Kollarımı boynuna dolayarak "Hangi pozisyonda sikilmek istersen siktiğimin piçi" diyerek kafasının arkasındaki elimdeki telefonu kafasına tüm gücümle patlattım. Bağırarak geri çekildi "ORUSPU ÇOCUGU!" diye kükredi."O kuş beyninle beni sikebileceğinimi sanıyorsun amına koyduğumun kekosu" diyerek kafasına bir tane daha geçirdim. Bu sefer bayılmıştı, bayılmasını fırsat bilerek lavobaya gidip çıkardığı kıyafetlerinden hem odanın anahtarını hemde arabanın anahtarını aldım. Oda'nın kapısını açarak görevliye çaktırmadan aşağıya indim. Şansıma görevli ortalıkta yoktu hızlıca görevlinin masasına odanın anahtarını bırakıp dışarıya arabanın yanına koştum. Bağajı açara bavulumu aldım, kapattım anahtarı otelin içine doğru fırlattım. Aslında arabayı alıp kaçabilirdim ama polisin beni yakalama ihtimali çok yüksekti, yakalasalar beni ne avukata verecek param vardı ne de arkamda duracak biri.
~~~
Gözlerimi liseden alamıyordum, lise normal bir okulun en az dört beş katı vardı, bahçe ise devasaydı. Bu kadar başarısız bir okulun bu kadar iyi imkanlara sahip olması garibime gitmişti.
O kadar yorgundum ki beş dakika daha ayakta kalsam bayılabilirdim. Siktiğimin mahallesinde ne otobüs geçiyordu ne taksi, hep yolların kenarlarında arabalar vardı, tek ulaşım araçları herhalde bunlardı. İçimden o moruğa dua ederek okulun geniş kapısından bahçeye girdim. O moruk olmasaydı şimdi yürüyor olabilirdim.
Bahçeden okulun içine girene kadar beş dakika geçmişti, okulun devasağlığına bir kere daha şait olmuştum. İçerisi dışardan göründüğü kadar büyük değildi çünkü okulun sağında koridor yoktu resmen okulu ikiye bölmüşlerdi. Kocaman bir betondan duvar vardı, ne kapısı vardı ne penceresi, okuldan bağımsız gibi duruyordu.
Arkamdan birinin bana seslendiğini duydum, kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirince aşırı karizmatik, kas yığını ve mükemmel bir yüze sahip bir adam bana doğru bakıyordu "Kayıt olmaya geldin sanırım" muhteşemde bir sesi vardı. "Evet nerden yapabilirim acaba kayıtı"
"Buraya gel kayıtını ben yapıcam" beni müdür yardımcısının odasına götürdü. Rahatça koltuğa oturup kaydımı yaptı sanırım o bu okulun müdür yardımcısıydı ama neden bu kadar gençti? Bu tiple gidip model felan olsaydı kesin iyi bir yerlere gelebilirdi. Adamı içimden fazla övüyordum ama o benim tipim değildi, ben uzun boylu zarif insanlardan hoşlanırdım. Kendimi gay olarak görmüyordum ama heteroda değildim, erkekleride istediğimi fark ettim, bu tabikide Han sayesinde olmuştu.
İşlemler bitince "Teşekkür ederim siz müdür yardımcısınız herhalde" alay eder gibi bana baktı "Yok hademeyim müdür yardımcısı götünü siktirince beni koydular" deyip gitti. Bu nasıl müdür yardımcısı, bu nasıl cümleler, Allah'ım ben nereye düştüm diye içimden geçirdim. Son anda aklıma yurt işlemleri gelince "Şey yurt kaydıda yaptırıcaktım"
"Lan hazır ordayken söyleseydin ya" diyip yurt işlemlerinide yaptık.
~~~
Aman tanrım sadece aylık elli dolara böyle bir yurtta böyle bir odada yaşayacağımı söyleselerdi inanmazdım. Arkamdaki müdür yardımcısı "Daha gelmeyen öğrenciler var, senin de bir tane oda arkadaşın olucak, onunla iyi geçinsen iyi olur yurt müdürü kavgayı sevmez direk atar seni"
"Zaten ben öyle kavgadır dövüş hiç sevmem, geleceğim için burdayım" iyi bir yalancı olduğum kesindi. "Hm en fazla iki gün daha fazlasına siksen dayanamaz bu" diye söylene söylene çıktı.
Bu okulda bir şeyler olduğu kesindi ama ne döndüğünü tahmin edemiyordum. Müdür yardımcısıda en fazla iki gün dayanır dedi bana ama ben burda kalabildiğim kadar kalıcaktım. Bu odayı herhangi bir mahalle otelinde bir günlüğü elli dolara zor tutardım, burda ise aylık elli dolar ve yiyecek içecek bedava. Cennete düştüğümü düşünerek bana ait olan temiz çarçaflı yatağa doğru koşup üstüne atladım. Fazlasıyla rahattı.
Arkamdan yine müdür yardımcısının sesi geldi "Sana bir anahtar vericem yurta serseriler gelirse yada kavga sesi duyarsan direk bu dolaba saklan kendini kilitle" yatağımın yanındaki duvara montelenmiş demir dolabı eliyle gösterdi. "Peki" dememle anahtarı bana fırlatıp gitti. Siktiğimin oruspusu bu nasıl davranışlardı amına koyim, düşmanıyız sanki.
~~~
İki gün boyunca sadece okula yeni başlayan çocuklar gelmişti ve hepsi o kadar güzellerdiki. Hepsi küçüktü, zayıftı, genellikle yetimhane'den geldikleri için akrabaları yoktu yani tam sikilmelikti. Onların arasında büyük kalmıştım bu durumda epey bir hoşuma gitmişti. Benim oda arkadaşım daha gelmemişti, aslında yurttaki çocukların da çoğunun oda arkadaşı gelmemişti. Hepimize üst sınıflardan oda arkadaşı vermişlerdi bize okulun kurallarını öğretsinler diye ama hiçbiri gelmemişti. Sanırım son gün geliceklerdi, nasıl olsa son gün gelmeleri onlar için sıkıntı yaratmazdı daha önceden okulu tanıdıkları için.
Öğrencilerle epey iyi anlaştım, tam bir beyefendi gibi davranıyordum ama aslında bir piçtim. Tenis eteği giyen bir çocuk epey dikattimi çekmişti, adının Beomgyu olduğunu öğrendim. Beomgyu kahverengi boynuna kadar gelen ipek gibi saçları vardı ve uzun boyluydu, aşırı zarif bir vücudu vardı, tam benim tipimdi. Onunla bir şekilde konuşmaya başladım, komik biriydi ama çekiciydi ve sanırım o'da beni beğenmişti, yakında sevgili olabilirdik.
~~~
Rahat yatağımda mışıl mışıl uyurken üstüme ağır ve büyük bir şeyin atılmasıyla sarsılarak uyandım. Karşımda uzun boylu, kalıplı dövmeli sol gözünde korsan bandajlı ve saçlarını üçe vurmuş bir adam vardı, üstümde ise siyah bir bavul. "Bu bavulu dolaba yerleştir, ve uyurken beni uyandıracak bir ses çıkarırsan küçük dilini kopartırım" diyip yatağa serilerek uykuya daldı. Az önce ne olduğunu sindirememiştim, bir adam odama girip oda arkadaşımın yatağına yatıyor bi de bana gelişi güzel emir veriyordu. Yoksa benim oda arkadaşım bu serserimiydi. Lan bu benim anamı bile siker bu oda'da kesinlikle aynı oda'da kalmamalıydık.
Sessizce oda'dan çıkarak yurt müdürünün odasına hızlıca gittim. İlk defa görücektim yurt müdürünü nasıl biri olduğunu bilmiyordum ama ne yapıp ne edip bu oda'dan gidicektim yoksa lise yılım tehlikede demekti.
Gördüklerime inanamamıştım, yurt müdürünün odasının girişinde nerdeyse bütün yeni gelenler toplanmıştı. Hemen yanlarına gidip kalabalığın neden oluştuğunu sormuştum. Hepsinin buraya geliş nedeni benimkiyle aynıydı. Neden bunu yapmışlardı anlamamıştım peki ya neden hepimizin odasında böyle insanlar koymuşlardı?. Aklımda bir sürü soru işareti vardı.
Yurt müdürünün odasının kapısı açıldı, içerden iki kişi çıktı. Lanet olsun biri San'dı önde duruyordu arkasındada uzun siyah saçlarının arasında sarılık karışmış, fazlasıyla sinsi bakan bi adam vardı. "Millet herkes burayı dinlesin, merak etmeyin ne için geldiğinizi biliyorum, o adamlar burda okuyan yurt ve okul masraflarını karşılayan kişiler, devlet malesef ki bu okula hiçbir şekilde destek sağlamıyor, yani ya ihtiyaçlarınızı karşıladığı insanlara saygı duyar onlarla iyi geçinirsiniz yada yetimanenize geri dönersiniz" kalabalık San'ın cümlelerini sindirmeye çalışıyordu. Aslında sindirilecek bir şey yoktu kabul etmeleri onlara şarttı, böyle bir yurdu ölüm tehlikesi bile olsa kaçırmak istemezlerdi.
San'ın arkasındaki adam elindeki dosyaları kaldırarak "Gitmek isteyene form vericem, doldurucak ve yarın bu okuldan siktir olup gidicek, varmı istiyen?" bir kaç kişi dışında kimse oralı olmadı. Uzun boylu adamın "Form istemeyenler odalarına çıksınlar" dedikten sonra kalabalık yavaş yavaş dağıldı. Benim aklımda bir soru vardı San öğrenci değilmiydi, peki neden yurt müdürü konumunda gösteriyordu kendini?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
to protect
Teen Fiction//Hyunlix//+18 "Belki şair olamayacağım, ama yaşadığım en güzel şiir sen olacaksın Lee Felix" 18/07/2024