Kırık Şeyler (4)

715 29 1
                                    


Yeni kitabım PUSSA'ya bir şans veriinn 🥹 🫶🏻

🎀
.

Son lahmacunu dürüm yaptıktan sonra, yarısına gelip kocaman bir lokma ısırınca fark ettim hepsini yediğimi.

Elimdeki yarım dürümle bakışıyordum. Isırık izimde diş izlerim belli oluyordu, çok şirindi aslında.

Böyle bıraksam yer miydi ki?

Bence yemezdi, yarım dürümü de yiyip uyursam kimse benim yediğimi anlamazdı bence.

Ayranım çoktan bitmiş salatam ve limonum yok olmuştu.

Altı lahmacunu yedim gerçekten.

Doyan mideme koydum elimi. Güzel doyduk ama.

"Emin misin?" Kenan'ın sesini duydum. Bana mı diyordu?

"Ne?" Küçük bir fısıltı çıktı ağzımdan.

"Dinlemiyor musun sen beni?" Sesi bu defa kızgın çıkmıştı.

Koltuğa iyice sindim. Bir şey konuşacaksa gelsin burada konuşsun değil mi?

Ne o öyle odalardan seslenmeler falan?

"Lan ben nasıl geleyim oraya?!" İç sesimi de duyuyordu?

Acaba hayal mi duyuyordum?

"Furkan kapat!... Tamam yola çıkıyorum, sabaha oradayım. Askerleri uyandır şafağa çıksınlar." Benimle konuşmuyormuş.

Hemen koltuğa yatıp yastığımın altına ellerimi koydum ve uyku numarası yaptım.

Işıklar açıldı ve adım sesleri duydum. Poşet hışırtı sesleri de kulağıma ilişince kalp atışlarım hızlandı.

"Küçük hanımefendi, numara yapma uyan gidiyoruz." Sesi bunalımlı çıkmıştı.

Hem de küçük hanımefendi ne ya?!

"Sensin küçük hanımefendi!" doğrulup oturdum. Bilerek yüzüne bakmıyordum, adamın yemeğini yemiştim çünkü.

'Oh olsun ona, bize dediklerinden çıkarsın!'

İç ses keşke konuşabilsen.

"Afiyet olsun," Bu kez ellerimle oynadım.

"Nereye gideceğiz?" Sorumu sorarken gözlerim camdaydı.

"Antep'e, askeriyeye." Bu sözüyle bakışlarım ona döndü.

"Nasıl yani, neden?" Ne alaka ki askeriye.

"Nikahlın bir Albay, bilmiyor musun? Gerçi senin için fark etmemiştir." Yine aynı imayı yapmıştı.

Ayağa kalkıp karşısına dikildim. "Benimle düzgün konuşacaksın. Saçma sapan imalar yapma bana, bir bok bildiğin yok!" Bu kez ağlamayacaktım. "Benimle uğraşmayı kes Albay, can güvenliğimi sağla yeter." Yanından hırsla geçip odaya daldım.

Üzerimde hala pijamalarım vardı. Bunlardan kurtulmalıydım.

Dalabın kapağını açıyordum ki bir el kapağı kapattı.

"Neden nikahlandın o zaman benimle?! Neyi bilmiyorum ben, anlatacaksın?!" Karşıma geçmiş birde hesap soruyordu.

Onu hızla ittim. Dengesi bozulmuş olacakki bir kaç adım geri gitti. "Bağırma bana! Sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim. Sadece bir yıl katlan bana, sonrasında fahişelerinle sana mutluluklar!" İçim buruktu, bu adam beni bu kadar kırmamalıydı işte.

"Ne var bir yıl sonra? Evlenecek misin? Sevgilinle kaçacak mısın? Ne yapacaksın?!" Bağırarak konuşuyordu.

Sesimin en yüksek tonuyla ona bağırdım. "Bana sakın bir daha sesini yükseltme!! Haddini bil, o aşağılık beyninden hakkımdaki iğrenç düşüncelerinide sil! Hiçbir zaman bir erkek uğruna kendimi harcamam ben."

KÖYDE AŞK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin