6.Bölüm

50 7 2
                                    

Nedense artık yeni hayatımı sorgulamıyorum, aksine eski hayatıma göre daha çok benimsedim. Sıkıcı, günlük rutin bir hayatım vardı. Öyle ailesine çok bağlı biri olmadığım için de onların özlemlerini çekmiyordum. Daha önce kimseye kendimi bağlı hissetmemiştim yada hissedememiştim sanırım bu yüzdendi. Sebebi ney bilmiyorum ama şuan ben kendi halimden çok memnunum.

Tabi şu Kayra olayını bir çözebilsem. Kafamda sürekli kurgu kurmaktan bıktım. Sürekli gördüğüm o görüntüler üzerine resmen senaryolar kurmuştum.

Çağrı "Kayra" konusunu bile dile getirmiyordu. Sanki kardeşi yokmuş - ölmemiş - gibi davranıyordu - ve bu benim merakımı iyice uyandırıyordu.

Düşünecek çok şeyim vardı. Sanki yaşamaktan çok düşünmek için doğmuşum gibi hissediyorum.

Cadılar... Beste ile onlara gitmeyi düşündük ama eğer bizi farkederlerse ki bu çok zor olmasa gerek - bir kaşık suda boğacaklarından emindik. Bu yüzden bunu sonraya ertelemiştik.

"Menepoza falan mı girdin kızım? Ne bu böyle cidden babaannemle bile daha çok vakit geçiriyorum." Beste. İşte benim kızım. Yine kendi havasındaydı ve ben onun atmosferinde olmayı çok seviyorum

"Sarp laydın seni de ondan mahrum bırakmak istemedim. " Beste nin neşeli yüzü bi anda gerildi.

"Özür dilerim ben senin ona öyle baktığını gö-

"Selin... Lütfen bu aramızda kalsın. Sarp benim yasak aşkım." Yasak aşk... bunu bende yaşamıştım. Berbattı. Ablamın sevgilisine aşık olmuştum. Ya da ben öyle sanıyordum - şimdi çok iyi anlıyorum sadece bir hoşlantıydı ve elde edemediğim için takıntı haline getirmiştim.

"Tabikide söylemem. Neden? Yani neden Sarp senin yasak aşkın? Yoksa sürüdeki herkes kardeş falan mı oluyor?" Bu soruma karşılık olarak Beste bana 'malmısın' bakışı attı.

"Hayır. Sadece benimle o anlamda ilgilenmiyor ve bu çok belli. Zaten iki yıldır tanışıyoruz. Öyle bir ilgisi olsa şimdiye söylerdi. Buna eminim. Sanırım o kendine birisini buldu."

"Saçmalama. Sarp senden başka kimseyle olamaz."

"Selin hiç moral konuşması yapma. Ben artık umut etmeyi bıraktım. Çünkü ettikçe üzülen hep ben oluyorum. Sanırım şu bizim iblisten etkilenmeye başladı."

"Adı neymiş öğrenebildin mi?"

"Alaska." Sarp'ın sesiyle ikimizde korkmuştuk. Beste'ye baktığımda endişeli görünüyordu. Acaba konuştuklarımızdan ne kadarını duymuştu?" Tam bunu soracakken Sarp benden önce davrandı ve sadece iblis yani Alaska hakkında konuştuklarımızı duyduğunu söyleyip ve onun hakkında bilmediğimiz çok şeyin olduğunu söyleyip gitmişti. Beste konuyu değiştirmek için hala o gördüğüm görüntüleri düşünüp düşünmediğimi sordu.

"Bence hipnoterapi olmalısın. Böylece aklında ki bütün sorularının cevaplarını öğrenmiş olursun."

"Ne terapi?"

"Hipnoterapi. Hipnoz ediliyorsun yani. " bildiğim kadarıyla bu terapiyi psikoloklar uyguluyordu. Zaten bilmediğim için değil şaşırdığım için sormuştum.

"Beni psikolağamı götüreceksin?"

"Hayır. Cadılar bu işte uzmanlardır eminim. Hem falda baktırırız. Lütfen Selin itiraz etme hem seninde istediğin bu değil mi? Daha ne istiyorsun. Bak şuan herkes çok meşgul elimize bir daha böyle bir şans gelmez. Hazır varken kullanalım işte nolur. " Küçük bir çocuğun annesinden ikinci bir şeker istermiş gibi bakıyordu bana.

"Tamam. Ama şunu bil yakalanırsak her şeyin sorumlusunun sen olduğunu söylerim. Ayrıca ben daha seni koruyabilecek kadar güçlü olduğumu sanmıyorum. "

Sırlar OdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin