O CUMA GECESI EVE VE DREW'UN da beklediğinden bile çok kar yağmış ve normalden daha sert bir kışın başlamasına sebep olmuştu hava. Cumartesi sabahı ise yağan kar azalmıştı ancak hava hala çok soğuktu.
Saha buz tutmuş olmasına rağmen Slytherin ve Ravenclaw'un Quidditch maçını izlemeye gidecekti Eve.
Büyük Salon'a ilerlerken aklı hala geçen haftaki Sirius ile olan düellosundaydı. Onunla konuşurken nefesi kesiliyor gibi hissediyor ve utanıyordu. Ona karşı çok mahçup hissediyordu içten içe.
Kocaman kapıdan geçip Büyük Salon'dan içeriye girdiğinde yeşil ve gümüş renkli binanın masasına ilerleyerek arkadaşlarının yanına doğru ilerledi. Her zamanki gibi Roman ve Drew karşı karşıya oturmuştu. Eve de Meksikalı olanın yanına oturdu.
"Günaydın." dedi Eve içerideki sıcak hava yüzüne vurduğundan dolayı Slytherin atkısını çıkartırken.
"Günaydın." dedi Roman, kahvaltısına ara vererek. "Sen, maçı izlemeye mi geleceksin?" dedi hayretle.
"Elbette." diye onayladı onu Eve. "Neden gelmeyeyim? Bu sene bütün maçlara geldim."
"Antrenmanlara veya seçmelere?" diye sordu Drew. "Onlara neden gelmiyorsun? Ama, şahsen, onlar o kadar zevkli değil, düşünsene iki saat boyunca yaşlı, deli bir cadı yedi kişiye bağırıyor."
"Bir de Vanity." dedi Roman, çatalını tekrardan eline alıp kahvaltısına devam ederken. "O yaşlı deli karı ve Vanity, geri kalan altı kişiyi doğduklarına pişman ediyorlar."
Eve gülümsedi. "Söyle de Carter'a bağırmasınlar." dedi.
"Vanity'e, Carter'a bağırma desem," dedi Roman, güzel bir şaka yapmayı planlamıştı.
"Vanity'e, Carter'a bağırma dersen? Ne olur? Flair?"
Roman duyduğu sesle korkuyla arkasını döndü ve Slytherin Quidditch kaptanı ile göz göze geldi. Emma Vanity, kollarını göğsünde birleştirmiş yargılayıcı ve cevap bekleyen bir tavır takınmıştı.
"Hiçbir şey." diye fısıldayabildi Roman içindeki korku ve telaş ile. Kelimeler bir anlığına ağzına tıkılmış gibi kalakaldı. "Hiçbir şey olmaz Vanity."
"Ben de öyle düşünmüştüm." diye yanıtladı Vanity, arkasını dönüp uzaklaşırken sesinin duyulabileceği şekilde konuştu. "Bugünkü maçta saçmalamasan iyi edersin Flair!"
Emma Vanity'nin Büyük Salon'un kapısından çıkmasını izledi Roman. Sonrasında ise Drew'a döndüğünde sarışın arkadaşının yüzündeki gülümsemeyi fark edebiliyordu. "Komik değil Drew."
"Bu kızın problemi ne?" diye sordu Drew, neşeli sesi ile.
"Maç olacağı zaman öyle oluyor." dedi Roman. Az sonra da Drew ile beraber maç hakkında konuşmaya başlayacaklardı. Eve ise onların bu odaklanmış halinden faydalanarak yanlarından kalktı ve başka bir Slytherin oyuncusunun yanına gitmeye yeltendi.
Leongard Carter.
Eve onun arkadaşları ile kahvaltı ettiğini gördüğünde yavaşça yanına doğru ilerlemeye başladı. İki arkadaşı ile konuşmakta olan Leongard, geldiğini yeni fark ettiği Eve'e döndü.
Yeşil gözler kendi elaları ile buluştuğunda Eve gülümsemeden edemedi.
"Bugün için başarılar dilemek istedim." dedi Eve. "Umarım, çalıştığın kadarının karşılığını alırsın."
"Alacağım." diye yanıtladı Leongard. "Teşekkür ederim Harvey."
"Rica ederim Carter."
Konuşmaları sonlandığında Eve eski yerine doğru gitti. Tek başına kahvaltı eden Drew'u görmesi ile kaşlarını çatarak arkadaşının karşısına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Asked For This | Sirius Black
FanfictionEve Harvey, bütün zamanların en güçlü düellocusu olmak istiyordu ve hedefine ulaşmak için elinden gelen her şeyi yapacaktı ancak Sirius Black, hoşlandığı kızı etkilemek için biraz yanlış bir yol seçecekti. [ sirius black x fem!oc ] [ düzenleniyor |...