İyi okumalar✨
~Geçmişin izleri~
Çağanın dilinden:
Hayat aslında düşündüğümüzden daha fazla acımasız.Dünya yaşamak için ideal bir yer değil.
Dünya kötü insanlarla dolu.
Hepsi farklı-farklı kötülükler yapmış olsalar da, amacları aynı.
Kötülük yapmak.
Amma kötü insanlarla dolu olan dünyada masumlar da var.
Mesela, bitkiler, hayvanlar...
Yukarıda söylediklerimin hiç birinin şüuru yok.O yüzden de masumlar.
Çünkü şüuru olan hiç bir canlı masum değildir.
Amma bir tek istisna var:
Çocuklar
Çocuklar bu dünyada en masum şüurlu canlılardır.
Bunu kendimden bilirim.Kendi çocukluğumdan .Daha masum, daha mutlu ve daha huzurlu olduğum zamanlardan.
Yukarıda "Dünya kötü insanlarla dolu" dedim.
Peki ben ne kadar iyi biriyim?
Ya da ben iyi birimiyim?Daha 10 yaşımdayken karanlık bir gecede bütün ailem bir mafya çetesi tarafından öldürüldü.Annem ,babam ve daha 3 aylık olan kız kardeşim bile.
Ben o gece onlara yalvardım.Beni de ailemle birlikde öldürmeleri için yalvardım.
"Beni bu gece burada öldürmezseniz ,yemin ederim eceliniz olucağım"dedim.Ama yapmadılar.Belki o gece beni fiziksel olarak öldürmediler, ama o gece benim ruhumu öldürdüler.Beni ailemin acısını bir ömür boyu çekmeye mahkum etdiler.
O gece verdiğim yemini tutdum.Ailemin katillerinin her birinin eceli oldum.
Bu beni kötü biri yapar mı?
O gece sadece o canilerin eceli olucağıma değil, bütün masumların himayedarı olmaya da yemin etdim.
Yeminimi de tutdum.
Peki bu beni iyi biri yapar mı?
Hiç sanmam.Ailemin öldüğü gün ben ailesiz kaldım.Bir daha da ailem olmadı.
Aslında olmasını da istemedim.Bir ailemin daha gözümün önünde mahv oluşunu izleyemezdim.Buna bir daha cesaretim yoktu.
Bu yüzden de hiç bir kadınla ciddi ilişki kurmazdım.
Bana yakınlaşan kadınlar bile ölürdü.Ya da öldürülürdü mü demeliydim?
Ama sonra o kız çıktı karşıma kör-kütük sarhoş olduğum bir gecede.Sonra da kendisi ile birlikde kokusunu da alıb gitti kollarımdan.
Çilek kokusunu.
Ama şimdi o kız karşımdaydı.Evet yıllar sonra karşımdaydı.Büyümüşdü, olgunlaşmışdı.Artık karşımda yıllar önceki küçük kız çocuğu yoktu.Karşımda olgun bir kadın vardı.
Ve benden uzak durmamı istiyordu.Hem de yıllar sonra onu bulmuşken.
Bir de bana oğlunun olduğunu söylüyordu.Gerçekmiydi bu söylediği?
Yoksa ondan uzak durmam için söylediği bir yalanmıydı??Gerçek olma ihtimali bile nefesimi keserken kendimi odadan dışarı atdım.
Gerçekten bir oğlu varmıdır?
Evlimiydi ?
Ona benden başka biri mi dokunmuşdu?
Çilek kokusunu başka biri mi ciğerlerine çekmişti?Bunlar şuanlık sadece benim gözümde bir ihtimaldi.
Gerçek olması bile korkunç olan bir ihtimal.Peki ben neden böyleyim şimdi?
Yıllar önce olmuş-bitmiş bir ilişki için neydi bu tepkilerim?
Ben değilmiydim etrafımda kadın istemeyen?Hemen hastaneden çıkıp kendimi zar-zor arabaya atmayı başardığımda hemen telefonu elime aldım.
"Arif, hemen şirkete gel!"
***
Yazarın dilinden:"Çağan emin misin?Senin zaten bir sürü şirketlerin,restoranların ,ya ne bileyim sayını unutduğum kaç işletmen var.Bu hastaneyi ne yapacaksın?" Yağızın sorusuyla Çağan Efe camdan manzarasını izlediği trafikden gözlerini ayırmadan soruyu cevapladı.
"Şimdiye kadar hangi emin olmadığım işi yaptığımı gördün?"
"Okey, yapmadın da ,ama şimdi merak ediyorum.Hastane merakın da nereden çıktı?"
"Merakdan fln değil.Baktım bu ortaklıkdan iyi gelir gelicek.Ben de yapmaya karar verdim."
Çağan Efe kendi söylediğine kendisi bile inanmamıştı.
O hiç bir zaman iyi para kazanırım diye bir işe başlamamışdı.
Şimdi yaptığı da para için değildi .Kokusuna hayran olduğu kadına daha yakın olmak içindi.Evet ,bunun sebebini kendisi bile anlamıyordu.Neyin nesiydi bu merakı?Her kesden uzak olmaya çalışırken bu kadına yakın olmak istemesi nedendi?
Bu soruların hiç birinin cevabı onda yoktu.
Bildiği tek bir şey de varsa, o da bu kadına çekildiğiydi.***
Toplantı bitdiğinde her kes Çağan Efeyle el sıkışıp odadan ayrılıyordu.Sıra Tuanaya da geldiğinde o da el sıkışmışdı .
Fakat o anda Çağan Efe Tuananazın farkında olmadığı bir şeyin farkına varmışdı.Tuana Nazın elleri titriyordu.
Çağan Efe belki elinin titremesi geçer diye Tuana Nazın elini kendi elinin baş parmağıyla okşamışdı bile.
Tuana Naz odadan çıktığında Çağan ve Yağız da odadan çıkmışlardı.Tuana odasına giderken onlar da koridorda sohbet ediyorlardı.
Bir anda Çağan Efenin hiç beklemediği bir şey olmuşdu.Bir çocuk Tuananazın odasından çıkıb "anne" diyerek ona sarılmışdı.
Çağan Efenin korktuğu ihtimal gerçekleşmişti.Belki orada olan kişiler fark etmemişdiler, ama Çağan Efenin sanki nefesi kesilmişti.
Gözlerinin önünde kısa ,belki de uzun zamandır hayatında olan bu kadın çocuğuna sarılıyordu.
"Şimdi evldir de"diye içinden geçiremeden edemedi.
Kendisi de farkında olmadan Yağızla beraber onların yanına gittiğini bile fark etmemişdi.
Kulakları uğulduyordu ,sanki.Hiç bir şey duyamıyordu.Yağızla çocuğun sohbetinden anladığı tek şey çocuğun adının Umut olmasıydı.
Nihayet ,çocuk ona baktığında içi ürpermişdi sanki.Çocuk ela gözleri ile ona meraklıca bakıyordu.
Çocukla bir şeyler konuşmuştu.Ama ne konuştuğunun farkında değildi.
Bir bakmıştı ki, Tuana çoçuğu alıb götürmüş.
Kendisi bile hayret etmişdi bu yaşadıklarına.Bu hissler de neydi ,gerçekten?
Az daha düşüp kalacaktı.
Yağızın elini onun ensesine koyması ile irkilmişdi.
"Hadi kardeşim ,gidelim"
#thatnight
Çağanın dilinden olan bir bölmü nasıl buldunuz??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THAT NİGHT
Romanceİnsanlar fazla hata yaparlar.Çünkü hatasız insan olmaz.Bazı hatalar insanların hayatlarını mahv eder,bazı hatalar ise yeni başlangıçlara vasiteçi olur... Peki bu çiftin yaptığı hata onların hayatını mahv mı edicek? Yoksa bir yeni başlangıç mı olucak...