Açıklama

59 10 30
                                    

Rahatsız olcaklar olumasın lütfen!

Jeongin

Korkuyorum. Ya beni öldürürse. O adam dediğini yapacak bir tipe benziyordu. Yüzünü görmedim ama korkunç olduğuna yemin edebilirim.

Bu gün her şeyi açıklayacağım. Vicdan azabı beni içten içe yiyor resmen. O aileler ve kurbanlar, hiçbiri bunu hak etmedi. Bir açıklama bekliyorlar ama ben korkumdan ağzımı bile açamıyorum. 3 gün boyunca iyice düşündüm. Artık kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Annem yoktu, okulum yoktu sadece arkadaşlarım vardı ama onlar da bu olaylardan sonra hâlâ benimle arkadaş kalmak istiyorlar mı şüpheliyim.

Nezarethane çok soğuktu. Üç gün boyunca gözüme uyku girmemişti. Korkmak beni uyutmuyordu ve o iğrenç şeyler. Adam sonunda kapıyı açtı ve bileklerime kelepçe geçirdi. Heyecan karnımı ağrıtıyordu. Sorgu odasını geçince kaşlarımı çattım. Sonra bir odaya girdik ve herkesin burda olduğunu gördüm. Beni masanın en önüne oturttuklarında oracıkta öleceğimi sandım. Beni sorgulayan 5 kişi şu an dik dik bana bakıyordu. Gözümü hepsinin üstünde gezdirdim.

Gözüm adının Hyunjin olduğunu bildiğim adamda takılı kaldı. Ondan korkuyordum. Çok sert ve çabuk sinirleniyordu. Benden nefret ediyordu bu bakışlarından belliydi. Ama bu gün değişik bakıyordu ve gözünü kaçırıp duruyordu.

"Evet. Her şeyi duymak istiyoruz Jeongin. Anlat."
Dedi sorgularıma çoğunlukla giren adam. İçimde hâlâ bir korku vardı. O ay benim hayatımın en korkunç zamanıydı. O zamanları hatırlamaktan bile korkarken şimdi anlatacaktım.

Boğazımı temizleyip anlatmaya başladım.
"O haftasonu restoranı kapama günü bendeydi. Bütün gün ders çalıştım. Sonra da kapanma saatinde kilitledim. Bayan Mingi'nin evine anahtarları bırakıp mesaj attım."
Minho beni onayladı
"Evet kameralarda ve Bayan Mingi'nin telefonunda böyleydi."
"Sonra da dediğim gibi uzaktaki bir çocuk parkına gidip ders çalıştım. Saat 12'ye yaklaşırken de tekar döndüm."

"İş yerinin oradaki karanlık ara sokağa girince arkamda bir adam geliyordu, adım sesleri durdu. Ben arkama bakınca adam kaybolmuştu. Sonra da birisi kafamın arkasına vurdu. Tek hatırladığım bacaklarımdan tutulup götürülmem oldu."
Herkes yerine iyice yerleşti.

"Uyandığımda eski taştan bir odadaydım. Boynumdan zincir ile duvara sabitlenmiş el ve ayak bileklerim arkamda bağlanmıştı. Dışarıdan kadın sesleri geliyordu. Ağlıyorlardı. Bir de erkek sesi. Ağzım bağlı olduğundan ses çıkaramıyordum. İç çamaşırım haricinde üstümde hiçbir şey yoktu. Sesler azalmış ve kapım açılmıştı. Adamın biri yüzünde maske ile girdi içeri. Sonra da elinde yemek kabı ile önüme çömeldi. Ağzımı açtığında yemeği yememi söyledi ama yemedim."

Herkes pür dikkat bana bakıyordu. Ağlamak istiyordum. Gözlerim doldu.
"Belinden bıçak çıkardı. Yemezsen seni öldürürüm dedi. Ben de yemek zorunda kaldım. Bu birkaç gün böyle devam etti. Bir gün yine gelmişti. Yemeği önüme koyup yememi söyledi. Yemeğe başlayınca bıçağı çıkardı ve 'Elini kullanma sadece köpek gibi eğil ve öyle ye' dedi. Ben korkumdan bunu da yaptım. Sonraki günlerde hep köpek gibi yememi söyledi. Yapmak zorunda kaldım. İlk gün duyduğum kadın ve erkek sesleri birkaç gündür hiç gelmiyordu."

Kısa boylu ama kaslı olan adam bana döndü.
"Adam neye benziyordu? Dış görünüşünü anlat."
İç çektim.
"Beyaz saçları vardı ama yüzünde maske ile geziyordu onun yüzünü hiç görmedim. Boyu uzundu bir de boynunda bir yara izi vardı. Başka hiçbir şey yok."
Beni onaylayıp anlatmaya devam etmemi söyledi.

"Bir gün beni çözdü. Eve gideceğimi söyledi. Beni boş bir odaya getirdi. Sadece bir masa vardı. Masada da birkaç delik ve demir çubuklar. Bana hiç ses çıkarmamamı söyledi. Sonra da yanında bir kadın ile geldi. Kadının gözleri bağlıydı. Üstünde birkaç yırtık pırtık elbise vardı. Masanın yanına getirdi kadını ve oturttu. Kafasını büyük deliğe kollarını da küçük deliklere koydu. Kadın ağlamaya başladı. Çubuklardan ikisini kadının ağzına yerleştirdi kadın bağırdı. Ellerine de birkaç çubuk sapladı ve masaya vidaladı. Kadının ağzındaki çubuklar boğazına kadar batıyordu. Ağlamak istiyordum ama ses çıkarırsam bana daha beterini yapacağı belliydi. "

"Kadının dış görünümü nasıldı?"
"Saçları uzun ve kahverengiydi. Beline kadar geliyordu ve kemerli bir burnu vardı."

Yaşadıklarımı anlatmaya devam ettim.
"Sonra da kadını öyle bırakıp beni çıkardı ve tekrar o odaya soktu. Birkaç gün sonra beni yine çıkardı. Bu sefer odada ben dışında herkesin gözü kapalıydı. Anlattığım masadaki kadın,bir erkek 2 kız ve katil vardı. Bu seferki oda genişti ve içinde küçük bir oda daha vardı. Kızlardan birini oraya götürdü. Kısa saçları vardı ve esmer tenliydi. Kızın masaya yatırdı. Ben sadece kafasını görüyordum, ona tecavüz etti. Kız çok ağladı sonra da bayıldı. Diğer günler yine beni o küçük hapishane hücrelerine benzeyen odaya attı. Yanıma o erkeği de getirdi ama gözü sürekli bağlıydı. Birkaç gün onunla aynı odada kaldık. Hiç konuşmadık zaten benim de ağzım bağlıydı. Katile beni bırakması için yalvardım ama hiç bırakmadı. Bana yemek getirirken dayanamayıp vurdum ona sonra da bıçak ile boynuma saldırdı ve işte bu haldeyim."
Dedim boynumu göstererek.

Hepsi kafasını salladı.
"Boynumdaki yara 2 haftada anca iyileşti. Sonra da o hücreye geri kapatıldım. Ertesi gün ise beni yine bir odaya götürdü. Elime maskesini verdi. Ona bakmamam için de bıçak ile tehdit etti. Elimde maske ile odaya girince bu sefer herkesin gözü açıktı. Beyaz saçlı, boynunda onunki gibi yara izine sahip olan, elinde maskeyle gezen birini görünce doğal olarak saldırdılar hep beraber. Tırnak izleri de o yüzdendi. Sonra katil yüzünde başka bir maske içeri girdi ve kızlardan birisine silah ile saldırdı. Onu kafasından vurdu,yüzüne birkaç kere daha ateş etti. Gözümüzün önünde onu parçaladı resmen. Sonra da diğer kadını bıçakladı belki onlarca defa."

Akan gözyaşlarımı elim ile sildim. Anlattığım her an sanki oradaymışım gibi hissettiriyordu.
"Diğer kızın da boynu kesti ve vicudundan ayırdı. Bizi alıp hücrelere tekrar kilitledi. Birkaç gün öyle kaldık. Hiçbirşey olmamış gibi bize yemek gerdi. Gördüklerimden sonra yemek yiyemedim. Beni yine bıçakla tehdit etti. Mecburen yiyiyordum sonra da kusuyordum. Bana her zaman eve gideceğimi söyleyip durdu. Birkaç gün sonra da beni çıkardı. 'Hadi eve dönüyoruz' dedi bana bir varil gösterdi. 'Buraya gir ki bu mahzenin nerede olduğunu görme polislere yerimi ifşa etmeni istemiyorum' dedi. Ben de kabul ettim. Varilin kapağını açınca içinde o adam ile karşılaştım. Beraber kaldığımız erkek ile. Dün bulduğunuz Lee Haram oradaydı. Kafası yarılmış ve gözü dışarı fırlamıştı. Onu öyle görünce korktum ve kaçamaya çalıştım ama adam beni zorla onun yanına koydu. Kapağı da kapadı."

Sarı saçlı çilli çocuk sordu bu sefer.
"Ne yani seni dün bulduğumuz cesedin yanına mu koydu?"
Kafa salladım. Yutkundum, ellerimin titremesini durduramıyordum. Hepsi çok şaşırmış duruyordu.
"Varili bir kamyona koydu ve götürdü bizi. O an karşımda olan Lee Haram dirilmiş gibi nefes aldı. O an gerçekten hayatımın en korkunç günüydü. Adam onu öldürmemişti ve kim bilir görünen beyni ve göz içi ile nasıl acı çekiyordu. Biraz konuşmaya çalıştı ama hiçbir kelimesini anlamadım. Çok kan kaybediyordu. Benim de üstüm başım kan ile kaplanmıştı. Sonra kamyon durdu. Varili aşağı indirdi. Ben ona yalvardım beni bırakaması için ama hiç bir kelime bile ağzından çıkmadı. Sadece kürek sesleri. O an anladım bizi diri diri gömecekti."

Gözlerimi sıkı sıkı kapdım ve elim ile akan göz yaşlarımı sildim.
"Varili çukura attı. Haram birşeyler konuşmak istiyordu ama söyleyemiyordu. Üstümüze toğrağı atınca öleceğim sandım. Tamamen toprağın altındaydık. Kapağı açmaya çalıştım, açıktı. Toprak daha yeni atıldığından eşeleyerek çıkabilirdim ama çok zordu. Üstümdeki toprağı varilin içine atmaktan başka çare yoktu. Haram'a döndüm. Kafasını zoraki bir şekilde salladı. Ben de öyle yaptım. Toprağı içeri ata ata çıktım oradan. Üstümde birşey yoktu. Ağacın altında olan eski kıyafetlerden başka giyecek yoktu. Ben de mecburen onları giydim ve direkt olarak eve gittim. Sonrasını biliyorsunuz zaten."

Anlattığım için içim rahatlamıştı. Üstümden koca bir yük kalkmış gibiydi. Herkes şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Ses kaydedicisi kapandığında hıçkırarak ağlamaya başladım.

Yorumlarınız sayesinde yazma isteği geldi. Hızlıca yazdım, ben de sabırsızdım çünkü. Yazım hatalarımı görmezden gelin lütfen sonra düzeltirim. inlipz yorumların için teşekkür ederim.

Oy ve yorum atmayı unutmayın lütfen.

Teşekkür ederim
🩶🩶

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

IS MISSING || HYUNİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin