Dışarıdaki fırtınalı yağışın gürültüsü kapalı camların ardına taşmış, odada ki düzenli nefes seslerine eşlik ediyordu. Oda içerisindeki bu harmoniyi bozan şey kapının sert ve hızlı bir şekilde tıklatılması oldu. Ani sesle yerinden sıçrayan Seungcheol hemen ayağa kalkarak kapıya doğru koştu, telaşla açtığı kapının ardında gördüğü arkadaşları ile şaşkınca suratlarına baktı. Suratlarında gördüğü endişe ile daha olayı öğrenmeden telaşlanarak içeriye devam etti.
4'ününde alalel acele içeriye doluşmasıyla, uyuyanlarda uyanmış bir gözleri kapal bir şekilde zifiri karanlık olan içeriyi görmeye çalışıyorlardı. Olayları açıklığa kavuşturmak amaçlı ışıkları açıp önündeki sandalyeye oturdu Cheol.
Yaşadıkları stresten nefes alış verişleri düzensiz olan 4'lü Jeonghan ve Jisoo'nun burada da olmadığını gördükten sonra daha da endişelenmeye başlamıştı. Kalpleri kulaklarında atıyor bütün vücutları kış aynın ortasında terlemelerine yetecek kadar yakıyordu onları. Burada olmayan arkadaşlarını bulabilmek adına en azından olaydan haberdar olmaları gerektiğini düşünerek Seungcheol'un boş yatağına oturdular.
Olayları anlatma işini ilk yokluklarını fark eden ve etrafı aramaya karar veren Seungkwan oldu.
"Jeonghan ve Jisoo yok"
Duydukları ile oturduğu yerden kalkan Seungcheol'un kalp açışları hızlanmıştı.
"Ne demek yok?"
"Baya baya yoklar bizim o kafedeki buluşmadan sonra kendi aralarında bir şey fısıldaştıktan sonra bize bir yere gidip geliceklerini söyleyip ortadan kayboldular"
Ne kadar sakin kalmaya çalışada hiç durmadan salladığı bacakları ve birbirine kenetli sıkmaktan bembeyaz olmuş parmakları Jihoon'u ele veriyordu.
Saat 10 civarında ortadan kaybolan ikili 3 saat olmuş olmasına rağmen hâlâ geri dönmemiş ve arkalarında stresten saçlarını yolmaya başlayacak 11 kişi bırakmıştı.
Bir anda telaşa kapılmanın kendilerine bir şey katmayacağını bildiklerinden ilk önce gitmiş olabilecekleri yerleri tartışıyor, ikilin cep telefonların hiç durmadan çaldırıyorlardı ta ki Seungcheol şarjda duran telefonunu açmaya karar verene kadar. Ekranda gördüğü bildirim ile eli ayağına dolanarak ekranı açtı.
"Jeonghan mesaj atmış!"
Duydukları ile bir anda herkesin başına toplanması ile ekrandaki mesaja baktılar.
Jeonghan 2 saat önce kendisine konumunu paylaşmıştı.
Konumu açıp baktıklarında gördükleri eski harabeye dönmüş mahalle ile daha da endişelendiler ikili için. Gece'nin o saatinde orada ne işleri vardı. Attıkları o adrese gitmekten başka şansları olmadığı için hepsi alelacele üstlerine geçirdikleri palto ve ayakkıbıları ile yurttan çıkmak üzere dışarıya doğru koşturdular. Koridorda karşılaştıkları yoklamayı yapan öğretmenleri bile görmezden gelerek dışarıya doğru koşturdular. Arkalarından bağıran öğretmenleri bilgilendirmek amaçlı Chan'ı arkada bıraktılar.
Cemjung amcayı da koşarak arkalarında bıraktıklarında, bir kere bile olsun arkalarına dönüp bakmayı düşünmediler şu anda tek düşünebildikleri tehlikede olma ihtimali olan arkadaşlarıydı. Cemjung amca da ne yapsın onlar koşup gidince arkalarından bakmak dışında elinden hiçbir şey gelmediği için sıcak kulübesine geri dönüp Seungcheol'un bir bildiği vardır diyerek kahvesini yudumlamaya devam etti.
Gidicekleri yer yürüyerek neredeyse 1 ila 2 saatlerini alacağını bildiklerinden, hızlıca yakınlardaki taxi durağına doğru koştular. 10 kişi bir taxi sığmaları imkansız olduğunda 5'erli gruplara ayrıldılar. Seungcheol elindeki konum bilgilerini ortak gruba paylaşarak herkesin gidicekleri yerden haberdar olmasını, ve taxi ile diğer grubun hemen arkalarından aynı konuma doğru hareket edebilmelerini sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drift Away✩Jeongcheol
FanfictionKader onların yollarını 2.kez birleştirdi, bu sefer ki şanslarının da uçup gitmesine izin vermemekte kararlıydılar. Birbirlerinin varlıkları ile yaşam bulan bir avuç insan. Yan çiftler: -Soonhoon -Verkwan -Seoksoo -Minwon -Junhao