9. Bölüm: Gizli Gözcü

62 16 0
                                    

Mayısın son haftasının gelmesiyle birlikte yıl sonu sınavları da epey yaklaşmıştı. Freda, bu sınavlara çalışmak için erkenden akşam şöleninden ayrılmış ve yatakhânesine giderek çantasını hazırlamıştı. Yasak saat gelene madar kütüphanede ders çalışmalı ve dördüncü sınıfı başarılı bir şekilde atlatmalıydı.

Kütüphaneye gitmeden önce herkes akşam şöleninde olduğu için bomboş ortak salonda bir süre sessizce çalıştı. Epey bir ezber yaptıktan sonra yavaş yavaş ortak salona birilerinin girmesiyle eşyalarını topladı ve taş kapıdan çıktı.

Giriş Salon'una girdiğinde henüz mermer merdivenlere ulaşamadan biriyle çarpıştı. Çantası düşerken çarptığı kişiye baktı. Bu Harry'di. Harry yere eğilip düşen çantasını alarak Freda'ya verdi ve öbür taraftan geçmeye çalıştı. Ancak Freda da o yöne adım attığında Harry bu kez diğer taraftan gitmek istedi ama Freda yine onun önüne geçti.

"Neden bu kadar aceleci ve... telaşlısın?" diye sordu Freda kendisine engel olamayarak. Harry sanki bir an önce gitmek istiyormuş gibiydi ve yerinde duramıyordu.

"Dumbledore'a gitmem gerek." dedi Harry hızlı bir şekilde. "İzin verirsen."

Ancak Freda oldukça meraklanmıştı ve neler olduğunu öğrenmek istiyordu. "Kötü bir şey mi oldu?"

Harry, Freda'nın onu rahat bırakmayacağını anladığında "Benimle gel." dedi. "Yolda anlatırım." Kızı beklemeden koşar adımlarla merdivenlerden çıkınca Freda bir süre şaşkınlıkla arkasından baktı. Ardından o da hızlıca peşinden gitti.

Harry, Freda'ya ormanda Victor Krum ile konuşurlarken Barty Crouch'un geldiğini ve deli gibi davrandığını anlattı. Kendi kendine konuşuyor, karşısındaki ağaç sanki Percy Weasley'miş gibi emirler veriyordu. Crouch, bir anda Harry'nin dizlerine kapanıp Berta Jorkins'in öldüğünü ve Voldemort'un güçlendiğini, Dumbledore ile hemen, acilen konuşmak istemesini de anlattı.

Harry anlatmayı bitirdiğinde Freda bir yorum yapmadan onu dinlemişti. Dumbledore'un odasının parolalı kapısının önünde durduklarında "Limon şerbeti." dedi Harry. Fakat kapı bir santim bile kıpırdamadı çünkü bu iki yıl öncesinin şifresiydi.

"Ben şifreyi biliyorum." dedi Freda. Georgia için sorgulandığı zaman Dumbledore'un odasının şifresini öğrenmişti ve tek dileği hâlâ değişmemiş olmasıydı.

Şifreyi yüksek sesle söylediğinde dönen merdivenler göründü. Ancak Dumbledore'un odasına gitmelerine gerek kalmadı çünkü Dumbledore zaten merdivenlerden iniyordu. Harry ve Freda'yı görünce sorgulayıcı bir bakışla ikisini inceledi. "Bir sorun mu var?"

"Bay Crouch!" dedi Harry hararetle. "Ormanda. Aklını kaçırmış gibi davranıyor. Sanki karşısında Percy varmış gibi kendi kendine konuşuyor ve bir anda bir şeyler sayıklamaya başlıyor. Sizinle görüşmek istediğini söyledi."

"Onu ormanda tek mi bıraktın?" diye sordu Dumbledore öne doğru birkaç adım atarak.

Harry başını salladı. "Hayır. Victor Krum yanında. Biz gidene kadar ona göz kulak olmasını istedim."

Karanlıklar içinden çıkan Profesör Snape, ellerini arkasında birleştirmiş bir şekilde kedi gibi sessiz adımlarla onlara yaklaştığında Harry dudaklarını birbirine bastırarak ona baktı.

Yüzündeki ifadeye bakılacak olursa Harry'nin anlattıklarını duymuştu. "Severus," dedi Dumbledore yanlarında beliren adama bakarak. "Sen Alastor'a haber ver. Harry sen benimle birlikte gel." Gözleri Freda'ya kaydı. "Siz de yatakhanenize dönseniz iyi olur. Ve bu... aramızda kalsın."

Freda istemeye istemeye başını salladığında Dumbledore ve Harry hızlı adımlarla karanlık koridorda ilerlemeye başladı. Snap de kısa sürede ortalıklardan kayboldu.

Secrets & Lies | Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin