İçeri girdim ve masanın üzerine yığılmış en az 6 tane olan çoğunlukla mavi ve siyah renkteki dosyaları gözümle yukarıdan aşağıya doğru süzdükten sonra vakit kaybetmeden ofis sandalyeme oturup teker teker hepsini imzaladım ve özetini çıkarıp masaya koydum.
Tam tamına yarım saat 12 dakika sürmüştü. Canım sıkılmış telefonumu alıp biraz ınstagrama bakmaya karar verdim. Acaba Alaz'ın ınstagram hesabı var mıydı? 𝘒𝘰𝘴𝘬𝘰𝘤𝘢 𝘈𝘭𝘢𝘻 𝘌𝘳𝘺𝘢𝘷𝘶𝘻'𝘶𝘯 𝘮𝘶 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘺𝘢𝘤𝘢𝘬𝘵ı 𝘏𝘢𝘻𝘢𝘭 𝘴𝘢𝘤𝘮𝘢𝘭𝘢𝘮𝘢.
Hemen arama kısmına Alaz yazdım ve en üstte o vardı. Oha mavi tiki vardı. 𝘕𝘦 𝘣𝘦𝘬𝘭𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶𝘯 𝘏𝘢𝘻𝘢𝘭 𝘤𝘰𝘤𝘶𝘨𝘶𝘯 𝘰 𝘬𝘢𝘥𝘢𝘳 𝘤𝘦𝘷𝘳𝘦𝘴𝘪 𝘷𝘢𝘳 𝘢𝘺𝘳ı𝘤𝘢 𝘨𝘰𝘳𝘮𝘦𝘥𝘪𝘯 𝘮𝘪 𝘩𝘦𝘳𝘬𝘦𝘴 𝘰𝘯𝘶𝘯𝘥𝘦 𝘥𝘶𝘨𝘮𝘦 𝘪𝘭𝘪𝘬𝘭𝘦𝘥𝘪 𝘳𝘦𝘴𝘮𝘦𝘯. Evet yani olacaktı o kadar.
Hesabına giriş yaptığımda profilinde yıldızlı gece manzarasını arkasına almış üstünde beyaz gömlek altında siyah pantolon olan bir fotoğrafı vardı. Gece manzarası muhteşem gözüküyordu.𝘔𝘢𝘯𝘻𝘢𝘳𝘢 𝘥𝘢𝘩𝘢 𝘤𝘰𝘬 𝘣𝘶𝘻 𝘮𝘢𝘷𝘪𝘴𝘪 𝘨𝘰𝘻𝘭𝘦𝘳𝘪𝘺𝘥𝘪 𝘢𝘮𝘢 𝘯𝘦𝘺𝘴𝘴𝘦𝘦.
Aşağı kaydırdığımda en son paylaştığına tıkladım. Burası Hollanda'ydı. Çüş! Çocuk Amsterdam'a gitmiş. Alaz'ın paylaştığı toplam 47 fotoğrafı vardı. Bunlara şuan bakmaya zaman ayıramazdım.
Derken cam kapının önünden beni izleyen Alaz'ı gördüm aniden yerimden sıçradım.
Ayağa kalkıp şaşkın gözlerimle ona baktım. 2 kere kapıyı tıklatıp içeri girdi.Üzerindeki koyu lacivert gömleğinin kollarını hafiften kıvırmış yavaş adımlarla ilerleyip ellerini birbirine bağlayıp sağ bacağını sol bacağının üstüne atmış bir şekilde duvara yaslanıyor gözlerimin en derinlerinde bir gezintiye dalmışcasına bakıyordu âdeta.
Onun gözleri gerçekten büyüleyiciydi baktıkça daha da bakası geliyordu insanın.
Keşke hayat 1 saatliğine donsada onun gözlerine saatlerce baksaydım. Hatta 1 saat yetmezdi 10 yıl en iyisi.𝘏𝘢𝘻𝘢𝘭'𝘤ı𝘨ı𝘮 𝘴𝘦𝘯 𝘬𝘦𝘯𝘥𝘪 𝘨𝘰𝘻𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘦 𝘣𝘢𝘬 𝘢𝘴ı𝘭 𝘻𝘶𝘮𝘳𝘶𝘵 𝘺𝘦𝘴𝘪𝘭𝘪.Soğuk bir sesle:
-"Kolay gelsin" dedi.
𝘒𝘰𝘭𝘢𝘺𝘴𝘢 𝘣𝘢𝘴ı𝘯𝘢 𝘨𝘦𝘭𝘴𝘪𝘯 𝘈𝘭𝘢𝘻 𝘦𝘧𝘦𝘯𝘥𝘪 𝘯𝘦 𝘢𝘳𝘢 𝘣𝘶 𝘬𝘢𝘥𝘢𝘳 𝘴𝘢𝘮𝘪𝘮𝘪𝘭𝘦𝘴𝘵𝘪𝘬 𝘢𝘤𝘢𝘣𝘢?
-"Teşekkür ederim." dedim sesimi yumuşatabilceğim kadar yumuşatmaya çalışarak.
𝘏𝘢𝘻ı𝘳 𝘨𝘦𝘭𝘮𝘪𝘴𝘬𝘦𝘯 𝘥𝘰𝘴𝘺𝘢𝘭𝘢𝘳ı𝘥𝘢 𝘢𝘭 𝘣𝘢𝘳𝘪.-"Buraya seni tebrik etmek için geldim, sunumun gerçekten çok başarılıydı.Bunu bir akşam yemeği olarak kutlayalım diyorum eğer sanada uyarsa." Hem Serkay'da gelir belki.
"Tabi olur." dedim yutkunarak.
"O zaman çıkışta beklerim"
"Tamamdır"Saat 6.55'ti çıkış saatine 5 dakika vardı. İnce deri ceketimi giyip çantamı taktım. Telefonumu açıp kardeşime mesaj çektim.
-"kuzum ben 1 saat geç gelicem merak etme beni bir şey olursa yaz."
-"tamamdır ablaammm🤍Asansöre binmeden hemen Serkay'ı gördüm. Hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Vayyy yengemmm, demek sizin sayenizde bir akşam date'ine gidiyoruz." dedi yine 32 dişini göstererek kocaman bir tebessüm etti.
Bana neden halâ yenge diyorsun demedim. Ne diyecekti Hazal hanım mı yoksa arkadaşımın asistanı naber mi deseydi. Yenge aralarında en mantıklısıydı. Fakat dışarıdan farklı gözüküyordu.
"Sizlerinde sayesinde" dedim bende hafif gülümseyerek.
Asansörden indik ve kapıda bizi bekleyen Alaz'a doğru yaklaştık. Alaz yine bu sabah ki duruşu gibi ellerini birbirine bağlayıp sağ bacağını sol bacağının üstüne atmış bir şekilde arabasına yaslanıyor karizmatik, yakışıklı bir şekilde bize bakıyordu.
Yavuz gelip arabanın kapısını bizim için açtı. Artık ezberlemiştim çocuğun adını. Alaz arabayı sürmeye başladı.
"Serkay senin memleket neresi?" dedim sohbet açıp kaynaşmamız için. Sonuçta şirket arkadaşıydı ve birbirimizi tanımalıydık. Alaz Bey bu kadar ciddi olmasaydı belki onada çekinmeden sorabilirdim.
- "İzmir-tire" dedi bir çırpıda." Sen? "
-"Antalya" dedim.
Bugünlük bu kadar oldu diğer bölümde gorusmekkk üzere yıldızları bekliyorummm🥹❤️🩹⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ANLAŞMA
RomanceANLAŞMALI EVLİLİK YAPIP BİRBİRİNE GERÇEKTEN AŞIK OLAN 2 GENÇİN HİKAYESİ