İki Güneşin Doğuşu

13 5 168
                                    

Hyunjin ve Felixin doğumundan hemen sonra

(Farklı tarihlerde ama ardarda yazdım, tarihleri zaten bilirsiniz diye ayriyeten yazmıyorum.)

Seungmin
Siyah saçlı bebeğim yanımdaki beşikte uyuyordu, bir çocuğa göre bile oldukça mızmızdı ki onu kucağıma almaktan kaçınmalıydım.

Kapıdan içeri girerek etrafa bakınmıştı Chan, beni görmesi ile tebessüm ederek yanıma geldi. 

Elindeki çantayı yan tarafımdaki koltuğa koyarak açmıştı, içinden çıkardığı büyük kurdeleli kırmızı tacı eline alarak bana yaklaştırdı.

(Yeni doğum yapan kadınların saçına kırmızı kurdele takarlarmış galiba, öyle duymuştum da hoşuma gitti... Ama ben kurdeleli taç ve saç bandı olarak yazdım.)

Önüme gelmiş uzun kısımları arkaya atarak sadece kahküllerimi bıraktım önümde, saçımı bozmadan tacı takmış ve yanağımı hafifçe sıkmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önüme gelmiş uzun kısımları arkaya atarak sadece kahküllerimi bıraktım önümde, saçımı bozmadan tacı takmış ve yanağımı hafifçe sıkmıştı.

Gözlerinin içi gülmek derlerdi ya, bakışlarında o vardı. Sanki yüzünde gösteremediği sevinçi yansıtıyordu gözleri...

"Teşekkür ederim..." dedi bakışlarını bir bebeğimize bir de benim üzerime getirirken. "Canımından bir parçaydın sen ve artık bir tane daha var, mutluluğumu nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum bile." dedi kahkaha attıktan sonra dudağını ısırırken.

Ellerimi tutarak devam etti. "Öncesinde eşim, sonrasında ise çocuğumun annesi olduğun için sana sonsuz kere teşekkür ederim... Dile benden ne dilersen..."

"Ne dilersem mi?"

"Ne dilersen..." diyerek tekrarladığında iyice sırıtmıştım.

Şimdi sıçtım ağzına...

"Peki..." dedim önüme getirdiğim parmaklarımı ona gösterip saymaya başlarken, her bir tane söylediğimde parmağımı hafifçe geriye ittiriyordum. "Çamaşır, bulaşık, temizlik, yemek, ütü-"

Parmaklarımı elleri arasına alarak yüzüme eğilmiş ve dudaklarıma bir öpücük bırakmıştı.

Hafifçe geri çekilerek bakışlarımızı buluşturdu. "Sen bana en güzel mutluluğu yaşattın, elimden geldiği kadarıyla sana iş bırakmamaya çalışacağım tabiki..." Ellerimi kendine yaklaştırarak yanağını avuç içime sürttü. "En değerlimsin sen..."

Hep bu kadar tatlı mıydı, yoksa ben mi farketmemiştim? Ne demeliyim? Ne yapayım? Çocuk var, emzirme bahanesi ile kaçsam mı ve neden yandığımı hissediyorum? Ağağaaaaa...

"Tacınla çok uyumlu oldun..." dedi gülerek. "Yanakların da al al duruyor."

Yanağıma doğru eğildiğinde dişim ağrıyormuşcasına ellerimle orayı kapatmıştım, öpücük şeklini verdiği dudağını düzelterek güldü ve beşiğe yöneldi.

Mutlu Straykids Ailem /HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin