3.Bölüm

94 13 2
                                    

Gelen mesajla olduğum yerde çakılı kalmıştım bu halimle ne sınıfa gidebilirdim ne de kızlara mesajı gösterebilirdim. Büyük ihtimal kentinde konuşurken birisi bizi dinlemiş olmalıydı. Çantamı alıp tuvaletten çıktım ve kızlara toplu mesaj atıp okuldan acilen gitmem gereken bir mesaj attım ve tempolu bir şekilde yürüyerek okuldan çıktım. Kayra'ların evlerine doğru yürüyordum neden gittiğimi bilmiyordum ayaklarım beni oraya doğru götürüyordu. Evlerine varmıştım ama kapılarını çalmaya cesaret bulamamıştım kendimde, en son "Allah'â ekber " diyip kapıyı çaldım. Karşıma tabikide Çağrı'nın yarı çıplak çıkacağını tahmin edememiştim apışıp kalmıştım resmen yüzüne bakamıyordum gözlerimle vücudunu esir almıştım o baklavarda neydi öyle? Gel beni ye diyordu adeta. Ellememek için kendimi çok zor tutuyordum veya çatalla batırıp yememek için veya ne diyorum ben ya? "Bir şey demiceksen kapatıyorum. " soru edasıyla bile söylememişti tam kapatacağı sırada ayağımı kapının arasına koydum kaşlarını kaldırarak bana bakmıştı. Merakanı daha fazla arttırmamak için direk konuya girsem iyi olucaktı sanırım. "Konuşmamız gerek." Öyle utanan, kızaran kızlardan değildim veya kekeleyen evet etkilenmiştim kabul ama bunda utanacak birşey yoktu bence gayet normaldi. Her Allah'ın kulu bu varlığı görse apışıp kalırdı. "İçeri gel." Çağrı ile Kayra tamamen zıtlardı gerçekten ne fiziksel olarak benziyorlardı ne de huyları. "Aslında benimde sana artık bir konuda açıklık getirmem gerek." Eliyle oturmam için işaret verince oturdum. Dinliyorum gibisinden kafamı salladım. "Artık Kayra'yı unutsanız iyi olucak geri dönmicek bu yüzden bu konunun peşini bırakın bıkmaya başladım." Birincisi neden gelmiyordu ? İkincisi konunun peşine düştüğümüzüde nerden biliyordu? Daha bugün karar vermiştik. Sanırım salağa yatmam gerekiyor. "Dediklerinden bir şey anlamıyorum Çağrı. Açık konuş." O ruhsuzca konuşabiliyorsa bende konuşabilirdim. "Boşu boşuna salağa yatma Selin. Bugün telefonuna ben mesaj attım." Ne? Aklımı mı okuyordu bu benim? "Niye bunu yaptın? " gerçekten şuan neye uğradığımı şaşırmıştım. Gözüm bi an koridordaki odaya kaydı. Orası hep kilitliydi Kayra bile orda ne olduğunu bilmiyordu. Dediğine göre orası Çağrı'nın 'Sırlar Odasıymış' insan niye sırlarının odasını yapsın ki ? Adı üstünde sır gizli olmalı bu katıksız mal ise bildiğin sırlarının odasını yapmış salak. "Bilmediğiniz şeyler var Selin. Kimsenin. Sadece Uzak dur , durun (!)" Her kelimeye ayrı ayrı vurgu yaparak söylemişti. Yavaştan tırsmaya başlamıştım açıkcası. Kelimeler ağzımdan benden izin çıkmaya başlamıştı. "Kayra'yı sen mi öldürdün?" Ben bu çocuğa katıksız mal diyordum da asil burda katıksız mal varsa o da benim. Cidden öldürse bile bana 'Evet Selin ben öldürdüm lütfen kimseye söyleme' mi dicekti? Kim derki zaten? Olayı toplamak için omzuna vurdum "Sadece takılıyorum" dedim o ise bana koyulaşmış gözleriyle bakıyordu. Bildiğim kadarıyla sinir problemi vardı ve ben resmen sıçtığımı sıvazlıyordum şuan. "Kızardın"
"Ne?"
"Diyorumki yanakların kızardılar. Korkudan heralde." Evet artık korkuyordum buraya hangi akla uyupta gelmiştim resmen. "Garip duygularla garip eylemlerle karşılık veriyorsun. " cidden ya ben çok salaktım yada o iletişim kuramıyordu.
"Bak Selin. Benden korkmana gerek yok tamam mı şimdi sana bir bardak soğuk su getiricem ve sonra buraya geldiğin gibi gidiceksin ve mümkünse de gelirken haber ver kardeşimin arkadaşı tarafından gözleriyle yenilmeye alışık değilim. " ve gitti. Hemen etrafa hızlıca baktım ilk ve son fırsatım olabilirdi. Etrafı tararken gözüme telefonu takıldı sessizce mutfağa doğru gittim başka bir telefonla konuşuyordu hemen içeriye geri gittim ve cep telefonunu alıp mesajlara baktım ve en son olan mesaji açtım.
Bizim dağ evinin mahzeninde olun hepiniz saat onda orda olun. Biliyorsunuz malum günümüzdeyiz.
Malum mu ? Son kelimeyi görene kadar anlamamıştım.
Bugün Dolunay var. Neyse ikiletmeyin ve gelin.
Ayak seslerini duymaya başlayınca hemen çıktım son açık olan uygulamardan sildim ve hemen geri koydum. "İç". Elinden aldım ve içtim düşünmemeye zorladım kendimi ve başarıyordumda. "Artık gitsem iyi olucak iyi akşamlar Çağrı. "
"Sana da." Koşar adımlarla uzaklaştım. Bugün mahzene bende gidecektim. Malum günümüz diyordu erkeklerdedemi bişeyler oluyor acaba diye düşünmedim değil ama olsa bile mahzen ne alaka ? Veya dolunay? Gerçekten şuan kendimi çok klasik bir filmin ortasındaymışım gibi hissetmiştim. Eve gidip araştırmam lazımdı ve Çağrı'yı takip edicektim. Telefonumu aldım ve kızlardan tonlarca arama vardı. Hiç cevap vermedim çünkü adım kadar eminim cevap verirsem beni soru yağmuruna tutarlardı bu yüzden de telefonumu kapattım. Eve vardığımda soğuk bir duş aldım ve laptopumu kucağıma koyarak araştırmaya başladım. Öncelikle düşünmeye başladım hissettiğim herseyi o dile dökmüştü. Yani akıl okuyabiliyordu. Kitap okuma ve film izlemenin yararları diyerek tatmin ettim kendimi ve google'a Kurtadam yazarak arama motoru çıkmıştı ve güvenilir bir site bulmuştum hemen okumaya başladım.
Avrupa da, 1520-1630 yılları arasında kayıtları geçmiş 30.000 kurtadam vakası vardır. İnanışa göre kuduz bir kurt veya kurtadam tarafından ısırılan bir insan kurtadam olmaktadır. Dolunay altında açıkta uyumak, kurtarın içtiği sulardan içmek tehlikelidir. Kurtadamların Cadılar tarafından oluştuğu inanılmaktadır. Kurtadam öldürmek için gümüş kurşun veya gümüş kılıç gereklidir.
Okuduklarıma inanamıyordum. Böyle varlıklar olabilirmiydi gerçekten ? Sanırım sorularımı açığa kovuşturmam için bugün gidip öğrenmem gerek. Saate baktığımda yedi buçuktu hazırlanıp gitsem iyi olucak onlarla gitmemeliyim eğer gidersem beni fark edebilirlerdi. Bu yüzden onlardan önce gitmeliyim. Hemen yataktan kalktım. Siyah dar pantolunumu giydim ve siyah kapişonlumu giydim siyah çorap ve Siyah asker botlarımıda ayakkabılıktan çıkardım ve kapının önüne koydum. Tekrar odama geldim ve siyah parmakları yırtık olan eldivenlerimi alıp cebime koydum. Mutfağa gidip bidondan su doldurdum tam içeceğim sırada aklıma gelenle bardağı düşürdüm.
Kurtadamların içtiği sulardan içmek tehlikelidir. Bunu nasıl olurdu da şimdi fark edebilirdim. Neyse tehlikelidir diyor sizi kurtadama dönüştürebilir demiyordu evet çok iyi bir ikna değildi ama biraz daha beklersem yetişemicektim bu yüzden hemen evden çıktım ve babamın arabısını aldım. Bağ evine vardığımda koşturarak ormanın içine girdim. Ve mahzeni aramaya başladım. Mahzeni buldugumda sessizce yürümeye çalıştım ve oldukça tedirgindim. Mahzenin içerisine girdiğimde 5 kişilik zinrilenme yerleri vardı ve içecekler vardı sesler duymaya başlayınca kenardakı kuytunun içine girdim. Kokuku alamasinlar diyede ordaki şişelerin içindeki sıvıyı üstüme döktüm. Tesbirli olmakta fayda vardi. Içeriye girdiklerinde çok fazla uğultu vardı. Dediklerini anlıyamıyordum. Ta ki Çagrı'nın sesini duyana kadar.
"Herkes kendini hemen bağlasın bugün diğerlerinden daha farklı" ne demek daha farklı? Cırtlak bir kız sesi duyduğumda oraya gidip kızın ağzına vurmamak için kendimi çok zor tuttum. "Ya hani bugün malum gün ya bende işte malum günün malum günündeyim bu yüzden eğer bugün farklıysa ben malumun malumu olunca diğerlerinden daha farklı olacağım dimi size göre? " Ne diyor lan bu harbi salak. Bu seferki ses ise cezbedici bir sesti ne çok kalın bir ses ne çok ince erkek gibi erkek sesiydi. "Beste siktir git."
"Gidemem mağlumun--
"Susun!" Bu ses Çağrı'ya ait bir ses değildi. Kafamı hafifçe çekip bakmayı düşündüm ama daha zamanı değildi. Ayrıca kaç tane kız vardı burda? Gerci çocuğun maşallahı var elbette boş değildir. Zaten ani bir karar vermemem gerek ama o bir canavar. Her zaman vampir olmak istemişimdir ama kurtadamda olabilirdim yani . Niye korkmuyordum ki ben ? Şuan korkmam gerekirdi ellerimin titremesi lazımdı niyeyse çok normalmiş gibi geliyordu. Eğer bugün fiyaskoyla kapanırsa ilk işim psikoğa gitmek olacaktı. Herkes bi anda sessizleşince beni fark ettiler sandım. Beni bulmamaları için içimden zilyon tane dua ederken aniden bir ses duymam irkildim. Artık burda oturup sadece dinlicektim düşünmek yoktu. Kendimi vermeliydim.
"Abi benim malum şeyim geldi şuraya bir yere yapsam? "
"Oldu başka? Biz kızlar yapamıyorsak sizde yapamazsınız. Sizin ne ayrıcalığınız var?"
Erkeklerin arasinda iğrenç bir kahkaha tuhafını koptu.
"Bizim hortumumuz var güzelim. Sizin varmı? "
"Tamam hadi zaman yaklaşıyor bağlayın kendinizi ve şişelerinizi içmeyi unutmayın."
"Ya ben açım şimdi aç karnına içersem aclığımı iyice arttırırım. Zaten malumun malumundayim açlığımında malumunda olmak istemiyor o yüzde-
"İçin dediysem için ve Beste sen ne zaman malumunun malumunda olmadınki?
Bu malum da neydi ya canımı sıkmaya başlamıştı.
2 Saat Sonra
Herkes kendini bağlanmıştı ve çığlıklar atıyorlardı daha fazla dayanamadım ve içeriye giri verdim.
Herkes bana bakıyordu. Bazılarının gözleri yeşil, kırmızı, mavi, sarı ve adını bile adlandıramıcağım renklerdi en sonra kırmızı gözlü olan kız fısıltı şeklinde bana "Senin burada ne işin var?!" diyerek bağırdı. O kadar korkutucuydu ki irkilmiştim. Ve sesi hoş olan konuştu "Dönüşüm aşamasında. Çağrı bu kızı tanıyormusun yoksa işini halledelim mi?" Halletmekmi?! "Hayır! Ne dönüşümü siz neyden bahsediyorsunuz !?!" Çağrı'ya bakıyordum konuşmasını bekliyordum hepsinin kemikleri kırılıyordu ve cin çarpmış gibi şekilden şekile giriyorlardı. "Üzgünüm Selin ama dönüşmesden sana anlatamam." Korkmuştum evet şuan korkmaya başlamıştım. Korkmalıydımda sanırım bana komplo kurulmuştu ve bende oltaya gelmiştim. Ellerim titriyordu burasi çok soğukta ve ben durmak bilmeyecek şekilde terliyordum. Ve aniden birisi beni bacağımdan ısırmıştı. Herkes bana Özür dilercesine bakıyordu. "Hadisene kızım bağla kendini!"
"Artık sende bizdensin."
"Aç olmasam ısırmazdım normalde ben dönüştürmem çünkü alfamız Çağrı ama dediğim gibi ihanet duygusu açlığımı bastırabilir." Kendimi şuan ihanete uğramış gibi hissediyordum. Anılarını hatırlamaya başlamıştım. Teker teker hepsini hatırlıyordum.
"Bunun için bana ve bize teşekkür ediceksin Selin. İşte bir yıldır aklını kurcalayan gerçeği öğreneceksin."
Her şey silikti hatırlamaya zorladıkça kendimi canım yanıyordu. Alışmaya başladığımda Kayra'nın öldüğü geceyi hatırladım. Onu taşıyordum acıya karşı bünyem dayanamadı ve kendimi bıraktım ölüyorum sandım ama ölmediğimi bende çok iyi biliyordum artık bende kurtadam veya kurtkadın artık herneyse oydum. Artık yeni biriydim...

Sırlar OdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin