28

2.1K 241 286
                                    

Merhabalar selamlarr

Bu bölüm kan ter gözyaşı herrr şeyi içeriyor. Tetikleyici unsurlar olabilir. Okumadan uyarıyı dikkate alınızz jfjejdje🫶🏻💓

Bolca yorum istiyorum lütfen🥺 iyi okumalar 💗










****

Sert adımlarla yeri döve döve ilerlerken, aklında dönen tek düşünce sevgilisinin iyi olup olmadığıydı. Ateşlenme durmuştu fakat ortalık epey hareketliydi. Askerler bir yerden başka bir yere koşturuyor, arabalara birer birer yerleşmeye çalışıyorlardı. Kendisine en yakın arabayı gözüne kestirmiş ve bir saniye bile gözünü ayırmadan ciddi ifadesiyle yürümeye devam ediyordu. Arkasından koşturan Yoongiyi pek umursadığı söylenemezdi. Öyle ki ceplerine cephanesini doldururken ona uyarılarda bulunan arkadaşına saniyelik süren fakat keskin bir bakış atmış, yerine sinmesine sebep olmuştu.

Askeri araca ulaştığı esnada başka bir asker ön kapıya ulaşmış, kendini içine atmıştı. Jungkook yüzünde en ufak bir duygu bile barındırmayan ifadesiyle koltuğa yerleşen askeri, üniformasından tuttuğu gibi sertçe yere fırlattı.

"Hey hey hey! Ne yaptığını zanne-"

"Dostum, diğer araca geç lütfen." Yoongi yaka paça yere fırlatılan askerin isyan etmesine müsade etmeden onu yerden kaldırmış ve mahcup bir sesle diğer araca doğru itelemişti. Jungkook'un sağına da soluna da güvenmiyordu. Askeri burada paralamadığı için şükrederken Jungkook'un arabaya bindiğini görmesiyle hemen aracın etrafında dolanmış ve kendini son anda içeri atmıştı.

Jungkook aracın kasa kısmına diğer askerlerin binmesini beklemeden arabayı tozu dumana katarak çalıştırdı hızlıca. Yoongi'nin yüreği ağzına geliyordu fakat belli etmemeye çalışarak sıkı sıkıya tutundu kapı koluna. Sevdiği adamı ardında bırakıp gitmek nasıl da zordu onun için o an. Jungkook'un bir delilik yapmayacağını bilseydi onu asla yalnız bırakmazdı lakin hem Jungkook hem de Taehyung için endişeleniyordu. En azından Jimin yanında askerler ile birlikte beraberdi. Uyandığında yanında olamayacaktı belki. Belki de bir daha dönemeyecekti yanına fakat son gücüyle dostları için savaşacaktı.

Aracın hızla ilerlemeye başlamasıyla diğer arabalar da sırayla peşlerine takılmıştı. Jungkook'un sürdüğü araba hepsini gerisinde bıraksa da hepsinin tek bir amacı vardı. O da Taehyung'u düşman elinden sağ salim kurtarmaktı.

"Konumu aç."

"Ne?"

"Sağır mısın Yoongi?! Drone'un çektiği o barakanın konumunu aç bana!"

Yoongi gerginlikle yutkundu ve akıllı saatinden bahsettiği konumu açarak Jungkook'a tarif etti. "Yoldan sapmadan düz gideceksin. Ormanlığa girmeden sola döneceğiz. Biraz uzun sürecek ama en kestirme yol bu şekilde şu an."

"Kaç saat?"

"İki." dedi yutkunarak.

Jungkook küfür etti sinirle ve yumruğunu direksiyona geçirdi. Ardından sanki mümkünü varmış gibi gaza iyice yüklendi ve araba yalpalayarak daha da hızlandı. Sevdiğini kaçıranları bulduğu vakit onlara yapacaklarını düşündükçe kanı kaynıyordu. Biriciğinin saç teline dahi zarar vermişlerse eğer.. Onları hakikaten doğduklarına pişman edecekti. Öyle ki acı çekmekten ve yalvarmaktan başka ellerinden bir şey gelmeyecekti. Acıya son vermesi için ona yalvaracak ve tanrıdan vazgeçip ondan merhamet isteyeceklerdi. Onun olana dokunmaya cüret ettikleri için etlerini parça parça olana dek mahvedecekti. Güzeller güzeli sevgilisinin gözünden akan bir damla yaş için, onları kendi kanlarında boğacaktı.







Soldier | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin