itiraf

41 10 43
                                    

Jisung'tan~

Salonda neredeyse çürümekten yok olmak üzere olan koltuğun üstünde oturmuş öylece tam karşıya bakıyordum. Başka ne yapabilirdim ki? Yapabilecek birşey yoktu çünkü

"Jisung"

Minho'nun sesi ile bakışlarımı ona döndürdüm

"Evet?"

"Napıyorsun öyle boş boş?"

"Napayım? Öyle oturuyorum"

"Çok sıkılıyorsun değil mi?"

"Evet"

"Bence bugün dışarı çıkalım"

Heyecanla ayağı kalktım

"Ciddi misin!"

"Evet"

Dedi ve kapıya doğru gidip beni beklemeye başladı. Bende koşa koşa yanına gidip ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. O da yanıma geldi ve yine sohbet ede ede yürümeye başladık. Yanımızdan geçen insanlar bize öyle bir bakıyorlardı ki anlatamam

"Minho"

"Efendim?"

"Bu insanlar bize niye böyle bakıyorlar?"

Minho'da onlara ters ters baktı

"Beni göremiyorlar ondan"

"Doğru... eee nereye gidelim?"

Dedim konuyu değiştirmek için

"Kahve içmeye ne dersin?"

"Olur derimm"

Beraber bir kahveci bulduk ve iki tane kahve sipariş edince bir yere oturmuştuk

"Burası ne kadar da güzelmiş"

"Sen daha da güzelsin"

Yanaklarımın kızardığını hissediyordum

"Sende çok yakışıklısın Minho..."

Heh aferin Jisung. Sıçtın sıva yani

"Sağol matmazel"

Dedi ve gülümseyerek geriye yaslandı. Bende o sırada yan masada ki seslere kulağımı kabartmıştım

"Şu yan masada ki çocuk kiminle konuşuyor böyle?"

"Bilmem ki sanırım konuştuğu kişi Minho diye biri ve ona sende çok yakışıklısın dedi. Cidden eşcinsel bir ergenin teki"

"Haklısın birde şizofren sanırım baksana sandalyeye konuşuyor"

"Bence de şizofren sanırım"

Onları umursamadım ve önüme döndüm. Garson kahveleri getirince hemen benim kahvemi koydu ve diğer ikinci kahveyi koymak için masada oturan başka biri varmı diye baktı. Ama kimseyi görmemiş olmalı ki geri bana baktı

"Neden iki tane kahve söylediniz efendim?"

"Onun için"

Dedim Minho'yu göstererek. Garson anlamayarak bana baktı

"Pardon anlamadım kim için?"

Sinirle tekrar Minho'yu işaret ettim

"O işte!"

Dedim tekrar Minho'yu göstererek

"Efendim burada kimse yok ama?"

"Hadi ama cidden dalga mı geçiyorsunuz benimle?"

Dedim ayağı kalkarak

"Jisung geri otur"

"Ama Minho benimle dalga geçiyor!"

"Jisung onlar beni göremez unuttun mu!"

Ah doğru ya... aynı sinirle geri oturdum ve kollarımı göğsümde birleştirdim

"Koyun işte şuraya daha fazla sorgulamayın"

Garson daha fazla uğraşmamak için kahveyi Minho'nun önüne koyup içeriye kaçtı

"Jisung..."

"Efendim?"

"Ben... Ben sana bişey itiraf etmek istiyorum"

Dedi ve masanın üstündeki ellerimi tuttu

"Jisung... sen benim hayatımı değiştiren kişi oldun. Normalde birinin hayatını asla bağışlamam ama seni görünce... ne biliyim içimde birşey oldu ve seni öldürmek istemedim. Kısa kesecek olursak ben senden çok hoşlanıyorum Jisung lütfen sevgilim olur musun?"

İçimde birşeyler kaynamaya başlamıştı. O kadar mutluydum ki anlatamam

"Jisung bişey desene"

Bişey demeden dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum ve geri çekildim

"Olurum..."

𝙇𝙖𝙣𝙚𝙩 | 𝙈𝙞𝙣𝙨𝙪𝙣𝙜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin