Aslında bölüm atmıyıcaktım ama moralim bozuk bu yüzden kafamı dağıtmak için yazmaya karar verdim iyi okumalarr
Yorum atın lütfen✩✩✩
Chan'dan
Jackson'la kavga etmeyi bırakmış seungmini düşünerek çıkışı bulmaya çalışıyordum. Kavgamızdan sonra çok düşünmüş ve bir karar vermiştim. Buradan çıktığımız anda seungmine ve polislere herşeyi anlatacaktım.Başından beri her yaptığım şeyde onun gözlerindeki çaresizliği görmek benim içimi parçalıyordu. Aylardır bir katilmiş gibi etrafta dolaşıyor ama yalan olduğunu kimseye kanıtlayamıyordu.
Anlattıklarımdan sonra yüzüme bakmaya bilirdi. Hatta beni polise bile şikayet edebilirdi. Sorun etmezdim. Çünkü hak etmiştim. Kendimde gidicektim zaten.
Jc" Chan. " Jacksonın beni çagırmasıyla arkama döndüm. Kavgadan sonra bir daha konuşmamış ve arkamdan yürüyüp beni takip etmişti sadece.
"Ne oldu? "
Jc " Yaptıkların için teşekkür ederim ama artık sende bana bir engelsin ve bilirsin ki ben engellerden hiç hoşlanmam. "Boş bakışlarla ona bakmaya başladım. Dediklerinden birşey anlamamıştım tâki elinde olan bıçagı görene kadar.
" Bunu yapmayı düşünmüyorsun değil mi!? "
Jc" Artık bir işime yaramazsın. Sence neden bu yarışmaya katıldım? Eğlenmek için mi,komik olma Chan. "
"Beni öldürdükten sonra ne yapıcaksın burada tekiz şuç se-"
Cümlemi tamamlıyamadan aklıma seungminin burada olduğu gelmişti.
Bir katilin olduğu yerde katil olarak tanınan biri yan yanaydı.
Jc" Zekisin ama aptalsında Chan işte sırf bu yüzden ölmen gerekiyor."
Demiş ve hızla elindeki bıçagı karnıma saplamıştı. Debelenmeye kendimi ondan kurtarmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Tam bıçagı karnımdan çıkarıp ikinci kere saplıyacakken son çare olarak tüm gücümle bağırdım.
"SEUNGMİN YARDIM ET! "
Bir anda kaldırdığı eli durdu. Ve elini geri indirip beni bıraktı. Ayakta duramadığım için yere düştüm ve acıyla ona bakmaya başladım. Oda bana doğru eğilip konuşmaya başladı.
Jc"İnsanlarlar aşık olur Chan aşık olur, sevdiği kişiyi yaşatır ama senin gibi insanlar aşık olur ama kendi sevdiğini sevemeden öldürür. Sevdiğini nasıl kendi ellerinle öldürdüğünü zevkle izle Chan sana bu şansı veriyorum."
Bunları dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. Gözlerim kararırken duyduğum son şeyler ise yine onun sözleriydi.
Jc" Unutma onu ben değil sen öldürdün. "
Seungmin'den
Gördüğüm chanın bedeni ile hemen oraya koştum ve üzerine eğildim.
"Chan hyung, Chan hyung uyan! "
Ses yoktu veya bir hareket. Ölmüş olma düşüncesi beynimde yankılanıyordu.
" Şaçmalama seungmin o ölemez"
Kendi kendime konuşup beynimdeki düşünceleri susturmaya çalışçalıştım ve elimi Chan hyungun şah damarını na götürdüm. Birkaç saniye bekledim.ATIYORDU ŞÜKÜRLER OLSUNKİ ATIYORDU!
" Tanrım sana çok teşekkür ederim."
Deyip ağlamaya başladım. Evet yine ağlıyordum ama bu sefer mutluluktandı. Yere dizlerimin üzerine oturmuş yanı başımda karnında bıçak saplı bir beden, yağan yağmur yüzünden ıslanmış bedenim ve yere çarpan yağmur damlasının sesleriyle birlikte hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.Bir iki dakika sonra bu yaptığımın çok saçma birşey olduğunu anlayıp ayağa kalktım. Ve silkelenip kendime gelmeye çalıştım. Chan hyunga doğru eğilip kollarından tutup sürüklemeye ve Jackson hyungun beni enkazdan çıkardığı yere doğru gitmeye başladım.
Bunun doğru olmadığını biliyordum ama yapmaktan başka çarem yoktu. Onu taşıyamazdın hem çok ağırdı hemde bende pek iyi değildim. Yerde sürükleyerek götürünce ölür müydü, daha mı kötü olurdu bilmiyorumdum ama tek bildiğim birşey vardı.
Onun ölüsünü de dirisini de buradan çıkarıcaktım.
~1 SAAT SONRA~
Tam tamına bir saat geçmişti. Chan hyungun telefonundan saatte bakabilmiştim. Benim telefonumun şarjı bitmişti. Chan hyungun ise telefonu çekmiyordu. Bu yüzden kimseyle konuşup yardım çağıramıştım.
Yarım saatte geldiğim yolu Chan hyungu taşıdığım için daha doğrusu sürüklediğim için bir saatte gelmiştim. Chan hyungun nabzı hala atıyormu bilmiyordum bakmamıştım daha doğrusu bakamamıştım. Eğer öldüyse bunu kabullenemeyip hiç birşey yapamayacağımı biliyordum.
Ama sonuç olarak ne kadar acı çeksemde en son Jackson hyungu gördüğüm yere gelebilmiştik. Bir an bile kendime soluklanma fırsatı vermeden acı çeke çeke Jackson hyungun gittiği yöne doğru gitmeye başladım. Tabikide Chan hyungu da peşimde sürüklüyordum.
Eğer Jackson hyung oradan geçtiyse çıkış oradadır diye düşünüyordum çünkü.
20 DAKİKA SONRA~
Gittiğim yoldan dümdüz yürüyorum hala. Görmek istediğim şey ise bi işaret bir ışıktı ama şu ana kadar hiç birşey yoktu. Chan hyungun elleri soğuyor gibi hissediyorumdum. Ama bunun sadece beynimin bir oyunu olduğunu düşünerek kendimi avutuyordum.
Ama artık bunu beynimde kalbimde kabul etmiyordu. Bugünlük çokça kez kendimi avutmaya çalışmıştım ama artık sona geliyorduk. Göz yaşlarım gözlerimden birer birer düşüp yanaklarımı ıslatırken yoluma devam etttim.Ve kapıyı gördüm.
Özgürlük kapımı...
Heyecanla tüm gücümü kullanıp oraya doğru gitmeye başladım. Ve ulaştım artık enkaz parçaları görmüyordum.
Hemen yerde uzanan Chan hyunga doğru eğilip elini tutup gülerek konuşmaya başladım.
"Buldum hyung özgürlük kapımızı buldum artık özgürüz ölmüyeceksin seni kurtardım. "
" O ölücek mi bilmem ama sen kesinlikle ölüceksin seungmin. Ölüm kapına hoş geldin. "
_________________
Evet bugünün ikinci bölümü
Herkes şok şuan (iki kişi👍🏿)
Dediğim gibi moralim bozuktu bu yüzden kafamı dağıtmak için yazdım bu bölümü umarım begenmişsinizdir.Görüşürüzz 🤺🤺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deadyl maze? //Chanmin
FanfictionSeungmin kendine atılan iftira yüzünden atıldığı grubun lideriyle birlikte çıkmaya çalıştığı labirantten gerçekten çıkmayı başarabilir miydi...