gözlerini masaya dikip durdu. Dudakları arasından
"Orospu çocuğu,"
Sesini duyunca Chan ayaklandı bu sefer de o yapıştırdı yumruğu çocuğun yüzüne. Öyle şiddetli vurmuştu ki Jeongin duvara yapışmıştı. Keyifle gülümsedim onun dayak yemesi hoşuma gidiyordu.

Jeongin yerden kalkıp sandalyeye oturdu.
"Ne demek 12. Diğerini bulamadınız mı?"
Chan sabır dilercesine elini alnına götürdü.
"Sen nasıl bir küstahsın. Gelmiş diğerini bulamadız mı diye soruyor!?"
Jeongin Chan'ı pek takmıyordu.
"Hangisini bulamadınız? Adamı mı?"
Chan kafa salladı. Kendini zor tutuyormuş gibi görünüyordu.
"Gerçi nasıl bulacaksınuz ki o orospu çocuğu..."
Sonra da birden sustu. Bu çocuk birşeyler biliyordu ve saklıyordu. Chan anlamayatak baktı Jeongin'e. Jeongin korku ile Chan'a baktı, bir suç işlemiş gibi görünüyordu.

Hepimiz sinirden köpürmüştük. Bu sefer diğerleri ile birlikte kalktım sandalyeden ve sorgu odasına girdik. Felix sert sesi ile bağırdı.
"Lan senin yüzünden 13 kişi öldü, 13 kişi. Az mı? Bu insanların ne suçu vardı. Hiçbiri ölmeyi hak etmiyordu. Birşey saklıyorsun ve bunu bize söylemiyorsun!!"
Bu sefer Minho öne çıktı
"Dışarıda onca aile çocuklarının nasıl öldüğünü merak ediyorlar. Söyle de sen de rahatla onlar da rahatlasın. Susman hiçbirşeyi çözmüyor!!"

Jeongin'in gözünden birkaç yaş yere düştü. Changbin elini masaya vurdu.
"Söyle artık! Ne saklıyorsun Jeongin. Korktuğun biri mı var?! Ağzından korkuyorumdan başka laf çıkmıyor amk!"
En son bana döndü Jeongin ve kafasını öne eğdi.
"Buraya gelemez değil mi?!"
Hepimzi kaşlarımızı çatmıştık.
"Bana birşey olmayacağına söz verirseniz anlatacağım."
Tabi ki başına birşey gelmez koçum çok bekle. Yine de söylemesi için hepimiz onayladık onu.

"Kadın cesetlerini bulduğunuz yerin yaklaşık 450 metre uzaklığında mavi bir veranda önünde..."
Bir nefes aldı.
"Yerde görünüyor zaten oraya birşey gömüldüğü belli. Lee Haram orada."
Hepimiz ayaklanmıştık. Onun yakasından tutup kaldırdım. Vurmak istiyordum ama şimdi olmazdı, orada bir ceset varken onunla uğraşamazdım. Sert bir sesle bağırdım.
"Sen de geliyorsun. Eğer orda değilse onun yerini gösterene kadar seni döveceğim çocuk."
Korkuyla kafa salladı. Eline kelepçeyi geçirip yanına 3 polis verdim ve olay yeri inceleme ekibine de haber verip ekip odasına gittim. Hiçkimse konuşmuyordu herkes hazırlanıp cesedi bulmak için çıktı. Belime bir silah koyup çelik yeleğimi de aldım ve çıktım. Araçlar hazırdı onu benim olduğum arabaya koymuşlardı. Basın hâlâ buradaydı polisler onları uzak tutmaya uğraşıyordu.

IS MISSING || HYUNİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin