Yazan kişinin Sae olduğunu fark edince ne cevap vereceğini bulamayıp görüldü attın. Eve geleli neredeyse iki saat oluyordu fakat sen hâlâ iki gün önceki okul kıyafetlerinle duruyordun. Bu kadar üşengeç olduğuna küfrettin ve kendine rahat kıyafetler çıkarttın. Giyinmeden önce duşa girmek istedin ve banyoya gittin. Üstündekileri çıkarttın ve banyodaki aynadan kendine, kendi fiziğine baktın. Kendini beğenip beğenmemek konusunda kararsızdın. Normalde dış görünüşünü fazla takmayan biriydin fakat bu aralar nasıl göründüğüne ayrı bir kafa yoruyordun. Düşüncelerden uzaklaşıp kendini duşa attın.
~
Duştan çıktıktan sonra çıkardığın rahat kıyafetleri giydin ve aşağıya annenlerin yanına indin. Annen akşam yemeğini hazırlarken annene selam verip sandalyeye oturdun. Annen yemeği hazırlarken "Rin nasıl?" Diye sordu. "İyi, yine aynı." Diyerek cevap verdin. "Abisi de yurt dışından dönmüş iki gün önce. Karşılaştınız mı?" Annenin sorduğu soruyla yediğin elma boğazında kaldı. "Karşılaştık..." Kısa bir cevap vererek anneni geçiştirmeye karar verdin." Annen imalı imalı konuşarak, " Tam da ilişki çocuğuymuş... Annesiyle konuştum. Dersleri iyiymiş, futbol oynuyormuş. Hem de profesyonel. Şimdi yakışıklı çocuk bir de." Annenin ne demeye çalıştığını anlayarak gözlerini devirirsin. "Öyledir tabii..."
~
Akşam yemeğinden sonra masadan kalkıp tekrardan odana gidersin. Yarın okul olduğunu hatırlayınca içinden söve söve kendini yatağa atarsın. Yaz tatilinin geldiğini hatırlayınca tekrardan sakinleşirsin ve uyumaya çalışırsın.
Sabah olduğunda uyanırsın ve klasik işlerini halledip okul eteğini, üstüne de okul formanı giyerek kahvaltı etmeden kendini dışarı atarsın. Hava bugün de sıcaktı. Hiçbir yerde oyalanmadan okula gidersin ve sınıfa geçip erkenden gelmiş Rin'in yanına oturursun. "Günaydın Rin, umarım matematik ödevini evde unutmamışsındır." Rin imalı ve can sıkıcı şakana göz devirerek matematik ödevini sıraya fırlatır. Rin'i sinir etmek hoşuna gidiyordur bu yüzden gülerek Rin'in saçını karıştırırsın. Rin, senin bu hâllerine alışık olduğu için sesini çıkartmadan oturmaya devam eder. Bir kaç dakika sonra zil çalar ve derse başlarsınız.
~
Nihayet öğle arası olduğunda Rin'i zorla kolundan tutarak kantine götürürsün. Sabah hiçbir şey yememiştin ve artık açlıktan miden bulanıyordu. Rin zorla peşinden gelir ve kantindeki sıraya geçersiniz. "Bu sıra ne ya böyle! Hep bizi bulur zaten... Gidelim Rin sonra geliriz, bu sıra beklenmez." Diyerek sıradan ayrılacaktın. Fakat Rin sana beklemeni söyleyerek sıranın en önüne geçip ikinize yiyecek almıştır bile. "Rin, iyi ki arkadaşımsın..." Dram yapıp Rin'e sarılırsın, Rin ise "Bu kadar yapışık olma." Diyerek gözlerini devirir. Sana aldığı sandviçi uzatır ve sohbet ederek kantinden uzaklaşırsınız, sizi izleyen sinirli ve sahiplenici bakışlardan haberiniz olmadan.