Tanıtım

85 47 16
                                    

  Bir zamanlar Dauna Vadisi ve civarında kraliyet ailesi, soylular, büyücüler, kâhinler, vampirler, kurtlar, periler, sirenler, elfler ve daha fazlası barış içinde yaşamaktaydı. Elflerin sihri devleri hizada tutuyor, cadılar da büyücülerin yönetiminde oldukları için huzuru bozmaya cesaret edemiyordu. Kurtlar sadece vahşi hayvan avlıyor, vampirler de boz ayı ve geyiklerle yetinmeye çalışıyordu. En üst rütbede kraliyet ailesinin olduğu bir saygınlık sıralaması vardı. Kral II. Daniel Albert Daunal ve Kraliçe Helena Owen, Dauna Krallığı'nı büyük bir özveriyle yönetiyor, herkes tarafından da seviliyordu.

  Bir gün kral ve kraliçenin bir bebekleri oldu. Kraliçe sevimli bir erkek çocuğu dünyaya getirmişti. Ailesindeki herkes gibi o da sarı saçlara sahipti. Yeşil gözlerini ise babasından almıştı. Bembeyaz teniyle tam bir Daunal'dı. Bu krallığın varisi olduğu şimdiden belli oluyordu. Kral oğluna kendi ismini vermeyi uygun gördü. III. Daniel Daunal'ın doğumu büyük şenliklerle kutlandı.

  Yıllar sonra... Prens Daniel henüz 5 yaşındayken kraliçenin bir bebeği daha dünyaya geldi. Takvimler 1 Ağustos'u gösteriyordu. Bu seferki bebek, güzelliği şimdiden bile tahmin edilebilen bir kız çocuğuydu. Tıpkı annesine benziyordu. Onunkiler gibi sapsarı saçları ve griye çalan mavi gözleri vardı. Onun ismini kraliçe vermeye karar verdi. "Shannon," diye fısıldadı bebeğin kulağına. "Güzelliğimin varisi." Prensesin doğumu da abisininki gibi büyük kutlamalarla karşılandı. Kimse onun doğumunun getireceği şeyleri bilmiyordu. Bir kişi hariç...

  Krallıktan ve gürültüden uzakta yaşayan bir kâhin kutlamaların yapıldığı gün saraya bir ziyaret yaptı. Muhatap olacağı kişi kralın kendisiydi. Kral mühim durumu anlayarak onu özel misafir odasında ağırladı. Eşi, kraliçe Helena, o sırada hâlen hasta yatağındaydı. Kâhin oturur oturmaz geliş sebebini açıkladı. "Gün ışığı beraberinde karanlık getirir. Krallığınızın prensesi peşinden savaşı da getirecek. İsyan, başkaldırı ve soykırım... Krallığın geleceğini göremiyorum. 20 gün, 20 yıl veya 20 asır sonra olabilir. Krallık yok olacak. Asla emin olamazsın ama gelecek değişebilir. Görüler de yanılır."

  Kâhin, kralın tek kelime etmesine izin vermeden müsaade isteyerek saraydan çıkıp kayıplara karıştı. Kral ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Kız evlatları onlara güzelliklerin kapısını açmayacak mıydı? Sarayın önündeki kalabalık yavaş yavaş dağılırken gün henüz doğuyordu. İşte birinci gün bitmişti bile. 20 gün boyunca gözlerini dört açmaları gerekliydi. Kral sinirle yumruklarını sıkarak dışarı doğru bağırdı. "Kurul toplansın! En acil şekilde!"

  Toplantının ortak kararıyla ordu silah ve savaşçı bakımından geliştirildi. İsyanın kimden çıkacağı belli olmazdı. Kral başka türlerden yardım istememekte kararlıydı. Yalnızca büyücülerin sadakatine güveniyordu. Onların başlarıyla görüşüp ordularını birleştirme kararı aldı. Büyücülerin başı bu fikri seve seve kabul etti. 20 gün içinde tüm tedbirler alınmıştı. Ama herhangi bir saldırı gerçekleşmedi. 20. günü sapasağlam atlattılar. Kral rahatladığını hissetti. Yine de önünde bir de 20. yıl ihtimali vardı. Onu da atlatırlarsa iyiydi.

  Kızının günden güne büyümesini izlerken keyif alamıyordu bile. İçinde çöreklenmiş olan endişe asla kalkmadı. Yıllarca da kalkmayacaktı. Oğlu, Prens Daniel, 18 yaşına gelince saraydaki eğitimi sona ermişti. Artık yatılı bir okulda soyluluk ve savaş eğitimi alması gerekliydi. Kral her ne kadar oğlunun kendi yakınında bulunmasını istese de onun iyiliğini düşünerek gönderme kararı aldı. O sıralar Shannon 13 yaşındaydı. Ama yaşına göre büyük bir olgunluk sergiliyordu. Hareketleri tıpkı annesininkiler gibiydi. Karar verirken bir yetişkin gibi ince düşünüyor, her durumda en mâkul seçeneği seçiyordu.

  Günler birbirini kovaladı ve Prenses Shannon büyüdü...

~~~~~~~~~~~~~

  Uzun zaman sonra burdayım. Bu kurguyu bir süredir yazıyordum ve sonunda sizinle de paylaşmak istedim. 10 bölüm kadar sabrederseniz olaylar çok farklı bir boyut alacak. Klasik bir krallık hikayesi yazmıyorum. Ben yazarken çok keyif alıyorum. Umarım siz de beğenirsiniz. Bu yolculuğa beraber başlıyoruz ve beraber bitirelim. 🤍

KEHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin