into you

183 17 5
                                    

"onlar ister alınsın,  isterlerse darılsın."

Kenan

Çarşamba, 20.10

     Sahnedeki uzun bar taburemin üzerinde oturmuş bir sonraki şarkı için hazırlanıyordum. Mert bana gecemin ilk birasını getirdi. Biramdan bir yudum aldım ve ikinci şarkımız olan Kalben-Rüzgar'a giriş yaptım. Şarkının yarısında bara giriş yapan Arda gözüme çarptı. Ona baktığımı fark etmişti. Bana hiçbir mimik yapmadan viskisini aldı ve bahçenin en kuytu köşesine geçti. 

      Neden tek başına hafta ortasında buradaydı? Normalde hiç tek başına gelmezdi. Acaba benimle yalnız kalmak istediği için mi gelmişti? Yoksa sadece tek başına vakit mi geçirmek istiyordu?

     Şarkı seyircilerden büyük ilgi görmüştü. Bitirdiğim an "Bir daha!" sesleri yükselmeye başlamıştı. Arda'nın bana baktığını fark ettim. Ondan gözlerimi ayırmadan seyircilere "Çok teşekkürler fakat sırada daha özel bir şarkımız var, Duman-Seni Kendime Sakladım. Söz Rüzgar'ı tekrar söyleyeceğim." 

     Arda benimle göz temasını kesmeden utanırcasına gülümsedi. Gülümsediğini görmek hoşuma gitmişti. Şarkıya giriş yaptım. Şarkıyı söylerken göz temasını Arda'dan kesmemeye çalışıyordum. Ara sıra bakışlarını kaçırsa da şarkı boyunca ilgisi üzerimdeydi. 

11.00

      3 saatin sonunda sahneden inmiştim. Arda hala buradaydı. Açıkçası gitmemesine şaşırmıştım. İki bira alıp ona doğru ilerlemeye başladım. Yanına geldiğimde armut koltuğa kendimi attım ve elimdeki biralardan birini de Arda'ya uzattım. Arda zaten benden önce geceyi yarılamışa benziyordu, masadaki boş viski ve bira şişesi gözüme çarpmıştı. 

"Bir birayı daha kaldırırsın herhalde, bünyem güçlü demiştin." göz kırptım ve bakışlarımı Arda'dan çekmeden biramı yudumladım. 

"Kabul ediyorum viski çarpmadı değil, fazla kaçırdım sanırım bugün." cevabını verdi.

"Ayıltırız seni, bana bırak bugün kendini." dedim ve sırıtttım.

 "Kendimi sana bırakmaktansa senden uzaklaştırma kararı almıştım ama bugün kimseye haber vermeden buraya gelmemin tek nedeni de sensin."

"Neden benden uzaklaşmak istedin?" dedim sorgulayıcı bakışlarla. Bu kararı beni kırmıştı ama mantıklı bir nedeni olduğuna inanıyordum. 

"Sana ilgisi olan tek kişinin ben olmadığımı ikimiz de biliyoruz. Barış senden çok uzun süredir hoşlanıyor. Sevdiğim bir insan ve ona ihanet ediyormuşum gibi hissetmek beni rahatsız ediyor. Bu yüzden senden olabildiğince uzak olmak istiyordum ama bugün burada buldum kendimi işte. Hala daha yaptığımın mantıklı olduğunu düşünmüyorum."

"Barış benden bu kadar uzun süredir hoşlanıyorsa adam gibi karşıma gelip konuşma cesaretini de göstermeliydi o zaman." bakışlarımı Arda'dan kaçırdım ve yapacağım itiraf için kendimi hazırlarcasına biramdan büyük bir yudum aldım.

"Ben de seni uzun zamandır izliyorum. Yanlış anlama sapık falan değilim, buraya geldiğin günlerde ne kadar oturup düzgünce konuşamasak da hep istediğim buydu. Geçen cumartesi sana gösterdiğim yakınlık bu yüzdendi. Senden gerçekten hoşlanıyorum."

      Arda gözlerini elindeki boş bira şişesine dikmişti. Hiçbir şey söylemiyordu. Fazla hızlı gittiğimizi düşünüyordu belki de... Onu ne olursa olsun kaybetmek istemiyordum. Boştaki elini tutup onunla göz teması kurmaya çalıştım.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

"Ne düşüneceğimi bilmiyorum, senden hoşlandığımı göz ardı etmek de istemiyorum ama önce Barış'la konuşmam gerektiğini düşünüyorum."

"Barış'ı düşünmeyi bırak çünkü kalbi her şekilde kırılacak. Benim hoşlandığım kişi sensin, o değil. Birlikte olmak istediğim tek kişi sensin. Bu zamana kadar bana çıkma teklifi etse çoktan red yemişti zaten."

"Kalbini kıran kişi ben olmak istemiyorum ama-"

"O zaman onunla gidip ben konuşurum. Ona olan hislerimi söylerim açık açık. Bunları benden duyması daha iyi olur onun için büyük ihtimalle. Onunla konuşursam benimle çıkmayı kabul eder misin?" 

"Çıkma mevzusunu konuşmak için çok erken değil mi? Seni tanımak istiyorum ama sevgili olmak daha uzun bir aşamada gerçekleşebilecek bir şey." 

"Haklısın, sonuçta sadece birkaç gündür birbirimizi tanıyoruz. Ben de seni daha iyi tanımayı isterim."

      Arda'nın elini bırakıp arkama yaslandım. Ona karşı fazla hızlı davranmıştım bu yüzden yavaştan almayı istemesini anlıyordum. Belki de benim içimin bu kadar kaynaması ona uzun süredir ilgi duymamdan kaynaklıydı. Ama aramızdaki herhangi bir şeyi zedelemek istemiyordum, bu sefer Arda'yı hepten elimden kaçırırdım. Barış'la konuşmakta kararım kesindi, en azından Arda'yla yakınlaşmam daha kolay olurdu.

00.45

     Konuşmamızın üstüne birkaç bira daha içmiştik. Arda'yı durması için ikna etmeye çalışıyordum fakat beni dinlemiyordu. Kötü hissettiği için başını omzuma yaslamış, kolunu benim koluma dolamıştı. 

"Normal bir akşamda da bu kadar çok içer misin?" diye sordum endişeli bakışlarla.

"Aslında hayır. Bu akşam pişmanlığımı unutmaya çalışıp seninle rahatça konuşmak istemiştim, içmek bunu çözmüyormuş anlaşılan."

Benden destek alarak  ayağa kalkmaya çalıştı.

"Kusacağım sanırım."

Arda'yı belinden kavrayıp bir kolunu omzuma attım. Birlikte lavaboya doğru ilerlemeye başladık. Arda'nın yüzünü yıkamasına yardım ettim. Birkaç kere kusmayı denese de bir şey çıkmadı. Sırtını tuvaletlerden birinin kapısına yasladı. Tuvaletin kapısını kilitledim ve Arda'ya yaklaştım. Tuvalete gelmek isteyen olursa biraz bekleyecekti. Arda kapıyı kapattığımı görüp başını duvardan kaldırdı ve bana döndü. "Ne oldu, neden kapadın kapıyı."dedi merak edercesine. 

"Küçük bir işim var." Arda'ya yaklaştım ve elimi çenesine yerleştirip baş parmağımla dudağını okşamaya başladım. "Kendini bana bırakacağın kısma geldik." bir şey demesini beklemeden öpmeye başladım ki diyeceği de yoktu sanırım. 

    Birkaç dakikadır soluklanmıyorduk bile, alt dudağını hafifçe dişlerimin arasına aldıktan sonra Arda aniden geri çekilip tuvaletlerden birine koştu. Ben de ne olduğunu anlamayıp peşinden ilerledim. Yere çökmüş kusuyordu.

"O kadar kötü müydü gerçekten." dedim omzumu kapıya yaslayarak. Arda da kusmasını bitirdikten sonra doğruldu ve yanıma geldi. 

"Üstüne kusmadığıma şükret." ikimiz de gülüyorduk, Arda lavaboya ilerleyip ağzını yıkarken ben de onu takip ediyordum. 

"Daha iyi hissediyor musun?" ellerimi Arda'nın saçları arasında gezdirdim. 

"Bu kafayla olabildiğim kadar iyiyim. Ayrıca öpücüğün hiç de kötü değildi." Yüzümü elleri arasına aldı. Beni öpmek için yaklaşıyordu ki çenesini tutarak onu durdurdum. Bakışlarımı dudaklarından alamıyordum fakat istediğini bu kadar kolay alamayacaktı

"Daha fazla öpücük istiyorsan bu gece benimle kalman gerekecek."

Arda gülerek başını göğsüme yasladı "Bunun için her yere gelebilirim."

bölüm sonu

ARDA GÜLER x KENAN YILDIZ / boş bira şişeleri ve aşk kırıntılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin