Minho otobüse bindiğinde ağlamasını zor durdurdu. Etraftaki garip bakışlarla birlikte oturduğu yere daha çok sindi. Yanındaki yaşlı bayan ona hafifçe döndü.
"İyi misin evladım?"
İyi miydi? Bilmiyordu. Sevgilisinden ayrılmıştı. Okul hayatı tehlikedeydi. Sevgilisi işinden olabilirdi. Başka okula tayini çıkabilir bir daha hiç göremeyebilirdi.
Biraz düşündü. İlişkileri çok yanlıştı. Öncelikle ikiside erkekti. Sevgilisi 28 yaşında kendisi ise daha 18 yaşındaydı. Toplumun onaylamadığı bir ilişkisi vardı.
" Bugün çok sevdiğim kedimi kaybettim efendim"
"Ah! Özür dilerim. Hatırlatmış olmalıyım"
"Sorun değil"
Minho yanındaki tatlı bayana gülümsedi. Aynı şekilde geniş ve sıcak bir gülümseme aldı. Yaşlı bayan kollarını sarılmak için iki yana açtı. Minho buna ihtiyacı olduğunu hissetti.
Yaşlı bayanı incitmeden sarıldı. Kendini annesinin kollarındaymış gibi hissetti. Ağlamak istedi ama kendine hakim olmalıydı. Öyle de yaptı.
Kısa sarılmanın ardından yaşlı bayanın ineceği durağa geldiğinde yerinden kalktı. Otobüs tekrar harekete geçtiğinde başını cama dayadı.
Bir süre sonra kendi durağına geldi. İnip eve adımladı. Gözleri yanmaya başlamıştı. Ağlamak istiyordu. Chan'ı da istiyordu.
Onun kollarında ağlamak istiyordu. Onun dokunuşlarını, öpücüklerini, bakışlarını istiyordu. Onun bedenine ve sıcaklığına ihtiyacı vardı.
Kapının kilidini açmak için çabalarken bir anda anahtarı yere fırlattı. Zaten yeterince doluydu. Küçük şeylerde olmuyordu.
Anahtarı fırlattığı yere gitti. Alıp sakince yerine yerleştirip çevirdi. Açılma sesiyle acele ederek içeri girdi. Evi kendi üzerine kiltledi.
Hızlıca odasına gidip yatağa çöktü. Ağlamaya başladı. Burnunu koluna sildi. Sonra kendinden iğrenip bir çırpıda t-shirtü çıkardı. Telefonuna gelen bildirim sesi ile hemen eline aldı.
Chan/Minho
Chan:
Kendini ağlayarak
yorma. Güçlü dur.
Seni seviyorum ❤️Minho:
Chan ben yapamıyorumChan:
YapacağızMinho:
Çok zor Chan
lütfenChan:
Minho kendine gel
Derslerine ve projene
odaklan. Bu saatten sonra
senin öğretmeninim.Minho:
Sikeyim senide
öğretmenliğinideMinho telefonu yatağına attı. Yüzünü kapatıp ağlamak istedi. Artık gözyaşları bile gelmeyi reddediyordu. Başına saplanan ağrı ile elini başına attı.
Banyoya girip sıcak bir duş aldı. Üzerini giyinirken sol göğsünün yanındaki morluk dikkatini çekti. Köprücük kemiğinde de minik bir kızarıklık vardı.
Aynadan kendine bakmayı bırakıp üzerini giydi. Fazlasıyla sinirlenmişti. Hyunjin'i aradı. Meşgul olduğunu belirten sesle kapattı.
Hangi cehennemdeydi. İhtiyacı olduğu zamanlar bir anda yok oluyordu. Adı dosttu ama pek bir faydasını göremiyordu.
Elleriyle saçlarını geriye attı. Artık ağlamayacak güçlü duracaktı. Aciz olmayacaktı. Saate baktı. Öğleden sonra üçü gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biology-minchan-
Fanfiction" İçerisinde spermin olduğu meni az miktarda besin maddeleri ve sudan oluşur. İçerisinde besin miktarının yanında glikoz, fruktoz , laktik asit magnezyum , potasyum ,protein ve çinko içerir." " Ama tadı tuz-" "Efendim Minho. " " Hiç. Sadece konuyu a...