Elis'in Anlatımıyla;
Yorulmuştum...Her anlamda yorulmuştum.Yaşanan bütün her şey yormuştu beni.Hayatımda tam unuttum dediğim kişiler tekrar çıkmıştı karşıma.Çocukluğumu mahfeden babam tekrar çıkmıştı karşımıza.
Derin bir nefes alıp babama doğru yanaştım ve "Ne işin var senin burada?"diye sormuştum sert bir sesle. Babam hafif bir tebessüm sunup "Elis. Güzel kızım babana sarılmayacak mısın?"diyerek bana kollarını açmıştı. Tam ona cevap vereceğim sırada bir el beni kolumdan tuttu ve arkasına çekti. Abimdi. Yine bana zarar gelmesin diye kendini öne atıyordu. Nefret dolu bakışlarla babama bakıp "Çabuk siktir olup git buradan!"dedi. Ben şok olmuş bir şekilde abime bakarken babamın suratındaki ifade de değişmişti. Abime doğru yaklaşıp "Sen ne zamandan beri bu kadar cesur oldun oğlum. O büyük cinayeti işledikten sonra fazla cesur olmuşsun sen."dedi. Bir dakika. Az önce duyduğum şey doğru muydu? Ne cinayetinden bahsediyordu bu adam. Abime doğru döndüm ve "Abi ne diyor bu adam.Ne cinayeti?Abi bir cevap ver bana?"dedim. Abimin ise gözleri babam denen adamın üzerinde dolanıp duruyordu. Kısık bir sesle "Yapma.Sakın."dedi. Neler oluyordu yine? Babam doğruyu mu söylüyordu. Babam sanki aklımdan geçenleri okuyormuş gibi bana dönüp "Evet Elis. Senin abin bir katil ve sen yıllardır bir katille birlikte yaşıyorsun kızım."dedi.
Tam ona cevap vereceğim sırada telefonuma bir bildirim geldi. Açıp baktığımda mesleğime atandığıma dair bir mesaj gelmişti. Normalde olsa şu an da çığlık çığlığa olmam gerekiyordu ama şu an hiç sırası değildi. Telefonu geri cebime koyarken Barlas ile göz göze geldim. Gözlerinde endişe vardı. İyi de neden? Sessizliği bozan kişi Erva olmuştu.
-"Elis iyi misin?" dedi. Kafamı kaldırıp herkese teker teker baktığımda onlarında benden bir farkı olmadığını gördüm. Kızlar da aynı benim gibi şok olmuşlardı. Diğerlerine baktığımda onların çok rahat bir şekilde durduklarını fark ettim. Neden bu kadar sakin bir tepki veriyorlardı? Ben bu düşüncelerle savaşırken abim beni dürtüp "Elis, ne oldu?"diye sordu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Onu ilk defa böyle görüyordum. Gerçekten böyle bir şey olabilir miydi? Abim gerçekten bir katil miydi? Hayır , değildi. Her ne olursa olsun abime güvenecektim. Yüzünü ellerimin arasına alıp "Polisliğe atanmışım abi. Yarın ilk iş günüm."dedim. Abim hafif bir tebessüm ederken gözleri doldu. Normalde olsa şu an hepimizden sevinç çığlıkları duyulurdu ama şu an hepimiz yaşadığımız olayın etkisindeydik. Bakışlarımı babam olacak adama çevirip "Dediğin hiçbirşeye inanmayacağım. Senin hayatın zaten yalandan ibaret değil mi? Sana neden inanayım ki?"dedim. Daha fazla burada durmak istemediğim için bizimkilere dönüp "Hadi evlere dağılalım. Alara da yeni taburcu oldu zaten. Fazla yorulmasın."dedim. Herkes beni şu an duygusuz biri olarak görüyor olabilirdi fakat benim canım çok acıyordu. Yaşadıklarım artık ağır geliyordu. Bizimkiler ayağa kalkıp toparlanırken bende yavaşça önden yürümeye başlamıştım. Yaşananları unutmaya çalışıyordum. Taa ki o sesi duyana kadar...
-"Peki ya abinin öldürdüğü kişi en yakın arkadaşı olan Barlas Asilkan'ın babasi ise Elis. O zaman ne yapacaksın?"
Duyduğum şey ile olduğum yerde kalmıştım.Ne diyordu bu Allah'ın cezası adam. Ne saçmalıyordu bu? Kafamı hızla onların olduğu tarafa çevirip babama baktım. Hızlı adımlarla yanına gidip "Ne saçmalıyorsun lan sen? Ne anlatıyorsun? Yetmedi mi yaşattığın acılar? Neden çıktın karşımıza tekrar? Neden?"diye bağırmaya başladım. Daha fazla dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bıraktım. Babam bana dönüp "Evet herkes gerçekleri öğrendiğine göre. Ben artık gideyim.Hem zaten misafirlik kısa olur değil mi?"deyip yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Sessizliği bozan tek şey benim ağlama seslerimdi. Sinirli bir şekilde abime dönüp "Ne anlatıyor abi bu adam? Abi cevap versene. Susma artık. Gerçekler neyse anlatın bana."diyip ağlamaya devam ettim. Daha sonradan hızla Barlas'ın karşısına geçip "Lütfen sen anlat. Barlas lütfen dayanamıyorum artık. Gerçek değil de. O adam yalan söylüyor de lütfen."dedim. Barlas sanki ağlamamı görmeye dayanamıyormuş gibi beni kendine doğru çekip sıkı bir şekilde sarıldı. Bu hamlesiyle kendimi daha fazla tutamamış ona sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etmiştim. Daha sonra ise ne olduğunu hatırlamıyordum. Bilincim yavaş yavaş kapanıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRLAR ÖTESİNDEKİ AŞK
Dla nastolatkówNefretin buz gibi soğukluğu, acının yüreği dağlayan sızısı, aşkın yasak dokunuşu ve intikam ateşinin kızgın öfkesi arasında sıkışıp kalmış Barlas Asilkan ve Elis Asilzade'nin hikayesi... Birbirlerine karşı nefret duyan iki eski dost... Yarkın Asil...