8.Bölüm

16 1 0
                                    


Multide Victoria var

Beste bize arkasına dönmeye devam etti ve Çağrı gitmezse hiç dönmeyeceğini söyledi. Fakat şunu biliyordum ki Çağrı istese yapardı. Açıkçası ben onu dinlemeyip zorla döndürür sanmıştım ama gitmişti.

"Beste... yani orda öyle durmaya devam mı edeceksin?... Çağrı gitti. Lütfen Beste beni korkutuyorsun."

Beste bana döndü ve ellerimi tuttu - fakat yüzüme değil - yere bakıyordu. Kafasını elimle kaldırdım ve bana bakmasını sağladım.

Gözleri... kendi gözleri değildi. Dönüştüğü zaman renk aldığı gözleride değildi. Gözleri simsiyahtı ve göz bebeğine doğru kan kırmızısı gibi açılıyordu rengi.

Birden Beste'nin ellerini bıraktım ve kendimi geriye çektim. Beste ise ufak adımlarla bana yaklaşmaya devam ediyordu.

"Benden uzak dur."çok korkuyordum. Beste elini havaya kaldırmış konuşmadan bana yaklaşıyordu.

Sırtım bir objeye çarpana kadar geri geri yürüyüyordum. Tabi çarptığım için artık kaçamıyordum. Arkamdan bir sıcaklık hissettim ama o kadar çok korkuyordum ki arkama bakmaya cesaretini kendimde bulamıyordum.

"Bi çeşit rüya görüyor gibi oluyorum ama rüya değiller Selin. Benim yaşadığımın benzerini arkanda ki kız da yaşıyor tabi aynısı değil onun içgüdüsü var benimki ise uyur gezer gibi ama sana yemin ederim bunların hepsi gerçek lütfen zorluk çıkarma ve beni dinle. Tamam mı? Sadece dinle. Eğer seni tatmin etmezsem o zaman istediğini yapabilirsin ama lütfen beni - bizi dinle."dedi Beste.

Kafamı sakladım ve yavaşça arkama döndüm. Uzun, ince, bebek yüzlü bir kızdı. Etrafıma bakındım ve oturmak için bir kayalık buldum.

Kayalığa oturdum ve ikisinden birinin konuşmasını bekledim. Ya birbirlerine bakıp kaş, göz işareti yapıyorlardı yada ikiside bana bakıyordu.

"Dinle dedin ama dinleyecek birşeyim yok gibi?"içimde bir şüphe vardı. Sonuçta ne kadar tanıyordum ki Beste yi ?

"Sanırım ben başlasam daha iyi olucak"dedi bebek yüzlü kız.

"Öncelikle adım Victoria Black. 12 yaşından beri bindiğim bir bisikletim var. Ve beni aslında çoktan kaldırılmış bir Köprünün karşısına götürebiliyor. O bisikletimle köprüye gittiğim zaman köprü yerinde duruyordu ama başka bir bisikletle gittiğim de normalde olması gibi köprüden eser yoktu. Bisikletim beni sanki başka bir diyara götürüyordu. Oradaki insanlarla konuşup, tanışabiliyordum. Onların bana verdikleri kolye olmasaydı delirdiğimi düşünürdüm ama kolye var ve ben dokunamıyorum. Dokunmaya çalıştığım da elimi yakıyor. Beste ile de onun rüyaların da tanıştık ve bir şekilde onu buldum. Çünkü onu hissettim. Bisikletim artık yok bu yüzden öteki tarafa geçemiyorum."

"Bir dakika? Öteki taraf dedin. Sen ölülerle mi konuşuyosun?"

"Artık değil. Bir cadı değilim bu yüzden onlarla büyü yaparak da buluşamam zaten Beste'yide öğrenene kadar bu işte yalnız olduğumu sandığım için bir başkasına da anlatmak istemedim."

"Kolyeye bakabilir miyim? Victoria Beste'ye baktı o da kafasını sallayınca çantasından bir eldiven çıkardı ve Kolyeyi eline aldı. Elinde eldiven olsa bile elini yakıyordu. Sanki kolye elinde ne kadar çok kalırsa voltajıda o kadar çok artıyor du.

Acı çekmesine dayanamadım ve kolyeyi elinden aldım. Ama kolye benim elimi yakmıyordu. Elimde parlıyordu. Beste gözlerini kocaman açmış elime bakıyor, Victoria ise kafasını iki yana sallıyordu.

"Doğruymuş"diye fısıldadı Beste.

Neyden bahsettiklerinden en ufak bir fikrim yoktu. İlk olarak bu kolye ne işe yarıyordu? İkincisi kolye onları red ediyor ama beni kabul ediyordu. Neden? Kafamda deli sorular. ..

Sırlar OdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin