Gözüm ekrana kaydı. Bu fotoğrafı açalı kaç saat oldu, İsmail'in elini toplam kaç saattir izliyorum, fotoğrafı toplam kaç saattir inceliyorum bilgim yok. Odama çöken karanlıktan akşam olduğunu anlıyorum. Kalbim kırık. Fotoğrafı açtığımdan beri gözümden yaş aktığını henüz yeni fark ediyorum.
İsmail ve Burçin'in instagrama attıkları gönderiyi gördüm. Beğendim. Hayır o anlamda beğendim. Gönderisini beğendim sadece, beğeni bıraktım yani. Ama Burçin'in eli hiç hoş durmamış. İsmail'in eli çok güzel ama Burçin'in eline hiç yakışmamış. Benim elimi tutsa daha hoş dururdu. Ayrıca İsmail'in kolunda toka var. Çok kötü bir toka, beğenmedim. Simsiyah. Aynı Burçin gibi, kapkaranlık.
Burçin ve İsmail uzun bir süredir sevgililer. Ama Burçin bana hiç iyi bir insan gibi gelmiyor. Yani bilmiyorum çok karanlık biri gibi sanki. Bunu İsmail'e olan aşkımdan dolayı düşünmüyorum. Gerçekten o kız hakkında içime sinmeyen şeyler var. İçim içime sığmıyor. İsmail'i üzecek diye ödüm kopuyor. İsmail mutlu olsun istedim evet ama benden başkasıyla mutlu olmasını istememiştim... Yinede madem İsmail Burçin'i seviyor, sevsin. Ben onu sevdim o başkasını. Gerisi yok.
Neden ben değildim? Neden başkasıydı? Sevgili oldukları günden beri gözüme uyku girmiyordu. Uyuyamıyordum. Onları düşünerek sabahlıyordum. Onların mutlu olmasını o kadar kıskanıyordum ki. Neden ben değilde Burçin? Benim ondan farkım ne? Erkek olmam mı? Burçin geldiğinde odama kapanıyordum. Onların mutluluğunu izlemek istemiyordum. Kerem fark etmişti bunu. Ona meseleyi anlattım, İsmail'i çok seviyorum dedim. Beni her gece teselli etmeye çalışıyor.
Kapının açılmasıyla irkildim ve refleks olarak telefonun ekranını kapattım. İsmail gelmişti.
"Hoşgeldin."
Kısık çıkmıştı sesim.
"Hoşbulduk Barış. Sen niye milletle oturmuyorsun acaba? Sabahtan beri burda olduğumu fark etmeni bekliyorum. Yaklaşık iki saattir burdayım."
Yaptığı açıklamayla derin bir nefes aldım.
"Odamdan çıkmak istemiyorum."
Bahaneydi. Odamdan çıkmak istiyorum. İsmail'in boynuna atlamak istiyordum. Ama mutluluklarını görmek, başkalarının yüzüne bakmak istemiyordum. Bu kırık kalple millet içine çıkarsam herşey ortaya çıkardı zaten. Duygularımı içimde yaşamayı beceremiyordum.
"Neden?"
"Çok soru soruyorsun İsmail."
Çok mu ters cevap vermiştim?
İsmail kapıyı kapatıp yanıma oturdu. Ellerimi tutup konuştu. İşte o an kalbim çıkacaktı.
"Barış senin neyin var? Neden bizimle konuşmuyorsun? Neden odandan çıkmıyorsun? Neden iyi değilsin?"
"İyiyim ben. Ses, kalabalık, gürültü, patırtı bunlardan hoşlanmıyorum sadece."
"Sen çocuk mu kandırıyorsun Barış? Herkes herşeyin farkında."
İsmail'in gözlerinin içine baktım.
Herkes herşeyin farkında?
Onu sevdiğimin farkında olabilir miydi?
"Kim neyin farkında?"
"İyi olmadığının farkındayız. Hepimiz."
"Konuşmak istemiyorum."
Biraz daha zorlasa yüzüne doğru bağıracaktım. Seni seviyorum o yüzden iyi değilim diye.
"Barış bana herşeyi anl-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalpli sigaralar, baism.
Fanfictionbarış alper yılmaz & ismail yüksek >>Tamamlandı> Smut İçerir << -yan shipler •hakim'dusan •altay'kerem •ryan'sebastian •arda'ferdi 14.07.2024 25.07.2024