~ALESYA TOMRİS~

48~Bölüm

Alesya'dan
______________________________________

"Ya abi verir misin şu tuzu"

Kahvaltı için mola vermiştik gecenin bir yarısı yola çıkarsak tabi

"Al abisinin gülü" doğu abimin elindeki tuzu alıcakken Mirza abim aldı

"Ya abi versene "

"Önce büyükler küçük sus"

"Abi!"

"Sus kız"

"Annah yeter artık baba şu oğluna bişey söyle" dedim babama kedi bakışları atarken

"Uğraşma kızlarımla it!"

"Yanlız bizde oğlunuz baba" dedi Mirza abim yalancı üzüntü ile

"Babamı duydun ver" dedim zaferle sırıtarak

Homurdanarak verdi

Böyle şaka sataşmalı kahvaltıdan sonra arabalar geçtik

"Abla" dedim iyice sırnaşarak

"He ablam?" Esma ile ikimizide kendine çekmiş saçlarımızı okşuyordu

"Rizeye ne kadar kaldı?"

"Daha var güzelim"

"Offf"

Telefonumu aldığım da Sıraçtan mesajlar vardı

Sıraç: güzelim sizin eve geldim ama yoktun hatta yoktunuz bişey mi oldu?

Sıraç: balım?

Sıraç: mesajlarıma neden bakılmıyor iyi misin?

Sıraç: umarım o öküz abilerin bişey dememiştir

Sıraç: özledim kızım nerdesin?

Ben: bir nefes alsaydın sıraç 99+ mesaj ne Allah aşkına yarısını okuyamadım bile iyiyim ayrıca abim gil öküz değil ne münasebet yani ve evde yokuz rizeye gidiyoruz memlekete yani

Sıraç: öküz az kalırda neyse yavrum bir sorun olmadığına sevindim ne zaman döneceksin?

Ben: okullar açılmadan geliriz zaten sınavlar başlıyor

Sıraç: dert etme sen onu eğlenmene bak geldiğinde çalışırız beraber.

Ay bu çocuk ne zaman dan beri düşünceli oldu?

Ben: sıraç bey ne zaman dan beri bu kadar düşünceliyiz?

Sıraç: sen hayatıma girdiğin den beri balım hanım.

"Ne oldu kız niye sırıtıyorsun"

"Hiç"

"Aynen hiçtir abla" Esma ile ablam gülerken mesajlara döndüm

Sıraç: ne oldu hanımefendi görüldü attınız kalakaldınız tabi

Ben: tam olarak minevi öyle oldu.

Sıraç: açık sözlüyüz bugün balım hanım.

Ben: doğrular da açık söz olmuş arkadaş yalan söylesek ayrı dert doğruyu desek ayrı dert peh