0.7

170 10 4
                                    

Yatakta yatarken gülümsemeyi kesemiyordum. Hemşirelerden biri içeri girip yanıma geldi. Sargıyı yenilemek için geldiğini bildiğim için direk sarılı olan elimi ona uzattım. O sargıyı değiştirirken bir türlü yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum. Gülümsememin birçok nedeni vardı, nedenlerin nerdeyse hepside Ashton ile ilgiliydi. Hemşire işini bitirdikten sonra bana baktı.

"Siz iyi misiniz acaba?" diye sorduğunda başımı aşağı yukarı sallayarak iyi olduğumu belirtti.

"Neden böyle sordunuz ki?"

"Şey, sürekli gülümsüyorsunuzda." dediğinde gülümsememi durdurmaya çalıştım fakat inadına öyle duruyordu. Hemşireye sorun yok anlamında omzumu silktim. Telefonum nerde olduğunu bakmak için odayı taradım. Hemşire de arka taraftan birşey alıp bana uzattı. Telefonum. Ona minnetle gülümsedim. Gerçi zaten gülümsüyordum.

"Her şey için rica ederim." dediğimde kafasını sallayıp odadan çıktı. Telefonumdan hemen whatsapp'a girdiğimde Ashton'nın aktif olması beni daha iyi hissettirmişti.

Skylar: Demek çevrimiçi olmana rağmen bana yazmıyorsun.

Skylar: Bu bile mutluluğumu bozamaz Ashton Irwin.

Ash: Üzgünüm sen olmadığın için yazmamıştım :)

Aman Tanrım! Ashton'ın attığı emojiye ne kadar da benziyordum. Telefonumdan gelen titreme ile bakışlarımı tekrar telefona indirdim.

Ash: Acaba mutluluğunuzun sebebini öğrenme şerefine erişebilir miyim prenses?

Skylar: Şimdilik hayır ama sonra belki söyleyebilirim ;)

Skylar: Tanrı aşkına sargılı bir el ile mesaj atmak gerçekten çok zor.

Sargılı elim telefona değince aniden bir acı ile karışık uyuşma geliyordu. Şuan tekrar o kocaman Samsunglar yerine bir Iphone kullandığım için şükrettim. Aksi halde şuan tek elle yazmam pek mümkün olmazdı.

Ash: Sikeyim!

Ash: Elin neden sargıda Skylar

Ash: Neler oluyor

Skylar: Sakin ol Ash ben iyiyim sadece ayna kırığı elimi kestiği için sargıda.

Dediğim bir nevi doğruydu sonuçta. Bütün olay değil ama elim kırık ayna parçaları yüzünden böyleydi. Ve ona aynayı benim kırdığını söylememe gerek yoktu.

Ash: Hastaneye gittin değil mi?

Skylar: Evet hatta şuan hastanedeyim

Ash: Elini fazla zorlama sakın

Skylar: Böyle konuştuğunda karşımda ailemden biri varmış gibi hissediyorum.

Ash: lol

Ash: Peki bana şuan iyi olduğuna dair bir resim atarsan sana inanırım :)

Skylar: Atacağım fakat hiçbir yere atmak yok

Telefonumun kamera kısmını açıp kendime baktığımda yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutmuştum. Açık saçları yattığım için saçlarım tiftiklenmişti ve oldukça dağınık gözüküyorlardı. Buna ek olarak da o akşam ağladığım için göz altlarım hala biraz şişikti. Fotoğrafı çektiğimde içimde bir şüphe oluştu.

Skylar: Hey Ashton sana daha sonra atsam olur mu?

Ash: Neden :/

Az önce çektiğim fotoğrafı hatırlayıp ona hızlıca yazdım. Dürüstlük iyidir değil mi?

Skylar: İnanılmaz derece de kötü ve çirkinim :(

Ash: Sebebi bu muydu yani?

Ash: Sky hiçbir kız çirkin değildir özellikle de senin gibi bir kız.

Elimi ağzıma götürüp baş parmağımı ucunu ısırdım ve gözlerimi kapattım. Sesini duymamama rağmen beni utandırmayı başarıyordu. Söyledikleri beni daha da mutlu etmişti. Ani gelen cesaretle çektiğim fotoğrafı Ashton'a yolladım.

Ash: Sanırım sen haklıydın ×D

Skylar: Sen ciddi misin?

Skylar: Ah sana neden attım ki :/

Lanet olsun! Kesinlikle benimle konuşmayı kesecekti ve ya daha kötüsü diğer çocuklara gösterip bana güleceklerdi. Mesaj sesini duyduğumda kafamdaki olumsuz düşüncelerden sıyrıldım.

Ash: Saçmalama Sky. Hastane kıyafetine rağmen bala oldukça tatlısın sadece tepkini merak ediyordum :)

Ani gelen rahatlamanın ardından içimi bir intikam hissi doldurdu.

Skylar: Ashton

Ash: Skylar

Skylar: Senden nefret ediyorum.

Skylar: Bunu biliyorsun değil mi?

Ash: Bunu kızgın olduğun için söylediğini biliyorum Skylar

Skylar: Öyle bir şey yok.

Skylar: Şimdi izin verirsen beni ziyarete gelen Brad ile ilgilenmeliyim

Skylar: Hoşçakal ;)

Telefonumu kapatıp başımı yastığa koydum. Aslında Brad falan gelmemişti. Ama söylediğimde pek yalan sayılmaz çünkü dün annemin Brad ile konuştuğunu duymuştum ve sanırım bugün gelecekti. Pek şaşırdığım bir olay değildi zaten. Klasik annem. Ardı ardına gelen titreşimlerden Ashton'ın ne yazdığını merak edip telefonumu elime aldım.

Ash: Sky bekle!

Ash: O herif neden geldi

Ash: Skylar bana cevap ver

Ash: Sky artık cevap vermeyi düşünüyor musun?

Ash: O çocuğu hemen postala

Ash: Derhal

Skylar: Hey sakin ol koca adam jhsjsk

Skylar: Brad burada değil aslında burada kimse yok. Sadece senin tepkini merak etmiştim :D

***

Şimdi benim hiç beceremediğim bölüme geldik. Biraz geç gelmiş olabilir fakat umarım hoşunuza gitmiştir. Gitmediyse -gittiysede olur- bunu yorumlarda yansıtın lütfen. İstediğiniz bir şey varsa ve ya anlamadığınız falan sorun.

Diğer yazarla beraber yeni hikaye yazmaya başladık eğer isterseniz yayınlandığında okuyabilirsiniz. Şuan sadece diğer yazarın yazdığı Poor Girl adında bir Luke hikayesi var. Gelecek bölüme kadar hoşçakalın!!








Whatsapp ●a.i●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin