Felix

23 6 43
                                    

Jisung'tan~

Çok sıkıcı bir gündü. Ciddiyim çok sıkıcıydı. Minho deseniz zaten evde yoktu. Yine dışarda adam öldürüyordur. Bende napim işte boş boş oturup masaya bakıyordum. Aniden çalınan kapı ile yerimden sıçradım. Kapı öyle bir şiddetle çalınıyordu ki anlatamam. Acaba açmalı mıydım? Açarsam Minho kızarmıydı? Bence haberi olmazdı ve açsam en fazla ne diyebilirdi ki? Masadan kalkıp kapıya doğru yürüdüm ve resmen tozdan yok olmak üzere olan kapı deliğinden gelen kişiye baktım.

Sapsarı saçlı ve çilli bir çocuk vardı kapıda. Çok sevimli bir görüntüsü vardı. Bende daha fazla dayanamadım ve kapıyı araladım

"Buyurun?"

"Yardım et bana lütfen"

Dedi ve içeriye girip kapıyı kapattı

"Neden?"

"Çünkü- çünkü peşimde birisi var"

"Kim?"

"Bilmiyorum... kahverengi saçları ve gözleri vardı ve korkunç bir gülümsemesi vardı sanki bir ruhani varlık gibiydi"

Minho...

"Seni saklamam lazım"

Dedim ve bileğinden kavrayıp evde onu saklayabileceğim her yere baktım. Yatağın altının daha ideal olduğuna karar verince onu oraya soktum ve sessiz olması konusunda uyardım

"Adın neydi bu arada?"

"F-Felix"

"Bende Jisung eğer o buraya gelirse ismimle bağır yetişirim"

Dedim ve aşağı indim. Tam 1 dakika sonra Minho gelmişti

"Jisung"

"E-evet?"

Argh! Belli etme Jisung!

"Buralarda çilli ve sarı saçlı bir çocuk gördün mü?"

"Görmedim?"

Sırıttı

"Bana yalan söylemesen iyi olur matmazel biz ruhlar herşeyi anlarız"

"GÖRMEDİM DİYORUM SANA İŞTE!"

Masum birisini öldürmesine izin veremezdim

"Peki bakalım doğruyu mu söylüyormuşsun"

Dedi ve yok oldu. Nolur düşündüğüm olmasın nolur

"JİSUNG YARDIM ET!"

Hay şom ağzıma ben! Koşa koşa yukarı çıktım. Odaya daldım. Minho Felix'in kolundan sımsıkı tutmuş, korkunç gözleri ile bana bakıyordu. Felix ne kadar çırpınsada Minho bir milim bile kıpırdamadan bana bakıyordu

"Yalancı seni hani onu görmemiştin?"

"Minho..."

"Minho ne Minho?"

"Ben bir masumu daha öldürmeni istemiyorum!"

Şaşırmıştı

"Neden Jisung?"

Felix'i bırakıp üstüme yürümeye başladı

"Ben sadece intikamımı istiyorum Jisung benim acı çığlıklarımı duyup yardıma gelmeyen herkesten intikam istiyorum"

"Ama onun bununla alakası yok!"

Dedim bağırarak

"O sen öldüğünde daha doğmamıştı bile! O masum Minho..."

Sabit bir ifadeyle yüzüme bakarak daha çok üstüme geldi

"Umurumda mı sanıyorsun?"

"Minho lütfen yapma bunu benim için"

Dedim gözlerimi doldurarak. Yüzünde ki ifade yumuşamaya başlamıştı

"Neden onu öldürmemi istemiyorsun?"

"Çünkü masumları öldürmen cidden canımı sıkıyor onlar senin zamanında daha doğmamıştı bile..."

Gözlerinden bir hüzün geçti ve kafasını arkaya çevirip korkuyla ona bakan Felix'e çevirdi. Sonra bana baktı

"Peki..."

Dedi ve ikimizi orada bırakıp kapıdan çıkıp gitti. Mutluluk ile Felix'e baktım

"Kurtuldun..."

"T-teşekkür ederim..."

Dedi ve kalkıp bana sımsıkı sarıldı

"Sen olmasaydın ölmüştüm çok teşekkür ederim..."

"Bişey değil"

Dedim ve sırtını sıvazlayarak ondan ayrıldım

"Hadi git daha fazla durma"

Kafasını salladı ve koşarak kapıdan çıkıp gitti. Bende mecburen mutfağa girdim ve tezgahta birşeyler ile uğraşan Minho'ya baktım

"Üzgünüm..."

Omzunun üstünden bana baktı

"Ne için?"

"Sanırım üstüne çok geldim onun için..."

Gülerek elindeki şeyleri bıraktı ve yanıma geldi

"Asıl ben üzgünüm"

"Ha?"

"Sen haklısın masumların bir suçu yok bundan sonra kötü olan insanları öldürmeye karar verdim"

Dolan gözlerim ile ona bakıp aniden boynuna atlayıp sarıldım

"SEN ÇOK İYİ BİRİSİN MİNHO"

"Beni bu kişiye sen dönüştürdün matmazel"

𝙇𝙖𝙣𝙚𝙩 | 𝙈𝙞𝙣𝙨𝙪𝙣𝙜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin