Kız İsteme

17 5 243
                                    

(Bu bölüm pek içime sinmedi ama yine de atayım dedim.)

Lise Bitimi (18 yaş)

Yongbok
Gelen zil sesi ile anne babamın yanından ayrılarak kapıya koştum, delikten baktığımda tanımadığım birkaç kişiyi gördüm. Köye yeni gelmişlerdi ancak isimlerini bile bilmiyordum.

İçeriye koştum. "Baba geçen hafta şu bakkalın yanındaki boş eve taşınanlar var ya onlar gelmiş."

Şaşırarak kaşlarını kısa süreli olarak çattıktan sonra anneme bakmıştı. Annem bilmediğini söyler gibi omuz silktiğinde kalkarak yanıma geldi.

Babam önden ben arkasından kapıya gelmiştik, kolu yavaşça açtığında elinde çiçek ve çikolata tutan bir çocuk gülerek bana yaklaştı.

Babam beni korumak istercesine kolumdan tutarak arkasına çekti ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirerek kaşlarını kaldırdı. "Hayırdır..."

"Hayırdır hayır..." dedi çocuğunun omuzuna dokunan biraz daha yaşlı adam.

Kadın gülerek atıldı hemen. "Bu güzel kızımız bize bir kahve hazırlasa da öyle konuşsak."

Babama baktığımda yüzündeki gülümseme yerini ciddiyete bırakmıştı, oturma odasından bizi izleyen annem göğüs hizasında birleştirdiği kollarını gevşeterek sakin olmamı işaret etti ve başını mutfak tarafına doğru eğdi.

Başını evet anlamında sallayarak mutfağa gittim, bu sırada ise o çocuğun pis sırıtışı ile beni izlediğinin farkındaydım.

Nasıl istediklerini söylemedikleri için kendi damak zevkime uygun şekilde hazırlayarak büyük bir tepsi ile oturma odasına gittim.

Ben tepsi ile önlerine giderek kahveleri verirken sıra o beni izleyen bedene gelmişti ki ister istemez gerildim, o gözler hiçte iyi bakmıyordu.

Ben kahveyi almasını beklerken o uzun uzun bana baktığında gözlerimi kaçırarak tepsiye çevirdim bakışlarımı.

Ellerini tepsiyi tutan parmaklarım üzerine getirdiğinde onu burada öldürmek istiyordum, daha yeni karşılaşmıştık ve bu samimiyet zannettiği sapıklık ta neyin nesiydi...

Babama tek bacağını hızlı hızlı sallarken koltuk kenarına kolunu yaslamış ve parmaklarını kıtlatıyordu, nazik davranmaya çalışır ifadesinin ardındaki öfkesi gözler önündeydi.

"Kırmamı istemiyorsan çek o elini."

Dişlerimi sıkarak konuştuğumda gülerek parmaklarını benden uzaklaştırdı ve bardağı aldı.

"Biraz saki-" Annesi konuşmaya başlamıştıki sinirle kıstığım gözlerimi ona çevirdiğimde sustu.

Annem sakinleşmesi için babamın tek elini parmakları arasına aldığında sahte bir gülümseme ile konuşmuştu. "Ne için gelmiştiniz?"

"Biz kendi aramızda konuşsak, he kızım." Kızım mı? O yılışık veledin babası nasıl bana kızım diyebilir, canına susadı heralde.

Babama baktığımda o dudaklarını ısırarak hızlıca başını evet anlamında bana salladığında odadan çıkarak kapıyı kapattım, birazdan savaş çıkacak gibiydi.

Kulağımı kapıya yaslayarak konuşulanları dinlemeye çalıştım.

O bana kızım diyen adam başlamıştı söze. "Evet efendim, yeni taşındık ve ne güzel bir tesadüftür ki sizlerle karşılaştık."

"Sadede gel." Babamın sakin ama net sesini duymuştum.

"Oğlumuz Afried, kızınızı görmüş beğenmiş. Sizde kabul ederseniz yuvalarını yapalım, hem altın da kızımıza çok yakışacaktır. Tabi çok yüksek olmadığı müddetçe uygun bir başlık parası miktarında anlaşabileceğimizi umuyorum."

Mutlu Straykids Ailem /HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin